bugün

bambaşkadır. normalde duymadığınız, aslında şarkıya çok şey katan, farklı, daha derinden gelen sesler duyarsınız. gözlük kullanmak gibi.
teknolojinin nimetidir. müzik dinleme zevkini kalabalık ortamlarda da yaşayabilir, insanları rahatsız etmezsiniz. teknolojinin yararı olduğu kadar zararı da olması kuralı burda da geçerlidir. aşırıya kaçma halinde bir zaman sonra duyma kaybına yol açtığı söylenir.
kulaklarınızın bir zamandan sonra uğultuyla beraber kulak acımasına maruz kaldığı durum.
ağlama durumunda kulaklığın bozulmasına kadar giden durum.
kulak içi diye tabir edilen kulaklıklarla yapıldığında kulaklar için bir hayli zararlı olan eylem. ayrıca bir saat yapıldığında kulaklarda binlerce bakteri üremesine sebep olduğu söyleniyor ama dinlenilen şarkıya ayrı bir zevk kattığı tartışılmaz bir gerçek.
otobüs metro gibi halka açık yerlerde halkı rahatsız etmemek için yapılan birşeydir.ancak bazı kulaklıklar öyle bir ses verir ki kulaklık olmasa da olur.değil yanındaki en uzağındaki bile senin dinlediğin şeyi duyar.ama ayrı bir zevklidir
çok yapıldığında beyine zarar verecebilecek eylemdir...
mp3 çalarınız varsa, başka yolu olmadan müzik dinlenemeyecek durum.

Ha "baba ben iki kolonu omuzlarım, bana komaz" diyen olursa, kendisine saygıda kusur edilmemelidir.
otobüste sesi hayvan gibi açıp etrafa reklam yapar vaziyette iken, üstüne üstlük tam ortada ya da ilerlemeyi durduracak şekilde dikilenlere ayar olduğum müzik dinleme çeşididir. neymiş efendim kulaklık varmış kulağında da duymuyormuş, peh.
bireysel takılmaktır.
otobüslerdeki insanların %80'inin yapıyor olduğudur.
shuffle'a alınan mp3 player, şarkıya uygun olarak, ya karşımda duran adam/kadın hayatımın aşkıysa triplerine girmek için uygun olabilir.
(bkz: kulaklıkla müzik dinlerken müziğe eşlik etmek)
bir saat süreyle dinlenirse, kulaktaki bakterileri yüzde 700 arttıran eylem.
kulak içi kulaklıklar vasıtasıyla günde saatler boyunca yapıldığı zaman ileride ciddi duyma bozukluklarına yol açabilecek bir eylemdir, hani çok kişi de yazmış bunu ama bugün baktığımız zaman taşınabilir müzik çalarların eskiye oranla epey yaygınlaştığını görmekteyiz. sokakta 15-25 yaş arası neredeyse herkes kulaklık takılı halde yürümekte, bu da bir neslin ileride yanıbaşında el bombası patlamış gibi gezmesi anlamına gelmekte. sennheiser'dan aşağı bir marka ile bu eylemin gerçekleştirilmemesi de tavsiye edilmekte, atın ölümü arpadan olsun.
arkadaşlarınızın iğrenç sesleriyle söyledikleri iğrenç şarkıları duymamak için yapabileceğiniz eylem.
topluma yabancılaşma örneklerinden biridir. örneğin otobusde yanında arkadaşın varken ,kız arkadaşın ile yürüyorken, arkadaşlarınla okey oynarken kulaklığını çıkartıp müzik dinliyorsan büyük nezaketsizlik yapmışsındır.
(bkz: cowon)
okul yolunu çekilir kılan tek aktivite.
bozuk kulaklıkların adamı bir süre sonra uyuz edebileceği olaydır.
(bkz: kulaklıkla müzik dinletmek)
işe giderken, okula giderken, tek başına sahilde otururken çok iyi gider. ama yanımızda biri varsa ve bişey söylemeye kalkarsak kulaklığı çıkarıp söylemek daha mantıklıdır çünkü insan kulalıklıkla müzik dinlerken sesinin tonun ayarlayamaz.
iyi bir müzik çalar ve kulaklık kullanıldığında sizi bulunduğunuz yerden alıp başka diyarlara götürebilecek bir eylemdir.Bunun alt versiyonu (bkz: tek tarafı bozuk kulaklıktan müzik dinlemek)tir ve hiç bir zaman çift kulaklıkla dinlediğinde verilen zevki veremez.
video klip tadında gülümselerin oluşturabilecek aktivitedir.
bazı yan etkileri vardır;
(bkz: özel hissetmek)
(bkz: kalabalıklarda yalnız kalmak)
dışardayken insanı birazcık paranoyak yapan durum. azcık da dalgın bi mahluksanız tehlikeli de. hani arabalar otobüsler falan. en kötüsü de servisle işe giderken çok ses çıkarıyor mu acaba stresi. önce kulağıma takmadan bi süre dinleyip anlamaya çalışıyodum da o da geçici bi çözüm oldu. her şarkının desibeli kendine sonuçta. bazen dinlediğimden bi şey anlayamıyorum valla şimdi kafamı kütletcek bi tanesi diye düşünmekten.
(bkz: gözlük ile etrafa bakmak)