bugün

-topları evinin camlarını her hafta kırdıkları mahallenin en sinirli amcası tarafından kesildiği için topsuz kalan çocukların,yaratıcılık sonucu oluşturdukları ezilmiş kola kutusuyla futbol oynamalarıdır.
-"top yuvarlaktır" deyimi bu durumda geçersiz kalır.
-kola kutusunun bedenin her hangi bir yerine teması,şiddetli ağrılara,yaralanmalara sebep olur.
-kola kutusunun yerle teması kulak tırmalayıcı sesler çıkartır.
-kola kutusu köşeli olduğu için çok fazla yuvarlanamaz.
-tüm olumsuzluklarına rağmen çocuklar futbol oynamaktan geri kalmadıkları için mutlu mesut hayatlarına devam ederler.
küçükken makaradan,kibrit kutularından oyuncak yapabilen gelişmiş çocuk zekası haliyle bunuda becermiştir. mutlu olmak için gerçek futbol topuna,paraya ihtiyaç duymamaktadırlar. mutlu olmanın en birinci yolu içindeki mutluluğu erişebileceğin derinlikte tutmaktır. sesten rahatsız olan amca bilmezki yıllar önce gömmüştür ONU derinlere... halbuki bi tekme de kendi vursa hemen fırlayacak dışarı... bilmezki...
okul sezonunda 4 ayakkabı değiştirme sebebiydi çocukken.
lisedeyken öğle tatillerinde okulun arka bahçesinde iki gruba ayrılır* gömleğin yakasına takılan broveleri* bir grup alnına bir grupta sıkıca boğazına bağlayarak deli gibi başıra bağıra kola kutusunu tekmelerdik.etraftaki evlerden ne bağırıyorsunuz kızlar böyle diye şikayet edenler olurdu,bazende çocuklar tezahurat ederdi ablalarına *
cok eglenceli bir seydir bos derslerde genelde yapılan atraksiyondur.
kaldirim kenarinda sert sut atmaya kalkısilmamalidir aksi takdirde sut atacak bir ayak kalmayacaktır.ayakkabilarin derilerini mahveder. birde evde corapları yumak yaparak oynanan versiyonu vardi. oda bir kutu kola kadar eglencelidir.
ayakkabıların ömrüne en fazla zarar veren olaydır...topa basılması durumunda çok kötü olaylar olabilir...
kutu kola ile oynandığı vakit kolanın bir iki vuruştan sonra içerisindeki asit yoğunluğundan dolayı patlaması ile sonuçlanacak, bu nedenle kola kutusu ile oynanmasının daha uygun olacağı hadisedir.

özellikle kutu kola ile oynarken bir ya da iki vuruş hakkınızın olduğunu bilerek tek pas bir oyun sistemi ile 2. pasta golü bulmanı gerekmektedir. aksi takdirde gol olursunuz.

real madrid antrenmanlarında bu taktiği kullanıyor gibi efsaneler dolaşmaktadır etrafta.
gazoz kapağı ile oynanmasından daha iyidir.
ilkokul yıllarında ilk tenefus aranmakta olan bu kutu kola, ikinci tenefus icin sıra altında saklanır ve ikinci tenefus zamanı geldiginde bahceye cıkılıp *ayakkabı parcalama ve yapılan bu isten zevk almak icin elinden gelen futbol becerileri sen ve kutu kola ile yaptıgın hareketlerle sergilenir. kutu kola hayatın tadı..
bir zamanlar çocuktuk...
futbol kuralları içerisinde olan kafa vuruşunun kesinlikle yapılmaması gereken aktivitedir.
iki arkadaşımla, kurtarılamayacak düzeyde bad sector oluşmuş hard disk'i paslaşmada kullanarak 1 km yol gittiğimi bana hatırlatan konu.
turk futbolunun yurtdisinda basarili olamamasin sebeplerinden birisidir.*
5. sınıfta büyük bi zevkle yaptığımız aktivite. sınıflar arasında turnuva düzenlemeye kadar gider.. *
ısrarla (bkz: kola kutusuyla futbol oynamak)
yoktan var etmek durumuna denk düşer. bir mutluluk kaynağıdır, olabilir. insan nihayetinde çözmüştür can sıkıntısının nedeni veya çözüm yolu olarak buna başvurmuştur.
budur abi!
ilkokulun vazgeçilmez eğlencelerinden biri. ancak malesef bazen üzerine basılmış teneke, şut çekildiği anda yerdeki hava akımının etkisiyle 2m ye kadar havalanbiliyor ve buda tehlikeli durumlara vesile olabiliyor.
kola kutusuyla kafa yarmak
ilkokul yıllarının vazgecilmez eglencesi , tabi o yıllarda * her ilkokul da kale ve top imkanı olmadıgı için yaratıcı genclik futbol oynama arzusunu bir sekilde dizginleyecekti. en iyi ve en ucuz secim kola tenekeleriydi. Lakin söyle de bir sorun vardi, okul kantininde teneke içecek satılmıyordu. Her tenefüs yıldırım hızı ile okulun parmaklıklarından dısardaki çöpe atılmıs kutu kola tenekesi yoldan gecen birinden istenirdi. * * * tarzında cumleler sarfedilirdi.

