bugün

dün yolculuk esnasında kulak misafiri oldum.
20 küsürlü yaşlarda genç birisi.
yanındakine çok rahat bir şekilde torpil ile nasıl memur olduğunu anlatıyordu.
duymak için çaba sarf etmeye gerek yoktu.
gayet duyulabilir bir ses tonu,
zaten hakkı olduğu düşüncesi,
diğerlerine zerrece acımama v.s.
nasıl içine sinecek, nasıl maaşını harcayacak merak ettim.
kabul hayat zor bir mücadele.
lakin hak eden kazansa olmazmı?
diğer aday devlette daha çok katma değer yaratacaksa, daha iyi, daha verimli bir memur olacaksa neden hak etmeyen memur olsun.
amerikan tarzı hedef olayı. hedefe ulaş. nasıl ulaşırsan ulaş...
yediği kul hakkı boğazında ömrü boyunca yumru olsun, ne yediğinden ne yaptığından zevk alsın inşallah.
tek kelimeyle şerefsizliktir. yazık ya valla yazık.
kadınları türban takıp, erkekleri sakal bırakır, bismillah deyip elhamdülillah diyen bardak icat ederler tüm günahları affolunur.
Simdi herkesin kizacagi yapana beddua edecegi ama imkan sunulsa cogu kisinin reddetmeyecegi durum. Umrumda bile degil. Kimsenin hakkini yedigimi de dusunmem. O kadar skandal oldu hani noldu nerde telafisi? Bize yapilanlari dusundukce sisteme attigim kaziktan mutlu bile olabilirim. He tabi kimse bana torpil yapmaz ben de kendim bulamam. O da ayri bi mevzu.
ibadetle tövbe edip ayın onbeşinden onbeşine çatır çatır maaşı yemektir.
allah'ı kandırdığını sanarak kara vicdanı rahat...
oh ne güzel!
aslolan popoyu kurtarmak değil, adil bir sistemle çoğu kişinin iş bulmasıyken kopyayı çekip insanım diye ortalıkta dolaşmak ne rahat!
allah'ın sopası yok demişler. kopyayı çekenden çıkmasa en sevdiğinden, canından çıkar. işte o zaman o parayı hastane parası etmiş olur.