bugün

islam ahlakının güzide örneklerinden biridir.

http://odatv.com/kuran-ku...yil-hapis-0701161200.html
Hiç şüphesizki müslüman olduğu için cennete gidecek bireyler tarafından işlenmiştir.
(bkz: gerçek islam bu değil) ilk diyen ben olayım dedim.

kötü bir durumdur.
müslüman gibi görünüp kafir gibi yaşayan bazı yazarlarımızın yolundan gidenlerin işidir.
Allah'ın ve kitabının gözü önünde hem de... yazık. bi de din alimi diyoruz imam diyoruz. diyanet artık bence sakalı olanı değil adam olanı imam alsın. saygılar.
islam'ı kullanan ve karalayan kişilerin her türlü küfrü hakeden eylemidir. aldığı ceza azdır bile. açık ve net.
peygamberle ilgili kitap okurken gerçekleşen iğrenç olaydır.

her sakallıyı imam sanıp çoluk çocuğunu emanet eden aileler de akıllansın artık. ortalık islamcı sapıktan geçilmiyor. yazık..

bir de bu islamcı sapıklar neden hep akp'yle bağlantılı olur biri açıklarsa seviniriz?

--spoiler--
islamcı dernek başkanı rafet ermiş’i, 7 haziran 2015 seçiminde istanbul’dan akp milletvekili aday adayı olan avukat necip kumandaveren savunuyordu. mağdur çocuklardan birinin “rafet ermiş yanıma geldi ve beraber kitap okuyalım diyerek beni kendi odasına götürüp kapıyı arkadan kilitledi. daha sonra masa üzerine ‘peygamberin bir günü’ isimli kitabı koyarak okumamı söyleyip beni kucağına oturttu…” sözleri ise tutanağa yansıdı. öte yandan rafet ermiş’in avukatı kumandaveren, ermiş’in mağdur olduğunu iddia ederek serbest bırakılmasını istedi. fakat sinop ağır ceza mahkemesi hakimi, çocukların ve görgü tanıklarının ifadesi ile mevcut delillere dayanaraktan ermiş’i toplamda 24 yıl hapse mahkum etti.
--spoiler--
(bkz: ateistileri sevindiren durumlar).
yeterki islam lekelensin, her türlü pisliği avantaja çevirme uzmanları.
midesiz piçler.
yerleştirmişler oraya ateist bi eleman. yazık ya çocuklara üzüldüm.
olayın faili söz gelimi bir ateist olsa sabah akşam bire bin katarak anlatacak göt lalelerinin zoruna gitmiştir.

ama nedense hep islamcılardan çıkıyor bu olaylar?

bir değil iki değil. otur kendi dinini sorgula aq. islam hukukunda cezası ölümmüş bak sen, ondan 5 yaşındaki kızını tecavüz eden vaiz öldürülmedi değil mi?

http://www.hurriyet.com.tr/planet/24882282.asp

senin o islam hukukun bi boka yaramıyor ki islam ülkeleri pislikten geçilmiyor.
arap fantezileri okutan ve ogreten bir adamin yedigi boktur. kitabin hic mi sucu yok?

peki acimasiz gerceklere gecelim;
musluman eylemidir.

ahlakinizi sikeyim.
ahlakın dinle bir alakasının olmadığının kanıtıdır. ateistlere ahlaksız derler ya ben o ateistlere kurban olurum.
Çağdaş yaşam dernekleri ve add'lerde her gün olan durum.hem fiili hem fikri olarak.

Bir suç, bir kusur; bir düşünceye ait insanlar tarafından işlendiğinde hata o o insanın inandığı düşüncenin değildir.

sen bu işi islama isnat edersen, başkasına da "laik sistemin zararları." deme hakkı düşer.
zaman zaman gazetelerde haber yapılan iğrençliktir.
Bre bok parçası iyi belle bu yazdıklarımı. benim dinimde senin gibi fitnecilerin,tecavüzcülerin,katillerin,zalimlerin,vatan hainlerinin cezası idamdır. Tecavüzcüyü,katili,vatan hainlerini serbest bırakan devletse bunun suçlusu da odur.

O pis ellerini bir yıkada aç kuran-ı kerimi bak ! Nerde destekleniyor bu senden bi farkı olmayan lanetlilerin yaptıkları ? Bana bir tane hadis veya ayet göster tecavüze hırsızlığa adam öldürmeye vatan hainliğine kötülüğe arka çıkan. Bir tane göster ben dinimi bırakıyorum senin gibi dinsizlik propagandasına başlıyorum. Hodri meydan. Ama göstermezsen yeryüzünde fitneyi yaymaya çalışan bir bok parçasısın !

Apaçık bi gaflete düşmüş,şeytanın oyuncağı olmuşsunuz.

