bugün

Bir efsane değildir, vardır gerçekten. Haklı sebepleri de vardır. Kuaförlerden çok canı yanmış, kuaförlerin gerçek yüzünü görmüş kadındır efendim. Evet.
Ben bu kadar ne-düşündüğü-ne-yapacağı-sağı-solu-belli-olmayan bi meslek grubu tanımadım şu çok da uzun olmayan hayatımda. Ama çok sinir ettiler beni yıllarca, o kesin.
Hayır ben mi bahtsız bedeviyim de saçımı kutup ayıları şey etti hep bilmiyorum ama, yüzde 95 gibi bi başarısızlık oranı var gittiğim 8-9 kuaförde yaptırdığım hedelerin.
Öyle çok süslü bi hatun da değilim, röfleyi balyajı su dalgasını bırak boya bile sürmedim saçıma. Hiç topuz yaptırmadım, makyaj bölümüne teslim etmedim kendimi. Tek istediğim adam gibi bi saç kesimiydi ya.
Sevgili kuaförler, bu saç dalgalı, izin verirseniz dalgalı olmaya da devam etmek istiyor. Hayvan gibi çeke çeke fön çekmenizi istemiyorum ben "la noliiy?" diyemeden. Taramanızı da istemiyorum, ben zaten tarıyorum duş sırasında kremleyip filan -3 ayda bir yani ehehe şaka şaka.- Öküz gibi hatır hatır tarayıp da sonra "ayyh saçın çok yıpranmış çok kötü çok, keselim hemen" demenin mantığı ne be?
Yıllarca böyle sürdü bu. Ben kısa perçem istedim, my chemical romance fanına çevirdiler. Ben uzatayım bari dedim, tak diye "noluyo lan" diyemeden kleopatra stayla kestiler. Ben uzattım termal her şeyden -maşa, fön, sıcak su, tarhana çorbası vs- uzak durup kırmadan saçımı, bir fotoğraf çekimi için kırık maşa yaptırayım dedim diye saçımı sikip sonra da çeşitli triplerle "uçlarından" aldılar. (Yaptıkları kırık maşa da normal maşa yapıp bozulması için çekiştirmekti zaten)
Yahu zaten ucundan almak ne ya! yiyosa uçları kalsın dibinden al hadi? Hayır bide saçın en uzun kısmının yirmi santim yukarısında bi kırık var diye o saçın ebesini yirmi santimlik şey etmenin lüzumu ne.
Bide bi her şeye karışma durumu... "senin saçına kalıcı fön yapalım çohoş olar"
"aa saçın ne güzel kızıl olmuş, kına mahveder ama 6 ay sonra, boyayalım 6 ay bekleme mahvolması için ne dersin? Iyi düşün bak, win-win yani?" rraaagh diyesi gelir insanın.
Neyse işte. Gece gece atarlandım.
Kadınlara sesleniyorum! Muhtaç değiliz onlara tamam mı. Bakın ben kırıklarımı tek tek minik makasla milimetrik bi şekilde, hem uzatıyorum saçımı hem de pis pis şeyler değmiyo kafama. Üstelik iki santim kısaltınca olduğu gibi yalancıktan değil, cidden gidiyor kırıklar. Maşamı da yapasım gelirse kendim yapıyorum, kınamı falan filan da -öhömm- annem yapıyo. Neyse, sonuçta ben annelere muhtaç değiliz demedim, kuaförlere muhtaç değiliz dedim. Anneler candır. Evet.
(bkz: ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketler)
(bkz: affet beni sözlük)
(bkz: komiteye iki hafta kala elinde makasla kırıklarını alan gerizekalı)
(bkz: biyokimya)

