bugün

insana yaşadığını ve samimiyetin çürüyüp gitmediğini hatırlatan durumdur.

iki kişi karşılıklı güzel şeylerden konuşur ve gülüşürler. konuşma bittikten sonra da yüzdeki o tebessümün silinmemesine bayılıyorum. ama bu karşılıklı olacak. noktayı koyduktan sonra dahi gülmeye devam eden ben karşımda mermer gibi bir surat gördüğüm anda az önce samimi bir şekilde konuştuğum o insandan anında tiksinirim. bu şey gibi.. hani bir tanıdıkla/arkadaşla vs karşılaşırsınız da sarılıp,öpüşürsünüz ya ama öpüşürken sadece yanaklar değer birbirine.. heh işte onun gibi. gülümseyin abi samimi geldiyse.. ya da hiç konuşmayın samimiyetine inanmadıklarınızla.. hatta selam bile vermeyin.
sikmese bari tebessümüdür.tamam kardeşim fıkraya güldün de bu kadarda gülücük fazla.

(bkz: yanlışlardasın)
pazarlamacılıkla uğraşan insanların işi gereği sürekli içinde bulundukları durumdur aynı zamanda. yüzlerinde o memnun ve gülümseyen ifade pek silinmez, karşı tarafa sempatik görünme çabasının sonucudur.
(bkz: ee ne olmuş yani)
insanın hala kafasında o konuşmayı evirip çevirdiğinin, yaşadığının göstergesidir.
karşınızdakiyle birbirinizi ne kadar özlediğinizle de bağlantılıdır. aptal saptal şeylere gülersiniz hatta aslolan gülmektir, içten gelen bir şeydir bu. konuşmalar gülüşmelere meze olur. söyleyecek söz kalmayınca bile ağzınızda o gülücük kalır.
bu konuşma selamlaşıp geçme olarak gerçekleşiyorsa insanı biraz salak gösteriyor. hani zor ya ifadeyi anında değiştirmek.