bugün

"öyleyse, büyük doğu mimarı'nın şair ve şiir için söylediğini hatırlamak yerinde olur: "ilim, hakikati bir nevi üniformayla, kuralla arar; şair ise, hırsız gibi, üniformasız ve laubali bir şekilde" ...

salih mirzabeyoğlu - şiir ve sanat hikemiyatı
ithamlarla aşağılandıktan sonra iltifatlarla ikna olabilen kadın gerçekten aptaldır demiş austen, lady susan karakterinin ağzından.

Güzel demiş.
senin sürgün olarak adlandırdığın bu yer, burada doğanların yurdudur.

boethius, felsefenin tesellisi
Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.

ince memed

Yerli ve milli kitap olsun:D
"Dünyada bana hiçbir şey, tabiattan melül bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir."
görsel
görsel
Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım sevdalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan!

Nikos Kazancakis - Zorba
Güneşle daima yüz yüze gelen ve gözleri karanlıkta görmeyen şu Patmos kartalı; aziz yuhanna'nın yanından uçup da, olympostan kaçmış minerva'nın baykuşuyla karşılaşsaydı, evet, gözleri yalnız gecenin en koyu karanlıklarında görebilen; fakat güneşe imkânı yok bakamayan bu baykuşla o kartal karşılaşsaydı acaba ne konuşurlardı?
Saat üç. Bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. Öğleden sonra acayip bir an. Hele bugün hiç çekilmiyor.

jean-paul sartre, bulantı
saat üç. bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. öğleden sonra acayip bir an. hele bugün hiç çekilmiyor.

jean-paul sartre, bulantı

Neredeyse genellikle uyandığım saat birebir aynı hisler.
Erken uyanmaya çalıştıkça bir ağırlık.

Erken kalkmayınca da hayvan gibi yatmak g*nü kaşıyacak vakit olmuyor sanki.
kaçtığını sanıyorsun ama dönüp geldiğin yer kendi benliğin. gittiğin en uzak yolun sonu hep eve dönüşün.

james joyce, ulysses
besmele, nasıl her işe başlarken allah ismiyle hareket etmek şuuru ve hikmetinin muayyen şekliyse, hamd de, aynı şuur ve hikmetin bir nevi netice ifadesidir.

adetâ, besmelede sebep şeklinde tecelli eden kulluk rabıtasının, hamd'de netice olarak tezahürüne şahid oluruz.
nitekim besmele ile başlayan yemek, hamd ile nihayete erer.

necip fazıl kısakürek - nur harmanı
"Ben hasta bir adamım. Hayır, bedenim değil; ruhum hasta, beynim hasta. Bütün değerlerimi kaybettim sanki. Hiçbir şeyi umursamıyorum."
ve yürüyeceğim gücüm yettiğince yolumda.
unutmayacağım pijamalık kumaştan smokin yapılmayacağını..
ve biliyorum ancak ayakta durabilenler ayakta tutabilir ....

salih mirzabeyoğlu - yaşamayı deneme
"Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?"
"Çünkü artık kimsenin onlara ayıracak zamanı yoktu; Oysa zaman yaşamın kendisiydi ve yaşamın yeri yürekti,
insanlar zamandan tasarruf ettikçe zaman azalıyordu."
"bazen içimden ufak bir anı alıp, karşılığında tüm hayatımı veresim gelir."

- zorba / nikos kazancakis
ay ben elitim,ayy ben okuyorum.
havalarına girmeden yazılması gereken alıntılardır.
herkesi gözyaşlarına boğan bir dua sırasında kayıtsız kalan köylü. duygusuzluğu nedeniyle onu kınayanlara, bu cemaatten olmadığını söylüyor.

albert camus, defterler ıı
"Az okuyanlardan mısınız, Çok okuyanlardan mı? Birinci sınıftansanız haksızsınız; çünkü az okumak hiç okumamakla hemen hemen birdir."
"Bugün annem öldü. Belki de dün bilmiyorum."

Albert camus- yabancı.