bugün

tanım: komünizmin dünyada tutmamasının nedenleridir.

-kanımca komünizm insancıl olduğu kadar insana karşıt bir siyasettir. çünkü insanlar hırsları sayesinde insanlardır. hırs olmadan melek olurduk hepimiz. büyük balığın küçük balığı yemesi herkes tarafından kabul görmektedir.

-komünizmin çoğu örneğinde din devre dışıdır. bu da dindar kesimin antipatisini toplamaktadır. ateizmle bir tutulur onların gözünde.

-komünist ülkelerin başlarında mükemmel bir baskı vardır. (bkz: demir perde ülkeleri)
veya örnek olarak amerika'nın küba'ya sebepsiz yere ambargo uygulaması gösterilebilir.

-ne yapılırsa yapılsın global şirketler olmadan teknoloji ilerleyemeyecektir. (bkz: küba)

işte bu yüzden komünizm tutmamıştır. ayrıca belirteyim anti-komünist birisi de değilim. sadece merak ettim ve bu sonuçlara ulaştım.
insan psikolojisine aykırıdır. kimse malını paylaşmak istemez, aç gözlüdür, hep benim olsun der. tutmamasının en önemli sebebi budur kanımca.
en başta mantığa aykırı.
en başta insanları insan değil köpek yerine koyması.
anti komünist propagandaların başarılı olması.
komünizmi nasreddin hoca misali göle çalınan mayanın tutup tutmama ihtimaline dayandırmış tuhaf nedenler silsilesidir. Öncelikle devrimler tarihsel zorunluluklara dayanır. Tarihte kimse canı istediği için devrim yapmamıştır. Gelişmiş sanayi ülkelerinde devrimler üretim güçlerini elinde tutan burjuvazi ile feodal/aristokrasi düzenini temsil eden ve otorite amacıyla üretici güçlerin önünde engel oluşturan ve burjuvaziye güçlük çıkaran tarihin o dönemindeki ilerlemelere ayak uyduramayan devleti kurucu sınıflara karşı yapılmıştır. Sanayisi gelişmiş toplumlar bunu zaman zaman darbeler ile zaman zaman da üretici güçlerin önünü kesen aristokrasi ile parlamenter sistem yoluyla uzlaşarak gerçekleştirmiştir. Ancak sanayisi gelişmemiş ülkelerdeki devrimler ki bunların çoğu doğu ülkeleridir-asya tipi üretim tarzı-merkeziyetçilik, genellikle öncesinde verilen bir kurtuluş savaşı ile ya da dönemsel iç karışıklıklar/savaş gibi koşullardan faydalanarak iktidarı ele geçirebilir.

Sovyet sosyalizmi hakkında okuma yapılırsa 1905 şubat devrimine kadar geçen sürede Ramanof hükümdarlığı altındaki rus çarlığı klasik aristokrasinin burjuvazi sınıfı ile uzlaşma yapmayı reddeden ve iç isyan ve savaşlar nedeniyle kraliyeti parlementer sosyalistlere devretmek zorunda kalan bir çarın trajedisini yansıtır. Çarın hükmünü nasıl geçirdiğini az çok tahmin edebilirsiniz. Binlerce işçiyi kanlı pazar denilen olaylarla mitralyözler ile taramak görüldüğü üzere o dönem işe yaramamıştır.

Sovyet sosyalizminin asıl kuruculuğunu üstlenen ekim devrimi ise, yine burjuvazinin çardan devraldığı aynı sömürü koşullarına karşı işçileri iktidara taşıyan bolşevik bir ihtilaldir. Şubat devriminin burjuvazi üretim-tüketim ilişkisini bozmadığı görülür. Kaldı ki hem şubat hem de ekim devrimi sırasında sovyetlerde gelişmiş bir sanayiden de söz edilemez. Stalin döneminde bu aşılmaya çalışılmıştır.

