bugün

bu başlığı görünce aklıma şöyle bir rivayet geldi. bi adam yola çıkmış, yolu uzunmuş yanına salatalık almış sonra karnı acıkınca kabuğunu soyup salatalığı yemiş kabuklarına da bir güzel işemiş. sonra yolu dönerken salatalık kabuklarını görmüş, gördüğü anda da karnı çok açmış ve gitmiş buna işemedim, bu temiz diye yemiş sonra baktı az kalmış, demek ki midemdekilere işemişim bunlar da bir şey yok diyerek hepsini afiyetle mideye götürmüş. bunu da mahalledeki bekçi anlatmıştı bana sözlük. *

(bkz: gece gece saçmalamak)
insanoğlunun her zaman güzeli istemesinden kaynaklanır. kiraz yemeye başlandığında kusurlu olduğu için kenara ayrılan kirazların kirazlar azaldıkça yenmesi de izafiyet teorisiyle açıklanabilir.* kirazlar azaldıkça "güzel kirazlar" da değişkenlik göstermektedir.
aynısını duta yaptığım muamele. iyisi varken kötüsünü kim ne yapsın yani. en çürük en son yenir. ama yenir yani. hiç yoktan iyidir.
doğrudur, başlığı görünce birden yalnız olmadığıma sevindim yahu!
vardır böyle bir durum. önce güzel kırmızı ve sert olanlarını seçerek başlarsın. hafif yumuşak ve koyu renkli olanları elersin. sonra ilk seri bitince biraz daha koyu renkli ve sertleri yersin. sonra seçe seçe geriye kalan yumuşakları da yersin. derken bir bakarsın ki hepsini yemişsin. ee, durum nedir hacı? o kadar seçtin de noldu?
aslında olay basit. başlarda en iyileri seçtikten sonra 'kötünün iyisi'ni seçe seçe en kötüye kadar kalmaktır ilk felsefe. ikincisi ise 'her kurtlu baklanın bir kör alıcısı vardır' sözünden yola çıkıp kalana da talip olmaktır.
çekirdek yemeyi bırakamamakla aynı dürtüden kaynaklandığı tespit edilmiştir.

(bkz: isviçreli bilim adamları).
başta beğenmediklerine sonradan tav olmaktır..
beynin her seferinde, kalanlar arasından en iyiyi seçerek kendini ispatlama çabası.
güncel Önemli Başlıklar