Ben sana bok demem,
Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka,
Onu da mundar eder.
askerde astına tecavüz eden yığınla komutan da vardır. islam düşmanı köpekler tecavüzcü askerler yüzünden türk ordusunu tecavüzcü ilan etmezler de, kuran kursunda tecavüz edildi diye tüm müslümanları tecavüzcü ilan ederler. genelleme yapmak askerler için de, müslümanlar için de yanlıştır.
bunu yapanların yatacak yeri olmasın. lakin bu ahlaksızlar üzerinden ülkeme ve dinime hakaret edenlere ise aşağıdaki listeyi armağan ediyorum:
http://www.haberself.com/h/42688/
Her dinin yobazi sapik ve ruh hastasidir kliselerdeki ayyuka cikan tacizleri hatirlatti bana .
görsel
peygamber efendimizin hz.aişe ile kaç yaşında evlendiği kesin değildir. islam alimleri arasında 3 farklı görüş vardır. bu üç farklı görüşün üçü de doğru olabilir. 3 görüşünde kendilerine göre güçlü delilleri ve zayıf tarafları vardır. hz.aişe'nin yaşı konusunda kesinlik yoktur. aşağıdaki yazıda bu 3 farklı görüşü okuyabilirsiniz.

öncelikle 3 farklı görüşe değinmeden önce buhari müslim gibi sahih kaynaklarda hz.aişe’nin yaşının 9 olarak geçtiği zaten bilinmektedir. bu rivayetler üzerindeki maksatlar ve görüşler 3’e ayrılır.

1. görüştekiler; buradaki 9 yaş barizdir peygamber efendimiz hz.aişe ile 9 yaşında evlenmiştir, ki bu o devirde gayette normal bir şeydir çünkü zaten arabistan şartlarında kadınların ortalama 8 yaşında ergenliğe girdiklerini biliyoruz ve o devirde bizanstan asya ülkelerine kadar bu yaşlarda kadınların evlenme ve bunların hukukta evliliklerine izin verilme durumları zaten bilinen bir gerçektir. ergenliğe girmiş bir kadının evlenmesinde zaten bir sakınca yoktur. ki ateistler tarafından hz.aişe'nin evlilik yaşı üzerinden islam'a saldırı konusunun 50 yıllık bir geçmişi vardır. bu da bu zamanın ve dönemin şartlarına ve anlayışına göre geçmiş devirlere yargıda bulunmaktır ve hiç bir mantığı yoktur. bir devrin normal standartlarıyla başka devrin normallik standartlarını kıyaslamak akla aykıdır.

2. görüştekiler; bunlar buhari ve müslimdeki rivayetleri reddetmezler ancak 9 yaşında hz.aişeyle nikah kıyılmamış nikah akdi yapılmıştır derler. nikahla nikah akdi farklı şeylerdir. nikah akdi söz takma gibidir, nikah ise fiili evliliktir. ki, hz.peygamberin hz.aişeyle evlenmesi arasının uzun sürdüğünü zaten herkes bilir. bazı alimler, fiili nikahın hz.aişe 15 yaşındayken olduğunu, bazı alimlerde 18(17 yıl 8 ay) yaşında olduğunu söyler.

3. görüştekiler; bunlarda buhari müslimdeki rivayetleri kabul ederler. ancak, kadına hiçbir değer verilmeyen cahiliye devrinde bir adet vardır ve dönemin kaynaklarında da yazar. cahiliye adetlerinde kadınlar, reglden sonraki yaşlarını söylerlerdi. yani bir kadın ergenliğe girince 1 yaşına bastı denilirdi. bu adet kadın erkek bir çok kişinin alışkanlığı olan bir cahiliye adetiydi. hz.aişe 9 yaşındaydım derken, reglden sonraki yaşını söylemiştir ve doğumundan itibaren 17, 18 yıl geçmiştir. çünkü hz.aişe'yle evliliğin hicretten sonra olduğu herkes tarafından ittifakla kabul edilir. kaynaklarda bu bilginin delillerinden bir tanesi şudur: "hz. ebû bekir’in ilk kızı olan esmâ vâlidemiz, hicretten yirmi yedi yıl önce 595 tarihinde dünyaya gelmiştir.(nevevi, 2/97) allah resûlü’nün hicreti esnasında(622) zübeyr ibn avvâm ile evli ve o gün altı aylık hamiledir. bir diğer ifadeyle o gün 27 yaşındadır ve âişe annemiz ile ablası esmâ vâlidemiz’in arasındaki yaş farkı 10’dur. (beyhakî, sünen, 6/204) buna göre (595+10=605) âişe vâlidemiz’in doğumunun 605; hicretteki yaşının da (27-10=17) olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. evlilik hicretten yedi ay sonra(ibn sa’d, tabakât, 8/58) gerçekleştiğine göre demek ki, bu sıralarda âişe vâlidemiz’in yaşı, on yedi'yi aşmış, on sekiz yaşına yaklaşmış demektir." yani; hz.esma 595'te doğuyor hz.aişe ile aralarında 10 yaş var. hz.aişe 605'te doğmuş oluyor. hz.esma hicrette(622) 27 yaşında hz.aişe hicrette 17 yaşında oluyor doğal olarak. evlilikte hicretten 7 ay sonra gerçekleşiyor.
kısacası buhari müslimdeki rivayet herkes tarafından kabul edilir ancak hz.aişe gerçekten 9 yaşında mı evlendi, nikah akdi 9 yaşında yapılıp 15 ya da 18 yaşında mı evlendi, yoksa hz.aişe regl'den sonraki yaş söyleme adetiyle böyle söyledi diye görüş ayrılıkları vardır.