Konuyu çok dağıtmadan kısaca 20. yüzyıl savaşlar ve devrimler çağı olmuştur, 21.yüzyıl kapitalizmin küresel krizleriyle çalkalanmaktadır. Milyonlarca insanın hayalindeki batı odaklı küreselleşme ve kapitalizmin refah devleti imgeleri yavaş yavaş çözülmektedir. Milyonlarca insan zor şartlar altında sömürülmekte, daha kötüsü işşizlik katlanarak artmaktadır. Liberal politikalar krize karşı emperyalist savaşları son çare olarak yine kullanacaktır. Ancak iyi örgütlenmiş ve bilinçli bir işçi/emekçi sınıfı zannımca iki dünya savaşı boyunca yediği kazığın aynısını bu sefer yutmayacaktır. Öncelikli hedef her ulusun işçilerinin birleşmesidir.
ülkemizde tutmamasının nedeni atatürktür atatürk komünizmi istememiştir.
komünizmin işlemeyeşinin nedenleridir. bunların arasında sayabileceğimiz nedenler ise öyle basit olarak işte eşitlik yok, din yok gibi şeyler kesinlikle değildir. en başta komünizm bir ideolojidir ve sscb örneğinde insanlar farklı olarak dini tamamaen dışlamışlardır. yani toplumu aslında bir arada tutan çimentonun tamamen dışlanıp yerine insanların aklıyla ve emeği ile oluşturulacak yeni bir toplum hedeflenmişti.

kabataslak konuşacak olursak eğer iki bakış açısından değerlendirmek gerekir. birincisi içsel diğeri ise dışsal sebepler. baskıcı bir toplum modeli ya da totaliter bir rejim olarak resmedilen komünizm tarifi yanlıştır,çünkü totaliter rejim denince akla gelmesi gereken faşizm olmalıdır ki totaliter rejimin bütün özelliklerini kapsar. diktatör ya da tiran yönetimi başta olur, komünizmde diktatör diye bir kavram yoktur. sadece partiden dolayı yeni bir oligarşik yönetimin altında yönetilmiştir; ki karar alma süreçleri aslında tek bir kişinin diktası altında olmaz, konsensüs ya da oy birliği veya oy çokluğu sistemi yürütmede uygulanırdı. bu biraz demokratik olarak sayılıabilir ancak bildiğiniz türden demokrasi değil tabii ki. ayrıca oluşan bu yeni elit sınıfın çıkarları zaman içinde aynı kapitalist sistemde olduğu gibi herkesin ve dolayısyla toplumun önüne geçmiştir ki aslı nda ideal komünist ya da komünizme evrilecek olan sosyalist toplumda olmaması gereken bir şeydir. yani herkes eşit ben neden aynı parayı alıyorum onunlna gibi çocuksu ifadeler bu toplumun içsel dinamiklerini yansıtmaz aslında. diğer bir yandan eşitlik mevzusunda ise herkes eşit ancak harcanılan ve değer niteliğinde olan emeğine göre aslında insanlar eşitti.

teknoloji konusunda ise unutulmamalıdır ki çin bugün bile 1949 dan beri en çok gelişen ülkedir. son dönemdeki yani 1990 sonrasındaki durumu tartışmalıdır ancak server tanilli'nin kitaplarına göz atılırsa sscb'nin aslında 1930 larda %10 ları geride bırakan bir büyüme trendine sahip olduğu görünür. yani özel teşebbüsün olmaması demek ar-ge yatırımların hiç olmaması demek değildir. sadece bunun devlet tarafından yapıldığı sonucu ortaya çıkar. bugün yine Rusya ki en büyük mirasçısıdır, hemen hemen bütün sanayi kolları bugün sscb den kalan mirastır, yine teknolojik olarak birçok ülkeden ileridedir ve bugün 'briç' ülkeleri olarak bilinen yükselen ekonomiler arasında yer almaktadır. yani sscb de teknoloji yok demek bu işi bilmemek gibi bir şeydir.

