bugün

bik bik öterler, biz türküz, padişah soyundan geliyoruz, benim dedem bik bikin sol t.şağıymış diye. sanki soy kütüğünü çıkarmış gibi konuşur. kendini asiller sınıfına sokar amca! e iliyor musun beş kuşak öncesini ? Bilmiyorsun değil mi ? biri birgün çıkıp dese ki o çok salladığın ermeni vs diye aşağıladığın birileriyle 8 kuşak önceki deden evlenmiş diye veya 10 kuşak önceki ninen köyün motoruydu dese bir de şahit bulsa utanmaz mısın ? o zaman ermeni ve motor genetiğine sahip bir adam olup o salladığın insanlardan daha aşağılık olmuyor musun ? hadi ben salladım 5 kuşak öncesi dedim. sen 10 kuşağa kadar giliyorsun geçmişini. gerisi ne olacak ? asalet deliliği seni paranoyak yapmayacak mı ? taş devrine kadar giderim canımı sıkarsan. asalet geçmişte değil şimdidedir. geçmişteki kişiler seni kurtarmaz. sen kendini kurtarırsın.
hangi ırktan olduğun değil hangi ırktan hissettiğin sonucuna götürür.
saf ermeniyim saf türküm demek bilimsel olarak aptallıktır.çağımızda evlilikler yoluyla saf ırk kalmadığı için etnik yapılar kan üzerinden değil sosyal bir kimlik bilinci üzerinden yaşar.

ancak kimlik bilinci sosyal olarak kabul edilmesi gereken bir gerçektir ve aileler soylarının nereden geldiğini yazılı kaynaklardan olmasa da genel olarak bilirler.anadolu köylerinin hangisi 500 yıllık türkmen köyü hangisi kürt köyü bunlar bellidir.o yüzden kimsenin kimseye zorlama kimlik uydurması inandırıcı değildir.500 yıllık türkmen köyü de bellidir, müslüman olmuş ermeni köyü de bellidr kürt köyü de bellidir.

kişiliğiyle kimliğiyle siyasi sorunları olan bazı insanlar pkk nın başlattığı etnikçilik modasına uymak için kendilerine alt kimlik yaratıp ortamlarda farklı olup dikkat çekmeye çalışsalar da dedelerinin kimliğini değiştiremezler.
zorunlu tanım: kimse tabirinin içinde olmadığım için garipsediğim tespitler bütünü.

ön bilgi 1:

1. kuşak : ali-esme, oğulları osman
2. kuşak : osman-hatice, oğulları ali
3. kuşak : ali-mevlüde, oğulları ahmet turan
4. kuşak : ahmet turan-halime, oğulları xxxxxxx
5. kuşak : xxxxx-yyyyy, oğulları nevai

ön bilgi 2: türklerde alman tarzı bir saf ırk arayışı tarihin hiçbir döneminde ol-ma-mış-tır.

yorum 1 : en "azılı" ırkçı olarak bilinen hüseyin nihal atsız bile, ırk karışımlarının muhakkak olduğunu, ancak okyanusa bir kaç kova kırmızı mürekkep dökmekle okyanusun renk değiştirmeyeceğini izah etmiştir. hadi diyelim ki daha büyük miktarlarda döktünüz. doğanın tabii akışı (buharlaşması, yağmurlar vs.) okyanusu zaman içinde yeniden kendi haline getirecektir.

yorum 2 : bugün, atsız'ı dahi anlamamış üç beş çocuğun saçma fikirleri tarih içerisinde kayda değer bir bilgi olmayıp, topluma yön verme durumunda da değildir. Dolayısıyla antropoloji, milliyetçilik vb ciddi alanlarda eser vermiş ve zihniyet sürecini etkilemiş insanlar üzerinden tartışma yürütülürse en azından kalite artmış olur.

yorum 3 : basit iki sözle, türklük kavramı yok sayılmaz. kaldı ki biz turani ırktan geliriz. türklük bizim ırkımız değil milliyetimizdir. daha bu farkın bile ayrımını bilemeyenlerse meseleyi hiç tartışmasınlar. deden başka milletten kız aldı sen artık bir türklükten bahsedemezsin demek cahilliğin dik âlâsıdır.

ben türküm. bildiğiniz türk işte. 5 kuşak geriye doğru atamı anamı yukarıda saydım. hepsi ana baba türkler. antropologlar, farklı milliyetten yapılan evliliklerin taşıdığı genlerin 3 kuşakta bertaraf edileceğini söylerler.

ben kan olarak türküm, dil olarak türküm, zihniyet olarak türküm.

son not 1 : türklüğümün tartışılamayacak kadar net olması, atalarıma tapmam sonucunu doğurmadı. bilakis bendeki eğilim, onların zaaflarını ve iyi yönlerini tahlil edip, ailemi daha iyi idare etme yolunda gelişti. dedelerim her sene olan tabiat olayları hakkında bile bir sonraki kuşağa iki satır yazılı uyarı bırakmamış. ben ailemden gelecek kuşaklara muhtelif konularda yazılı notlar bırakıyorum.

son not 2 : türklüğüm hakkındaki kesin kanı, başka milletleri aşağılamaya sevketmedi beni. bilakis, kendimi net ifade ile başkalarının da en az benim kadar buna hakkı olduğu ve benim bu ülkenin sahibi olarak bunu temin etmem gerektiği fikri hâsıl oldu.

vs.

vs.

bu kadarını okursan şükrederim, uzatmıyorum.
beş kuşak öncesini bildiğim için sonucuna katlanmak zorunda kaldığım durumlar bütünü diye saçma bir tanım yapıyorum. kabul ediyorum üzerinde çok çalışmadım. gerisini tane tane gidelim:

yoksa ilgili konu antropolojik açıdan detaylarıyla #3970561 nolu entry de zaten verilmiştir. naja sosyopat

kavramlar yanlış yerde kullanılıyor. dolayısıyla işaret ettiğim noktaya yaklaşılamadı bile.