hadis kitaplarında 6 yaş, salıncaktaydım istemeye gelindi, mevzusu da geçer. 6 yaş mevzusu da bu görüşlerde şekillenmiştir. görüş dememek lazım daha doğrusu alimlerin delillerine göre. 6 yaşın evlilik değil nikah akdi diyenler olduğu gibi, 6 yaş aynı rivayette geçtiği için yine reglden sonra yaş saymaya yoranlar da var. hz.aişe’nin çocuktum sözünün arapça orijinal kaynakta “cariyeydim” diye geçtiğinin ifade edilmesi, o devirlerde cariye olmayanlar için kullanıldığında “ergin kızdım” anlamındadır. hz.aişe'nin evlilik tarihiyle ilgili devrin kaynaklarından birbirinden bir çok farklı sahih bilgi bulunmaktadır ve bu farklılığa da açıklama getiren görüş 3. görüştür. çünkü 3 görüşte, buhari müslimin rivayetini kabul ediyor. o zaman diğer sahih kaynaklardaki evlilik tarihleri niçin 17 yaş sonrasını gösteriyor sorusu akla geliyor ve buna cevap 3. görüştekilerden geliyor.

2. soru, 17 yaşında kabul edildiğinde yaş farkının çokluğuna rağmen evliliğin olmasının hikmeti nedir?

peygamberimizin 17 yaşındayken ne kadar genç olursa olsun hz.aişe ile evlenmesini kınamak demek peygamberin bu evliliği şehvetinden dolayı yaptığı demektir ki peygamberimizin zaten böyle bir amaç ve niyeti yoktur. hz.aişe medinenin en zeki kadınıdır ve islam'a yaptığı hizmet peygamberimiz sırasında ve o vefat edince çok büyük bir hizmettir ve adeta medine müftüsü olmuş ve dini hükümlerin neredeyse 4 te 1 hz.aişe'den geriye kalan 4 te 3 ü diğer onbinlerce sahabeden gelmiştir. bu yüzden bu evliliğe bu açıdan bakamayız. hz.aişe gibi zeki bir kadının peygamberimizle evlenmesinin nedeni elbette bu tür hikmetlere binaen olmuştur ve bizzat peygamberimizin yanında yaşayan dini birinci kaynağından öğrenen hz.aişeyle peygamberimizin bu evliliğin hikmetine islam alemi şahit olmuştur. bu evliliklere kendi bakış açımızdan özellikle de çağımızın "normal" algısı perspektifinden bakıpta yargıya varmak büyük bir hatadır. zira, hz.aişe'den başkasının islam alemi üzerindeki ailevi, kadınsal hükümler ve müftülük gibi ağır bir yükü kaldıracak bir potansiyele ve yüksek zekaya sahip değildi ve hz.aişe'nin peygamberimizle evlenmesi gerekiyordu. onun yaşının ne olduğu değil aklının ve islam'a nasıl hizmet edeceğinin önemi söz konusuydu. çok yaş olması değil bu evliliğin farklı nedenlerinden dolayı gerçekleştiği biliniyor. sırf aradaki çok yaş var evlilik olmasın diye islam alemine bu kadar fayda getirmiş bir evliliği yapmamak aklen uygun değildir ve akılcı değil duygusalcı düşünmenin nedenidir. olaylara tek boyuttan bakmamak gerekir. hz.aişe'nin islam düzeni için getirdiği yararlar faydalar saymakla bitmez. bunu da ancak o yapabilirdi. tüm bu yararları göz ardı edipte sırf yaş farkı çok diye evlilik olmasın demek “islam alemi islam'ı öğrenmese de olurdu önemli olan yaş farkının çok olmaması” gibi dağ gibi evlilik gerektiren nedenin yanında bir taş büyüklüğündeki mesele hükmündedir.
suçlu çocuklarını tc'nin Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası)'ndan ayırıp, kur'an kurslarına teslim eden yobaz zihniyettir.
sadece tecavüz değil, her gün yatılı kuran kurslarında topluca ölen çocukları okuyoruz. ölmeseydi de başımıza bela mı olsaydı diye düşündüğümüz de oluyor. çünkü ölmeyenler ailelerinden kaçıp işid'e katılmaya gidiyorlar. o kadar ahlaklı gençler ki elalemin kızını kaçırıp seks kölesi yapmak cazip geliyor.
turan dursun'un dediği gibi "din bu".
(bkz: siyasal islam vs islam) arasındaki fark gibidir.

islam insanlara doğru yolu göstermeye çalışırken siyasal islam silkmeye çalışır. onların dini göstermeliktir.
Amerikada papazlardaki çocuklara yönelik cinsel istismar oranını bilmeden eleştirmeye çalışmaları çok ilginç. Sorun din iman kuran değil sayın ateistler, sorun nefis, sapkınlık, insan faktörü.
nişanlılara el ele tutuşmayın diyen dinin sapıklığının em güzel örneğidir. allah belnızı versin.
okurken içim gitti yazık ya.