bugün

aramaya inandım ancak alakalı başka başlık bulamadım. var ise entrynin yönlendirileceğinden şüphem yok tabi.

bir türk dili edebiyatı mezunu ve her şeyden önce 11 yaşından beri envai çeşit türkçe sorusuyla karşılaşmış biri olarak iddia ediyorum: tüm kpss tarihinin en zor türkçe sorularıdır. yani ösym bundan sonraki yıllarda bunun üstüne nasıl çıkar çok merak ediyorum. çağdaş türk lehçelerinden falan sorabilir bundan sonra artık.. yakutça çuvaşça falan. uygurcaya dönebilir. göktürk alfabesinin 11. harfinin şeklini sorabilir. uyanık olmak lazım. onlara da çalışmak lazım.

paragraflar oldukça zor. nefes aldıran, kolaylıkla çözülebilen soru sayısı 5 i geçmez. uzun ve karmaşık cümlelerle anlam iyice gizlenmiş ve gereksiz yere insanların kafasının karışması amaçlanmış.

dilbilgisi soruları ise dehşet verici. fiil çatısıyla ilgili olarak "aşağıdaki kelimelerden hangisi çatı bakımından incelenemez" denmiş. yani isim soylu fiillerde çatı aranmayacağı belirtilmek istenmiş. üst düzey bir bilgi.

bir başka soruda "tıpkı" kelimesinin zarf olduğunun tespit edilmesi beklenmiş, üstelik kurallı olmayan bir cümle içerisinde.

cümle yapısında "bileşik cümle" ve "sıralı cümle" kavramlarının çok afedersiniz mına koyulmuş. sadece kavramları bilmek yetmez, cümle içerisindeki diğer öğelerin de iyice özümsenmesi lazım.

sıfat olarak değerlendirilmesi gereken kelime de "kırmızı, güzel, büyük" gibi insanların alışık olduğu türden değil, "yakacak, gözlenen, özümsenmiş" gibi sıfat-fiil özelliği taşıyan türden hazırlanmış.

şimdi bunların üçü beşi bir arada olsa, yine ses çıkarılmaz, türkçe de elenmesi gerekenler elenmiş denir.. ancak 20 si birden aynı sınavda ardı ardına sıralanır mı kardeşim?

burada bir noktanın altını çizmek lazım, bir seçme sınavında önemli olan, mantık dışı bir şekilde adayların kafasını bulandırıp sınavın herhangi bir noktasında söz konusu adayların gardını düşürmek değildir. olmamalıdır. her sınavda paralel olması gereken standadın tutturulamamasını geçtim, amaca uygun bir seçimin önüne geçer testin bir bölümünü bu derece kazık yapmak.

amacım konu hakkında uzman ya da bilir kişi olduğumu ima etmek değil. sadece türkçe sorularına ister istemez aşina olduğumu belirtmek istiyorum. ha ben berbat bir dilci de olabilirim. doğrudur. tartışmam. ancak alelade bile olsa, bir edebiyat mezununun ve bugüne değin osym nin herhangi bir sınavında tek bir türkçe yanlışı bulunmayan birinin 3 yanlış yaptığı bir sınavda siz bir matematikçiden, fizikçiden, mühendisten, tarihçiden ne bekliyorsunuz?

sözlük formatından dolayı değil de, makama saygımdan dolayı ağır konuşmamaya çalışıyorum da siz fiillerin morfolojisiyle ilgili 3 kazık soru sorma yoluyla, tam olarak hangi kadronuza, hangi alanlarda kalifiye olan, hangi yapıda bir eleman alacaksınız? hayır madem bir tc memurunun her alanda uzman bir seviyede olmasını bekliyorsunuz, o zaman o matematik soruları o anayasa soruları nedir? nedir alanlar arasındaki bu adaletsizlik?

hiçbirinizin umrunda olmaz tabi de, şu sorulara genel bir bakış attıktan sonra kendinizi başarılı bulabiliyorsanız, mesleki anlamda hiçbir şekilde rahatsızlık duymuyorsanız ben de şu halimle sizin kurumsallığınızdan, profesyonelliğinizden, ülke çapında kullanılacak bir sınav için soru hazırlamaya muktedir olup olmadığınızdan şüphe ederim. daha başka şeyler edip daha başka şeyler de söyleyebilirim yine şu basit halimle ama... dediğim gibi; makama ve mesleğe saygı, kendime olan saygımı yansıtır. bu sepeple çirkinleşmemek gerekir diye düşünüyorum.

hak yemek için sadece soru vermek gerekmez. hele ki bu zorlukta olan soruların birkaç yüz kişi tarafından çalındığı düşünülürse.. böyle sorular hazırlamak sadece kopyacı zihniyete ilimi peşkeş çekmek olur ki.. kimbilir... belki birilerinin de amacı odur zaten.

yazık. çok yazık.