bugün

Moral bozukluğunun tavan yaptıgı anlardan biridir. Kimsenin başına gelmesini istemem. Ayrılıktan daha acıdır. En az" yanlış anlaşılmak" ya da "yanlış anlamak" kadar kötü bir şeydir. En basit örneği birine yardım edersiniz, gönüllü olarak ya da istemsiz de olsa, karşıdakini mutlu etme çabasına girersiniz. Sevab kazanmak için değil, insan olduğunuz için genelde... Sonra karşınızdakini bir daha göremezsiniz, ya da teşekkür alıp bir daha göremessiniz.

Yalnız şundan emin olur örneğe bakarsak

-Ne için ayrılıyoruz
+Ben seninle, eski sevgilimi unutmak için beraber oldum.

Bu yukarda ki örnekde kendinizi kullanılmış hissetmeyin. Size bu lafı söyleyen kişi kullanılmıştır, kaşardır. Bu karşı cins, sizden daha etkileyici birini bulmuştur, ona gitmek için size bu bahaneyi yazmıştır. Rahat olunuz, yüzüne diyiniz ki "Olsun ben hamuna koydum, gidersen git." diyin. O zaman siz kullanmış olursunuz.

Şu an da adam akıllı bir örnek veremiyorum, malesef başına gelen vardır, örnek verilir. Siz dikkatli olun, kendinizi kullandırmayın."Ne olacak sanki" demeyin sakın, gerçekden acıdır.
akşama bunalıma girmeye işarettir, sabahınında pek farklı olacağıda söylenemez.
kullanılmak,sizi kullandığını düşündüğünüz kişinin gözünden kendinize bakmaktır.oysa kendi açınızdan değerlendirildiğinde her şey farklılaşabilir.kısacası kullanan kişi de aslında kullanılmıştır.kullanıldığını fark etmek aslında kullanan diye tabir ettiğiniz kişinin kullanıldığını fark etmemektir.
elbet uzucudur. lakin insan gibi insan olan bir bunye, birini kullanip insanliktan cikmaktansa, bildigi dogrulari yapip "kullanilmis" olmayi tercih eden kisidir. o bilmez bu bilmez, oteki, beriki bilmez belki ama bir gun birisi cikar ve bilir insan olanin kiymetini. rahat olunuz ve bekleyiniz efem.
bir kaç fincan ıhlamur içersin ufak pencerenden dışarı bakmaya çalışırsın bir sislenip bir açılan dünyaya. çamaşırları asarsın. hiç ihtiyacın yokken o ev hiç 6 kişi görmemişken o kadar yemek yaparsın. bir şekilde unutmaya çalışırsın evine gelen can ciğer arkadaşının senin için geldiğine inanmak istersin hala o defterindeki yazıyı görmezden geldiğini tepki vermediğini hatırlarsın sana değilde yurttan biraz uzaklaşmak kendini dinlemek için evine emrivaki geldiğini bir türlü kabullenemezsin günlerce perdeleri açmazsın labaratuar olmazsa okula gitmezsin bile.
arkadaşın için çok şey yapmışsındır belki saymak seni utandırır hala, ama sen onun bir kağıda yazdığı karalamada sadece gittiği bir evin sahibisindir, sahip olmak istediği o evin malesef sahibi.
eğer "gerçek dostum" dediğin kişiyse seni kullandığını farkettiğin, işte o an dünyanın başına yıkıldığı andır. tonlarca acı çöreklenir yüreğine, ağlasan ağlayamazsın.
nasil kullanildiginiza baglidir. ornegin aksam barda tanistiginiz ve geceyi beraber gecirdiginiz kiz sabahleyin onu tekrar aramaniza gerek olmadigini soylerse de kullanilmis sayilirsiniz.

bu durumda kullanilmis oldugunu farketmek pek de uzucu olmaz.
diş fırçanı arkadaşının kullanmış olma ihtimali. * *
nasıl bakıldığıyla da alakalıdır konuya. misal;

ben yaşarım arkadaş, dizime kadar battığım bataklıkta bazen gözümü kapar daha çok iterim kendimi aşağıya. debelenmem yani, hem bilemezsin batar sonra tekrar çıkarım belki. ha sen benim kafamdan bastırmışsın o ayrı. hızlandırmışsın çöküşümü. ben dibi boylamışım sonra. ne farkeder?

ben girmedim mi o bataklığa? hayal aleminde yaşayan bir ben miydim yoksa? sen kullandın ben kullanıldım ben aptaldım bi zaman sonra kendi derdime yanacaktım. öyle mi sandın? aman üstündeki çamur bulaşmasın başka yere. ben boyladıysam dibi elbet bırakmışımdır sende de bir leke.

sen bana bakma sonrasında farketmişimdir tabii. belki tüm kusuru sende bulmuşumdur. belki de tek kusurlu sensindir. kusursundur. kusur kalsın ben yaşarım arkadaş, senin niyet mühim olmaz ben o bataklığı merak etmişsem.

farkettiklerim bana kalsın, senin niyet seni ırgalasın; gitmeye karar verdiğinde bende yoluma bakar yaşadığımı yanıma kar sayarım.