ırk ve millet kavramları biraz karıştırılmış gibi. Biz türk ırkından değil türk milliyetindeniz. naja sosyopat'ın her iki yazısında da türklükten bir ırk" olarak bahsedilmiş. "elbette ki bir insan ırk olarak türklüğü benimsemişse türktür diyemezsiniz. çünkü hiç bir antropolojik sınıflamada "türklük" bir ırk sınıfı olmamıştır.

o insan türk ırkından değil, turani ırktan ve türk milliyetindendir.

his meselesi bir vakıayı ortadan kaldırmaz. ben kendimi kızılderili hissediyorum dememin hiç bir sosyal neticesi ve gerçek hayatta yansıması yoktur.

tabiyet şuuru sosyal bir meseledir. biyolojik durumlar üzerinde bşka türlü hisler beslemek istisnai durumlardır ve bu istisnai durumlar bile gerçekçi değildir. (örneklendirelim mi? gerek var mı?)

ırk bir biyolojik vakıa, milliyet ise sosyal bir kavramdır. dolayısıyla benim kendimi siyah ırktan hissetmemin bir anlamı ve hayata bir yansıması yoktur. ilmi olarak da beş para etmez bir veridir.

kandan ziyade, dil, din, kültür, hatıra birliği (ortak tarih), ülkü birliği (ortak gelecek) vb. etkenlerle oluşan milliyette ise durum farklıdır. doğal ortamı itibariyle başka bir milletin dil, din, kültür, hatıra ve ülküsünü benimsemiş ve buradan hareketle kimlik tanımını yapmışsan bu mümkündür.

bunların hiç birini paylaşmamana rağmen kendini bir diğer milletten hissetmek de mümkün müdür? bunun da cevabını verelim. imkansızdır. ancak burada da "ihtiyaca cevaben" milliyet kavramının yerine "tabiyet" kavramı girer.

şahsi konumlandırmanızı yaparken milliyeti oluşturan değerleri "anlamsızlaştırarak" başka bir tabiyeti tercih edebilirsiniz. (örnek: marco aurelio)bu kötü, çirkin, aşağılık bir durum değil, insanın kendi değerlerine göre kendi hayatını dizayn etmesi durumudur.

fakat başlıkta bahsi geçen konu kafatasçı ve şövenizm yanlılarının, ırkını ve ait olduğu zümreyi yüceltme yanlılarının, sınıfçıların yanlışlarını dile getirir niteliktedir. naja sosyopat

insani değerlerin dışına çıkarak ırkçılık yapanların haksızlığını göstermek açısından anlış bir argüman olan "saf ırk kalmadı" meselesi ilk kez burada işlenmiyor. adamların yaptığı yanlış ancak bunun yanlışlığını izaha, daha büyük bir yanlışlıkla kalkılıyor ki benim dahlim bu noktada ortaya çıkıyor. ırklar her daim saf kalır teorisine şöyle bir göz atmanızı dilerim.

şayet sarf ırk kalmış olsaydı, o ırkın ırkçılığını yapmak mübah mı olacaktı? tabi ki gerek milli, gerek dini gerekse ortak paydamız olan evrensel değerler "her şart ve ihtimal" içinde ırkçılığı doğru bulmaz.

dolayısıyla ırkçılığın anti tezi ırkların yozlaşması değildir. o zaman yozlaşmamış ırka mensup olanların ırkçılık yapma haklarını iade edersiniz.

ben, milliyeti net ve ırkının saf olduğunu düşünen birisi olarak, milli değerlerim, dini inançlarım ve insanlığın ortak geliştirdiği değerlere sahip çıkarak ırkılığı lanetleyebiliyorum. dolayısıyla bu bir "değer" meselesidir.

ırkların saflığına karşın bozulmayı tespite de bir takım ırkçı yöntemler gerekir. iki yanlış bir doğru etmez.

bu laf uzar gider.

(zebra eşek, ağdalandırma ve kromozom meselelerini konuyu şahsileştirmemek, bilakis dikkati amaca yöneltmek maksadıyla es geçtim ve heyecana yorumladım.
bu tip tartışmaların temelinde, türk düşmanlığı vardır.

türkler bu coğrafyanın üvey evlatlarıdır.anadoluda ne işleri orta asyaya geri dönsünler biz anadoluyu ermenlerle paylaşalım faşizminin kurbanlarıdırlar.işte bu yüzden türkiye çok güçlü bir ekonomi ve orduya sahip olmak zorundadır.