bugün

daha önce adına aşk dediklerin aklına gelince korkmaya başlarsın. çünkü hayatın sana yaptıkları, yapacaklarının göstergesidir. ya onun da adı aşk değilse, ya yine yanlış kişiye "aşk" diye seslenirsem diye korkar, gözlerini kaçırır, dokunmaya çekinir, öpmeyi hayal bile edemessin. ama ya aşk oysa? ya yanıbaşında duruyorsa can acıtacak ve hiç bir zaman kanamayacağın insan? mantığın kalp önünde yenildiği andır. dile susmak düşer.
ayvayı yediğin andır.
kalbinde kelebekler uçuyor gibi oluyormuşsun sanırım.
seni öptüğünde yüreğinin seni terk edip kanatlanıyor gibi hissettiğin, şehrin elektrik akımını toprakladığını sandığın andır.
zaman kavramını yitirdiğin an dır.
ağır roman'da ampule kısa mesafeden bakmak sureti ile nasıl farkına varılacağı tanımlanan an.
*
mutluluğu ve acıyı birarada yaşadığın andır.
kalbinin güp güp atıp ve söz dinletemediği andır.

(bkz: kalp yarası)

Çaresiz derdimin sebebi belli
Dermanı yaramda arama doktor
Şifa bulmaz gönlüm senin elinden
Boşuna benimle uğraşma doktor

Aşk yarasıdır bu ilaç kapatmaz
Verdiğin teselli beni avutmaz
Dermanı yardadır sende bulunmaz
Boşuna benimle uğraşma doktor

Dokunma, dokunma...
Benim Gönül Yarama
Dokunma Doktor...

Bedenimde değil kalbimde derdim
Tek alışkanlığım bir zalim sevdim
Sen çekil yanımdan sevdiğim gelsin
Boşuna zamanı harcama doktor
her yerde o kız vardır, parkta bir küçük kız gördüğünüz zaman onun küçüklüğü sanarsınız.
adını duyduğunuz an içinizdeki titreşimi hissedersiniz.

yakınınızdan geçtiği zaman söyleyeceği çok şey olan ama ağzı kapalı tutulan bir adam edasıyla bakarsınız.

birde ayrılıklar olmasa güzel şeydir aslında.
boku yediği andır.
asılmak dahi zevk vermez artık.
allahtan belasını bulduğu an!...
karşısındakinin sevgilisi varsa hayatın içine eden andır. seni çok seviyorum.***
aşık olduğu kişiyi görünce kişinin karın bölgesindeki gereksiz basınç yada kan çekilme durumu.
garip bi titreme.
lisede bir arkadaş sakallı diye dalga geçtiği kıza aşık olmuştu. güya kendisine göre bu yüzden dalga geçiyor imiş.
sıçtığı andır.
tünelin sonundaki ışığı gördüğü andır.
aylarca görmezsin, sesini duymazsın, gider başka bi sevgili yaparsın. platonik aşkının elini ble tutmamışsındır ama yeni sevgilinle her boku yaşarsın. sonra bi gün gelir, ankara gibi kıç kadar memlekette, olmadık bi yerde karşına çıkar. gene ağzına sıçılır.

işte o zaman anlarsın. yüzlerce kadınla yatsan da, elini bile tutamadığın o kadına aşıksındır.
Gece kafanı yastığa koyar ve bi an düşünürsün ya işte o an onu düşündüğünü fark etmek yeterlildir.
önce pembe görüp sonra dünyasının karardığı andır. bi yerden tanıdık dediğin an da olabilir
hayattan daraldığı andır.
kafanı yastığa koyduğuğunda onu düşündüğün andır.
gözlerini açtığında sürekli kendini onun yanında buluyorsan, aşıksındır aslında farkında olmadan.
genelde onu ilk gördüğü an olmaz.
akşam eve gelip düşünüp taşınıp kendi kendine mutlu olduğu andır.