şimdi dışsal nedenlere bakacak olursak da bunun bir askeri bir de ekonomik ve siyasal boyutu vardır. askeri olarak nükleer yarışa giren sscb doğal bir sonuç olarak büyük harcamalar kaydırmıştır bütçesinden. ar-ge yatırımlarının büyük kısmını bu alan işgal etmiştir ve asıl hedeften bu yüzden sapılmıştır. güvenlik ikilemi aslında sscbnin içe kapanmasına ve dolayısyla devlet elinden yapıldığı için bu tür harcamalar devletin gücünün aslında olamsı gerektiğinden fazla artması neticesini beraberinde getirmiştir. güvenlik ikileminden sonrasında ise ekonomik boyut olarak düşünülürse eğer, doğu avrupa da yer alan devletler aslında tamamen demir perde ülkeleri değillerdi. slovenya örneği aslında sscb nin egemenliğini biraz tartışılır konuma getirir. yani 1970 lerin sonuna doğru avrupadan akan krediler ,ki bu tür diplomatik gelişmeler bugün ab nin halen uygulamakta olduğu soft power öncelikleridir, bu ülkeyi sscb den yavaş yavaş uzaklaştırmıştır. macaristan örneği ise aslında bunun vardığı noktayı açıkça gösterir, macaristan da aldığı kredilerden dolayı kendi başına ayakta duracağını sanıp ülkesinin bağımsız sanayi kollarında faaliyet göstermesi gerekliliğine inanıp, küçük burjuva sınıfların bir tehdit unusuru olamayacağına karar verince kızıl ordu tepesine binmiştir. yani ekonomik olarak başlayan bir sorun sonucunda siyasal hatta askeri yaptrımlara kadar varmıştır ki bu da dış nedenlerden dolayı birliğin içten karışmasına sebep olmuştur.

dolayısyla daha burda sayılması çok güç olan bir sürü nedenden dolayı sscb yürümemiştir, öyle bilindik kulaktan dolma bilgiler ya da bilgiymişçesine olan bilgiler sonucunda alternatif bir sistem yok olmamıştır. *.
türkiyede 80 lere kadar işçi-emek diye seçim propagandalarında bağırlara basılan insanlara sonradan cahil-yobaz diye hitap edilmesidir.işçiyse hala işçi emekse hala emek 80 den bu zamana kadar çok şey değişti evet ama acı olan o işçilerin haklarını savunanlar, şimdi ise onları sadece mitinglerde kullanıyorlar.
başlık dünyada komünist ülkeler olduğu düşüncesinden hareketle bunun tutmadığının nedenleriyle ilgili anket yapma niyeti taşıdığı ortadadır ancak insanlık ilkel komün düzeninden sonra modern anlamda yani kapitalizm sonrası sosyalizme geçip de komünist bir devletle tanışmamıştır. yani uzun lafın kısası komünizm zaten hiç bir devlet tarafından uygulanabilmiş değildir çünkü şartları hiç bir zaman oluşmamıştır. komünizmden kasıt katı bürokrasi temelli sosyalizm ise bu devletlerin ne kadar sosyalist olduğu bile tartışmalıdır ki bu devletlerin komünizmle ilgileri alkaları bile yoktur.
sovyetler birliğini ele alır ve ordaki rejime komünizm dersek aslında nedenleri iki tanedir biri ekonomik ki bu o kadar önemli değildir reformlarla idare edilebilirdi ikincisi ise siyasidir.sovyetler birliğinde türkiye'de başarılamayan birçok şey başarılmıştır mesela insanlara meslek edindirmek ve ağır sanayi kurmak gibi ayrıca altyapı yatırımlarını adamlar çok önceden halletmişlerdir.(bizimkiler hala istanbul'a metro inşaatı ile meşguller)ayrıca kültürel alanda da halkı bizim halktan çok daha ilerdedir.birçok eve giren piyano ve kitaplıklar bunun kanıtıdır.ayrıca rejimin katı tutumuna rağmen sineması da bizim boktan yeşilçam yapımlarına beş basar.diyeceksiniz ki tamam ama bunlar ne pahasına yapılmıştır.evet ağır sanayilerini kurmak için milyonlarca insan karın tokluğuna en berbat şartlarda çalıştırılmıştır.ülkede birçok özgürlük yoktur.serbest rekabetin olmaması da ekonomide canlılığı ve verimliliği öldürmektedir.fakat dünyanın ikinci süpergücü haline gelmiş,uzaya insan yollayacak teknoloji üreten,amerikadan sonra en güçlü ikinci orduya sahip bu ülke hiçbir dış saldırı olmadan neden rejimini terketmiştir.cevap siyasi şartlar öyle gerektirmiştir.çünkü sovyetler hem haklı olarak hemde amerikanın çabalarıyla dünyada bir öcü gibi algılanmaktaydı.avrupa bu yüzden amerika ve natoya sığınmıştı.müslüman milletler komünizmi düşman olarak görmekteydiler.sovyetlerde o zaman bunun böyle gitmeyeceğini artık karşıdaki amerikan bloğunu parçalamanın tek yolunun rejimini terketmek olduğunu anladı.nitekim haklı da çıktı.şimdi amerika ve avrupa karşıt iki güç oldular.islam dünyasının yeni düşmanı artık rusya değil amerika ve israil.ayrıca rusya yeniden eski gücünü toparladı yavaş yavaş eski arka bahçelerine sahip çıkmaya başladı.
ütopyanın gerçekleşmesinin imkansız oluşundandır. arkadaşlar komünizm bir ütopyadır. ve bildiğimiz gibi

