bugün

can acıtan, ortaklaşa kayıp.

aslında ben çok da sevmiyordum yürümeyi fakat kaybolmuştum, henüz şehri takip edebilecek kadar alışmamıştım ya sokaklara, birkaç kez ağlayayım dedim, hazır zaman da bulmuştum, böyle zorlama ağlarım ben çıkaramam duygularımı dışarı olması gerektiği zamanlarda atamam, ağlarken yürümek nasıl bir şey herkes bir kere tatmıştır göz önü görmüyor, insanlar bakmasın istiyorsun birkaç kez kendimi böyle haksız yere savundum, oysa baksalar belki sileceklerdi. aslında ben kaybolmuştum elimden de tutabilirlerdi, bir beş dakika iyi hissedebileyim diye ellerimi bir sokak arasında buluşturdum, gelen geçenin kulaklarına bakıyordum, hepsi tamdı, herkeste ikiydi, tanrı çok fazla hata yapmamıştı bu konuda, ama çığlık çığlığa kaybolmuştum;
kimse duymuyordu.
osurmayı gerektirmez. (bkz: koku)