bugün

Nerde kitaptan uyarlanan film olsa altına "kitaptaki havayı bulamadım" mesajı yazan, ben var ya her kitabı okudum aq havası vermeye çalışan zat-ı muhteremdir.
kendine göre haklıdır çünkü bir aşk-ı memnu eserindeki behlül'ü kafamıza göre giydirebilir ve kafamıza göre bir şekle sokabiliriz fakat dizide hayalgücü bir yere kadar gidebilir. bihter ne yaparsa onu görürüz ama okurken olay örgüsünü istediğimiz kadar şekillendirebiliriz.
entellikle alakası yoktur. kitap okurken kişi hayal gücünde ve kendi çerçevesinde özgürdür. tüm karakterler belirlenenin dışnda iradeseldir. filmini izlemekse bir başkasının -yönetmenin- penceresinden bakmaktır. ve bu bakış esnasında ortaya çıkan hava solumak istediğiniz hava değildir.
film cekme tekeli hollywood'un elindedir. sen elindeki sartlarla en fazla reklam filmi cekersin. hollywood sanatcinin ve yazarin borusunun otmedigi biryerdir. cogu vakit butceyi asmamak icin akla karayi secen yapimcilar bilindik kliselere siginirlar ve filmin anasini aglatirlar. bunun en buyuk ornegi marathon man filmindedir, romanda olan bitenler o kadar guzel izah edilmis ki biraz risk alabilen yonetmen, senaryo ekibi hatta yapimci yuzyilin filmini cekerdi ama ne yazik ki siradan dandik bir film olmustu. bunun gibi bircok ornek var ve siz de biraz irdelerseniz goreceksiniz.

simdi gelelim varyeteye:

madem kitap okumak okudugunu izahat etmek suc amina koyayim o halde yaziyla isiniz ne? entel ile entellektuel arasinda daglar kadar fark vardir. entel gibiymis yapar entellektuel ise tam anlamiyla bilir ve icra eder. ulan memlekette bunu yapan pustur sunu yapan gottur sunu yapan sudur budur diyerek milleti saksiya cevirdiniz be.
-kitaptaki havayı filmde bulamadım nejat
+yapma be osman abi bildiğin kel oğlan işte
-olsun be nejat..
klişelerin şahını yaşayandır.
(bkz: kitabı daha güzeldi ekolü)
bunun tek sebebi sonunu şu ya da bu şekilde biliyor olmasıdır.
haklılık payı olan kişidir. entel yada dantel olmasıda gerekmez bu kişinin.
(bkz: hayal gucu sinir tanimaz)
haklı "entel"dir. bir kitap yazılır, senarist onu kendi hayal gücüyle okur ve yazarın anlattığını kendine göre sınırlandırır çünkü filmi çekilebilecek niteliğe sahip kitabın tümünü yalnızca 2 saate sığdırmak mümkün değildir.

sonra bu benim kitabı okumuş, hatta ilgisini çeken, kendine önemli gelen bölümleri dönüp bir daha okumuş ve beğenmiş güzel "entel" kardeşim filmi büyük umutlarla izlemeye başlar. e senaristin kırptığı bölümler, sahnelenecek niteliğe sahip olmayan bölümler zaten gitmiş, kitap kuşa dönmüş, dolayısıyla kopukluklar olmuş, akıcılık da gitmiştir. eh bir de kitaba bakış açıları da farklıysa zaten bizim "entel" olay örgüsünü biliyor nasıl beğensin filmi?