ütopyalar gerçekleşmesi imkansız düşüncelerdir. diyeceksinizki ozaman ütopyalara gerek var mıdır ?
evet vardır. insanlar gelebilecekleri en iyi noktaya ütopyalarını takip ederek gelebilirler. ütopyalarına en yakın yaşamı ancak böyle elde edebilirler. hiçbir ülkede komünizm uygulanmadı ki tutmasın.
komünizm sosyalizmin geldiği en son noktadır. ilk önce kavramları tam idrak etmek gerekir. birisi çıkıpta rusya komünizm uygulamadı mı ? gibi komik bir soru sormasın. sosyalizm arkadaşım o.
bu yüzden tespit sıçmaya da gerek yoktur.

edit:oradaki rejim komünist rejim değildir. bahsettiğin yaygın olarak kullanılan komünist devlet tanımı yanlıştır. senin gibi bilmeyen bildiğini sanan bir ütopya ile rejimi karıştıranlara özgüdür. genel bir yanlıştır bu. oradaki rejim baskıcı sosyalizmdir. yok efendim komünist ülkeler denirmiş yok efendim wikiymiş. komünist ülkeler denir lakin bu ütopya sahibi oldukları içindir. komünizmi uygulayabildikleri için değil. her sakallıya amca demeyeceksin.
donunuda kafana geçirmeyeceksin.
tamam kib öptüm bye.
sosyalist-komünist ideolojiye inananların uzun yazılar yazmalarıdır. en sonunda insanlar okumaktan sıkıldı tabii.