O değil de sözlük... Tek derdimiz kuaförler olsun be.
(bkz: kuaförün evine gelmesini isteyen kadın)
saçlarının bukleli olması muhtemel olan bayandır. Ne zaman saçlarını kestirse boyunun ne kadar olduğunu anlamaz. Kuaförden sonrası ilk duşta "ben ne yaptım" der de der.
itü makina mühendisi kızlar. **
bulunması oldukça zor olan dişi türü.
kuaför elinden çok çekmiş kadındır. "ucundan kırıklarını alalım" der, kısacık saçla kalakalmış bulur kendini.ya da açtıra açtıra yakmıştır canım saçları,kuaför kapısına ve susmak bilmeyen çenelerine tövbe etmiş kadındır.
haklı kadındır. kaş için gidip türlü türlü psikolojik baskılarla oyunlarla bambaşka bir saçla çıktığım az mı oldu. upuzun saçlarım oldu bittiyle omuz hizasına az mı geldi bi saatte. işin esprisi her seferinde pişman olup hala azimle devam etmektir sanırım burda. bir an gaflete düşüp de birşey danıştığında hemen ''ay bu saçlar mahvolmuş kes bunları at bunları hemen '' deyin başlarlar. ayrıca o saçlarımız her zaman kırıktır hiçbir zaman sağlıklı olamaz. saç rengimiz tenimize gitmemiştir ,siyahsa yüze sert ifade vermiştir öcü gibiyizdir. perçem uzun saçla yıvranç olur biraz da kat attırmak lazımdır vs vs.
öyle birini bulursanız haber verin. bulmak gerçekten çok zordur.
gözü korkutulmuş zavallı kadındır. saç azmanı kuaförlerin ağzından salyarak akıtarak saçınızı biçme duygusu vardır ki sormayın gitsin. yok canımmm çok kesmicem der erkek traşından biraz hallice eder güzelim saçı eşşolusu. bi de "valla çok kesmedim" der utanmadan, yerde savrulan kesilmiş halı gibi saçınızı görünce bir kez daha yıkılırsınız. bi de bu kuaförlerin birbirlerinin arkasında konuşma huyu vardır. "şaziment kim kesti bu saçı ayol sen evde kendin kessen daha iyi olurdu"...
yazsam sayfalar yetmez yaşayan bilir kardeeşş demek geliyor başlığı görünce, yazık bize yahu.
genelikle orada ki malzemelerin herkesde kullanıldığı düşüncesine girerek kuaföre gitmekten nefret eder. para cebinde kalır işte ne güzel, hahahahah.
makas ve cımbızın hiç bir elde kuafördeki kadar tehlikeli olmadığını bilir.
siz sadece kırıklarını aldırmak istemişsinizdir oysa, ama bir de bakarsınız belinize kadar gelen saçınız küt olmuş
kaşlarınızda kavis istemezsiniz, düz olacak dersiniz ama anlamış gibi yapan kuaför ya da çırağı oraya u dönüşü bile yapabilir.n şeklinde kaşlarınız kulak hizasında küt saçlarınız vardır, az daha ısrar edip yakışacağını söyleseler esmer gelip sarışın çıkabilirsiniz o kuaförden maazallah.
kuafördeki yavşak kalfalardan bıkan kadınlardır.

(bkz: okuyomusun)?
böyle bir veriye rastlanamadı, sistem kapatılıyor.
saçındaki beyazlarla ve bıyıklarıyla barışık olan adam gibi kadın.
bakımsız kadındır. doğallık kelimesini abartmış bakımsızlığın dibine vurmuş, kuaförü sadece saç ve makyajdan ibaret gören kadındır. * *
güzel olabilmek için kuaföre ihtiyaçın olmadığını azcık bir beceriyle kişinin kendi kişisel bakımını yapabileceğini kavramış kadındır.zira şanslıdır.çünkü kaşlarını muazzez ersoy kaşı gibi ince aldırmaktan,saçlarını ise b*k sarısına boyatıp ortalarda şebek gibi dolaşmaktan kurtulmuştur.geriye kaldı kıl tüy,ee onu da bu kadar şeyden sonra kendin hallet be bacım..!
kadın olduğunun farkına hala varamayan kadınsı varlık.
muhtemelen belli bir yaşa gelmiş kadındır. artık güzelleşmeye ihtiyacı yoktur. gençkende gay kuaförlerden çok çekmiştir. bu yüzden bıkmıştır onlardan.
öyle birini bulursanız haber verin lütfen.
parası boktur, kuaförü ayağına getirtiyordur.
yok kelimesinin eş anlamsıdır.
işte o benim. ayna karşısında süs biberi gibi, saksı gibi gibi oturup onu bunu çekiştiren insanlarla dolu mekanda afakanlar basar. "saçımı kestireceğim" dersin, "ay terk mi edildin?" diye sorarlar. "saçın rengini mi değiştirsek?" dersin yandan atlar biri "abla gel sarı yapalım" der. ulan her kadın sarışın olmak zorunda mı? hele ki kara kaş kara göz bir kadına sarı saç yapılır mı ya? basıcak oryal midir ne zımbırtıysa.
hem herkes fönlü, manikürlü gezmek zorunda mıdır? tamam düğün olurmuş, özel bir an olurmuş, ya da beyazları kapatmak istersin amenna. ama sabahın 6sında uyanıp kuaföre gidenleri biliyorum. ben gitmem. nefret ederim. ayrıca mide bulandırıcı. herkesin saçını taradığı tarakla sizinde saçlarınızı tararlar. kuaföre gitmeyi, kendini köle ilan etmekle özdeşleştirip kuaföre gitmekten hazzetmeyen bir nesil yetişsin istiyorum...
saçını kendi boyar, fönünü kendi çeker. *
Nesli tükenmiş canlı türüdür.
saçının sarı olma ihtimali yüksektir. sıkılmıştır artık dip boyasından, bakım yaptırmaktan. ama gider, nefret etse de gider.