bugün

kocaeli üniversitesi nin en torpilli fakültesidir.lakin bu okulun hocaları öğrencilerine kesinlikle torpil yapmazlar.
öğretim görevlilerinin toplandıklarında voltranı oluştururcasına farklı özelliklere sahip olduğu güzel fakülte.Birçoğu psikopata bağlamıştır.kullandıkları dili anlamak için google bile yetersiz kalabilir. (bkz: mete çamdereli), (bkz: emel karagöz)

kimisi de kuzu gibidir.anlamak ve anlatmak imkansızdır. (bkz: vedat demir)

kimisi kompleksleriyle nam salmıştır. (bkz: meral berzah)

ayrıca, (bkz: elif eda balkaş)
içine girdiğinizde fondan hoş bir müzik esintisi sunan fakültedir. önünden geçilendir ve sonuç olarak hakkında çok iç geçirilen fakültedir. abartılmaması gerekir.
RADYO Ki ; KOCAELi ÜNiVERSiTESi iLETiŞiM FAKÜLTESiUYGULAMA RADYOSUDUR . ÇALIŞMAK iSTEYENLERDE KOCAELi ÜNiVERSiTESi ÖĞRENCiSi OLMA ŞARTI ARANır ayrıca radyo bünyesindeki departmanlarda görevler almak isteyenlerin 9 EKiM PAZARTESi GÜNÜ UMUTTEPE KAMPÜSÜiLETiŞiM FAKÜLTESi DERSLiK 8' DE orda olmaları gerekmektedir . toplantı saatleri örgün öğretim öğrencileri için saat 16:00 , ikinci öğretim öğrencileri içinse saat 14:00 olarak belirlenmiştir..

http://www.radyoki.net
Görsel iletişim Tasarımı bölümünü 2007 DGS tercih listesinin 7. sırasına yazdığım fakültedir.
fakülte binası önünde mahşeri kalabalık ve kahkaha sesi eksik olmayan fakültedir. kaliteli bir öğrenci profiline sahiptir. gel gelelim hocasından öğrencisine memurundan hizmetlisine bir tane normal adam bulunmamaktadır. birbirinden ilginç tipler görmek için her bir kapıyı ayrı ayrı çalmanız yeterlidir.

bina olarak da yeni başlayanlar için labirentten farksızdır. özellikler alt kata, televizyon uygulama stüdyolarına girdiğinizde iki yanda yükselen kule gibi dar merdivenler ve dehlizi andıran koridorlar bir kale izlenimini verir, kaybolmak için birebirdir. hoş bir mimari yapısı vardır.

kısacası sevgi dolu eğitim yuvamdır.
2002 yılında açılan, ikinci mezunu olduğum fakülte.
şimdi radyosu, stüdyoları, uygulama ve bilgisayar laboratuarlarıyla dört dörtlük eğitim vermektedir.
bizim zamanımızda hereke'de çok kıstlı imkanlar vardı. hatta ilk sene bilgisayar dersinde hoca tahtaya çizmişti bakın bu kasa, bu monitör diye. (bkz: kerim karagöz)

depremin hemen sonrasında okula kayıt olmuş bizler de fazla bir şey beklemedik burdan, deprem nerdeyse tüm okulu alıp götürmüştü ama hereke'nin bize sunduğu muhteşemlik her birimize yetti. hey gidi günler

bir kez de fotoğrafçılık dersinde profosyonel bir makinanın elden ele dolaşması gözüme geldi bir an. şimdi düşünüyorum da nerlerden gelinmiş bu noktalara. hangi nokta mı, gidin görün donanımını, teknik imkanını, işte o nokta.
2004 mezunlarından olduğum fakültedir... tabi bizim jenerasyon dağdaki kampüsten değil, deniz kenarında yer alan sıkıcı ama düşününce hala gülümseten şirin hereke'den mezun olmuştur... bu ayrıntı başkaları için belki önemsizdir ancak eğer hereke'den mezun olmuş, prefabrik binalarda okumuş, cevat'ın yerinde içmiş, deniz kenarındaki cafelerde oturmuş bir arkadaşınız varsa hemen sorun anlatır size farkı.
şu an dağ başındaki kampüste okuyan öğrenci arkadaşlara çok üzülüyorum...evet sizin güzel ve modern bir kampüsünüz var...bizimkisi prefabrikti,eskiydi ama çok sıcaktı be...

(bkz: hereke kampüsü)
(bkz: üniversite yıllarını özlemek)
şu an itibarı ile öğrencisi olduğum ve seneye mezun olacağım fakültedir. mükemmel bir yer vazgeçilmez mekanımız.
öğretim görevlilerin aşı niyetine''biraz bişeyler öğrensinler bari diyerek'' sürekli kurama boğdukları öğrencilerin bu aşılara ''saman kafalı olmak'' ve ''karı kız peşinde apaçi'' olmak gibi meşguliyetler yüzünden cevap verememesi gibi sebepler yüzünden bir türlü gerçek hoca-öğrenci ilişkisi yaşanamayan mekandır. Bir kaç asistan sayesinde fakülte içi diyalog gerçekleşmektedir. Emel Karagözve Kerim karagöz gibi şeker mi şeker hocalar vardır. Ve çok enteresandır ki profösör olmasına rağmen müthiş tevazuya sahip Füsun Alver gibi bir değeri vardır. Öğrencileri sınavlarda zorlasa da yanına gidip edebe mugayır işler yapmadığınız sürece size elinden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışır. Fakat bunun yanısıra kendini beğenmiş. ''Öğrenci de kimmiş bokumu yesin onlar'' diyen hocaları çoğunluktadır malesef. (bkz: Betül Pazarbaşı) Eğer ileriki yıllarda öğrencileri kuram bilgisine bu kadar boğmaktan vazgeçip uygulamaya dayalı bilgileri de aktarmaya yoğunlaşabilirse güzel şeyler olacaktır vesselam.
bölüm değil fakültedir. candır canandır. !
kampüsün en eğlenceli, en üniversite havasında, en güzel fakültesidir. keza buyüzden çevre fakülteler genellikle bu fakültenin kantininde takılırlar.
kimi öğrencilerinin "hababam sınıfı gibiyiz ya süper ortam var. herkes bizim oraya geliyor" düşüncesinde oldukları fakülte.
kantininde artık mühendis, iktisatçı, memur adayı, kimyacı görmek istemediğim biricik fakültem.
kantininde yer almaktan zevk aldığım fakülte. derslere girmeyip vaktimi orada geçiriyorum. geçen sene daha bir canlıydı ama hayırlısı hele bir yaz gelsin de.
Mühendisliklerin gelmesini istemedigimiz fakültedir.
ceketinizi atsanız 3 ortalama yapabileceğiniz fakülte. ceketi olmayanlar genelde; geçme notu, bologna muhabbeti yaparlar.
dönem itibariyle bünyesine dahil olduğum fakültedir.
masadan masaya bakışmalar, sosyal medyadan ekleşmeler, akşam dışarı çıkmacalar, gece evde delirmeceler yaşanan bir kantine sahiptir.