Sonra futbolcu ruhlu abi , kendi okul gunlerini hatırlayarak bir degil iki tane teneke atardı. öbürü ise yarının topu olarak ezilmek suretiyle muhafaza edilirdi.

(bkz: hey gidi gunler hey)
beden öğretmeninin iki sınıf çalıştırmak zorunda kaldığı okullarda top alamayan ya da cezalı olan sınıfın yegane çaresi. zevkli ama ayakkabı düşmanıdır.
havadan gelen topa pardon kola kutusuna hakan şükür misali kafa atmam ve akabınde tekme yemekten jılet gibi eğilip bükülmüş topun kafama girip pekmezlerimi akıtmasıyla sonuçlanmış süper ilkokul eylemi.o top şimdi öyle gelse gene zıplar doksana bırakırım kutuyu.
kelimelerle anlatılamayacak şekilde zevk veren durumlardan biridir.
kutu kola her köşesinden simetrik bir şekilde ezildikten ve elips bir şekil aldıktan sonra müsakabaya başlanılır.

en orjinal futbol topuyla bile alınamayacak bir haz alınır her dokunuşta. o metal kutuya her vurulduğunda pele nin topa vurması kadar yüce bir duygudur. ayrıca kutuya her vurulduğunda içinde kalan son damlaların üste başa damlayıp evde anneden temiz bir dayak yeme olasılığı da çok yüksektir. ilkokul dönemlerinde yaşanan en büyük koridor zevklerinden biridir. sınıf sınıfa maç bile yapılır. hatta sert bir şekilde vurulan o topun bir hocaya isabet etmesi kaçınılmaz bir durumdur. ve ne yazık ki hoca işi gücü yok gibi o topun kafasına isabet etme anını beklemek için koridorda dolaşıyordur.
ilkokula giden çocukların yapmış oldukları oyundur. çok eğlenirler bu durumdan.
(bkz: ezik kutu kola)

ayrıcana

(bkz: kutu kola ile futbol oynamak)
okulda bir ara her teneffüs yaptığım, birçok ayakkabımın telef olmasını sağlayan spordur. oynanacak kutuyu ezerken, alt veüst tabanın mümkün olduğunca aynı hizzaya gelmesine dikkat edilmelidir. böylece ivmesi ve kayması daha rahat olacaktır. özellikle parke taş üzerinde oynanırken ayak hokeyi tadı verir. dışardan bakıldığında zavallı bir durum olsa da, o zamanlar o oyundan aldığım keyfi bir daha hiçbir şeyden kolay kolay alamadım.*
bu futbolun, topuna göre değişen, bu doğrultuda oynama yer ve biçimleri de değişebilen alternatif çeşitleri de vardır tabii:
(bkz: pinpon topuyla futbol oynamak)
(bkz: tenis topuyla futbol oynamak)
(bkz: patlak topla futbol oynamak)
(bkz: taşla futbol oynamak)
(bkz: su şişesiyle top oynamak)
(bkz: şişe kapağıyla top oynamak)*
(bkz: çorapları iç içe geçirip top oynamak)