bugün

"Bugünleri de gördük" dedirten hadisedir. Efendim yaşanan son olaylardan birisi de buymuş: Kredi kartı borcu yüzünden kapısına haciz dayanmış olan çalışanları, gözünü para bürümüş, bahane arayan patronları işten çıkarıyorlarmış. Buyrun kendi gözlerinizle görün: http://www.sabah.com.tr/h...46FB8B638BC5D7341C34.html

Gerçi bunun olacağı zaten belliydi. Zira bir süredir iş başvuru formlarında bile "herhangi bir kuruma borcunuz var mı?" ve "varsa bu borçtan dolayı hakkınızda hukuki bir işlem yapıldı mı?" soruları yönlendirilmektedir. Bizzat yaşamışımdır.

Artık bilemiyorum gerçekten ülkemiz küresel mali krizi teğet mi geçti veya hamdolsun ayaklarımız yere gerçekten sağlam basıyor mu?

Rabbime sordum, "sen daha dur, başınıza daha neler gelecek" dedi.
(bkz: patron ibneliğini hükümete yıkmak)
kredi kartı borcu olan halka dürüst değil diyen bir başbakanın ülkesinde doğal olan durum. sen oğluna gemicik alırken kimse sana ses çıkartmıyor tayyip efendi ama ihtiyacı için aldığı krediyi aşırı faizler yüzünden ödeyemeyen vatandaş sahtekar oluyor öyle mi vay be ne adalet ne kalkınma.
hırsızın hiç mi suçu yok denilerek, bürokrasinin de üzerine düşen görevi yerine getirip getirmediğinin sorgulanması gereken hadisedir. Her konuya bir mevzuat giydirmekte üstüne olmayan Türk bürokrasisi, neden bu işten çıkarmalara bir denetim mekanizması getirmemektedir diye sorulacağına hala partizan tavırlar sergilenmesi ayrıca üzerine kafa yorulması gereken, işin trajikomik tarafıdır. Kendisi bu olayları yaşamamış insanlar atıp tutmaya devam edeceklerdir.

(bkz: davulun sesi uzaktan hoş gelir)
düşene tekme atmak deyiminin en nezih örneğidir.
güncel Önemli Başlıklar