şaka bir yana komünizmi anlamak adına okumalar yapanların neredeyse tamamı komünizme inanarak bağlanır, çünkü kulağa çok mantıklı gelir. efendim işte emek kutsal, gelecek kaygısı yok, keyfe yetecek bir hayat herkese verilecek, en azından kimse onurunu çiğneyemeyecek... her ne kadar sevmesek de bu sistemin kurucularının zeki insanlar oldukları ve anlatımın kuvvetli olduğu ortadadır. yalnız her şey kafada simüle edildiği gibi gerçek yaşama aktarılamıyor. oyunların 'loading' sonrası ekrana yansıttığı ülkeler gibi olmuyor gerçek dünyada 'loading'ler. komünizmden en çok çekenler komünist ülkelerin insanları oldu ve güzel bir hayalden uyanmak zorunda kaldılar. sebep şu veya buydu, belki on tane yamayla bu oyun çökmez hale getirilirdi ama ya teorik kısmın yanıldığı nokta temelde yanlış olmasıysa bu sistemin? güzel bir amaç belki komünizm, belki komünizme ömrünü adamış insanlar 'bu tüm insanlık adına bir kurtuluş' diyor bu sisteme ama zorluyor ve zorla güzellik olmuyor. yüz milyona yakın ölümden sonra kim 'insancıldır' diye komünizme sıcak bakabilecek ki? kimden isteyebileceksiniz komünist devlete tam geçiş sürecinde yaşanacak 'uzun doğum sancıları'na katlanmasını? bu sancılar çoktan çekildi ve ölü doğru bu bebek. kalp masajına gerek yok. canlanırsa da bu ölüyü diriltmektir ve ortaya çıkacak şey ancak bir zombi olur.

ha ben kapitalist miyim? hayır! kahrolsun kapitalizm! kendi başını yesin ve yiyor kapitalizm.

ancak komünist arkadaşlara diyorum ki: sayenizde çok şey öğreniyoruz. bilgilerinize saygı duymamak büyük ayıp. çevremde de komünist adamlarla konuşurken ikinci dünya savaşından, ekim devriminden, metadan bilmem nerelere uzanan öyle şeyler dinliyorum ki kesinlikle değerli bir birikimin yasıması olduğunu düşünüyorum. ama nedendir bilmiyorum çok ama çok tahammülsüzsünüz ekseriyetle... bilgi insanı ehlileştirdiği sürece değerlidir. öğren öğren, oku oku sonra ojenist ol, olur mu? elbette olmaz. e o halde oku oku komünist ol sonra 'sizi gerizekalı ezikler, cahil dallamalar' diye milleti ez. bu olur mu? bu da olmaz.
Bu konuda 'bak sovyetler de yıkıldı,komunizm de çöktü'demek gerçekleri görememedir.çünkü sovyetler başta amerikanın ve diğer emperyalist ülkelerin kendisine karşı düşmanca bir tutum içinde olmasından,tüm dünyada bu yüzden anti propagandasının yapılmasından,ayrıca bazı liderlerinin yanlış tutumlarından(stalin) ve son olarak da gorbaçovun 'şu işe bir el atalım'diyerek her şeyi berbat etmesinden dolayı çökmüştür.sorunun komunizmin uygulanamaz olmasının olduğunu söylemek akıldışıdır
ayrıca komunizm yüzünden 100 milyon insan öldü safsatalarını bir kenara bırakalım.bunun böyle olduğunu söyleyenler bile sovyetlerin dağılmasından sonra KGB arşivlerinin açılmasıyla bunun atmasyon olduğunu anladılar.fakat türkiyede hala harun yahya gibi yazarların etkisinde kalan bir kısım insan bu entry leri girebilmektedir.lütfen insanların kafalarını karıştırmayalım.gerçekler ortada.
anadolu topraklarında tutmamasının nedeni en başta dini reddetmesi, bir afyon olarak tanımlamasıdır.
henüz hiç uygulanmamış olması.
ocağın altını yakmadan "bu yumurta niye pişmedi?" sorusunu sormak gibidir.
(bkz: kapitalizm)
insanı geliştirenin -acı ama gerçek- eşitlik ve kardeşlik değil iktidar istenci rekabet ve mücadele olmasıdır. herkes eşitse ve rekabet yoksa gelişme olmaz.
Önderi tayyip değildi. Yoksa tutardı.
ne olduğunun bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.
sigara zamlari.
http://galeri.uludagsozlu...Cnist-olmas%C4%B1-502951/
insan egosunu hesaba katılmıyor. komünizmin gelmesi için herkesin humanist herkesin mükemmel görev bilinci mükemmel vatan sevgisi olması gerekir.