bugün

insanları tanıdıkça daha da yakınlaşırız, daha tanıdık hissederiz. Bir insanın iyi ve kötü yanlarını, duygularını, deneyimlerini gördüğümüzde onunla daha iyi bir ilişki kurabiliriz. Bu süreç kendimizle olan ilişkimiz için de geçerlidir. Kim olduğumuzu ve ne istediğimizi öğrendikçe kendimizle olan ilişkimiz güçlenir. Hayatta yaptığımız birçok şey, sahip olmadığımızı hissettiğimiz veya bize fayda sağlayacağını düşündüğümüz şeylerdir. Ama kendimizi tanımıyorsak, bize fayda sağlayacağını düşündüğümüz şeyin bize zarar verebileceğini anlamamıza izin vermez. Kendimizi tanımak uzun bir yoldur ve bu yolda bize yardım edebilecek tek kişi yine kendimiziz.
Bilmeniz gereken şey, bunu tek başına kalarak kendi kendinize yapabileceğiniz -ki çevremde gözlemlediğim kadarıyla bilinçli olarak kendini tanıyan tek bir insan bile yok-. Gidip saçma sapan kitapların yöntemlerini uygulamayın. Bakın ben gene insaflıyım gençken direkt bu kağıt israflarını hiç okumayın derdim, okuyun tamam ama okumuş olmak için sadece. insan yoklukta okumak zorunda kalabiliyor.
ölene kadar bitmeyen olay. sizi sizden iyi tanıyan kimse yoktur ve siz de asla kendinizi tam anlamıyla tanıyamazsınız.
içtiğim kimi zamanlarda kendime bakarım... kendi kendime en dürüst olduğum bir mod yakaladığımda...

-ulan ben bunu cidden seviyor muyum?
- yaptığımı?

içimden ne geçiyor aslında... ne rahatsız ediyor da ses çıkarmıyorum vs vs.

bunları gördükçe üstüne gittim... değiştirebildiğimi değiştirdim... değiştiremediğimden bildiğin kaçtım.

ama kendimi tanıdıkça daha bir kendim gibi oldum. kendim oldukça da daha bir içhuzurlu.
ilim ilim bilmektir
ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır.

yunus emre'den .
bir kedinin, kendi g*tünü görüp yara sanmasıyla eşdeğerdir.

maalesef şuan da bir çok insan kendini tanıyamamaktadır ve tanımamaya devam etmektedir. bunun en büyük sebebi ise, ailelerin çocuklarını tamamen kendilerine göre şekillendirmeye çalışmasındandır. aynı zamanda, erkeğe ve kadına ayrı biçilmiş, 21.yüzyılın medeniyetinden oldukça uzaklaşmış bazı damgalanmış rolleri de yüklemeye çalışmalarındandır.

şimdi soruyorum, tamamen ailesi tarafından şekillenen bir insan, nasıl kendinin farkında olsun? nasıl sorgulasın, kişisel gelişimini nasıl yükseltsin? şuan da çocukların ve insanların bir çoğunun, bu tip saçmalıklara fazlaca maruz kaldığından, maalesef ki kendilerini net bir şekilde tanıyamıyorlar. haa tabi, bunda tek etki eden etken sadece aile değil, aşırı seviyesiz ve düşük eğitimlerin sağlandığı okullara da maruz kalmak.

çok derin bir konudur. deşip deşmemek konusunda biraz fazla düşünsem de, deşmeyi tercih ettim. çünkü insanları eleştirmeye, sorgulamaya teşvik edip, son derece yararlı bilgiler vermeyi seviyorum.

bu da benim huyum!
Her gün sil baştan yeni düşüncelere dalan, bugün ak dediğine ertesi gün bok diyen; o ahmak, o şaşkın, o maymun iştahlı bünyenizi nasıl tanıyabilirsiniz ki, hı?!.. karakteristik olan yanlarınız dahi sürekli değişim içindeyken hem de?..
Sevdiklerine acı verdiğin an kendini tanırsın.
2020’de aynı hataları, aynı şekilde tekrar yapacağıma o kadar eminim ki...
alfred adler insanı tanıma sanatı adlı eserinde "kendini tanıma, mutluluğun bir yasasıdır." diyordu.
en önemli avantajı, hayatında, önemli konularda, tecrübe sahibi olma işini daha kolay ve çabuk yaşamaktır. çünkü insan kendini tanırsa, neyi yapıp neyi yapamayacağını en baştan bilir böylelikle.
Benliğinin, beklentilerinin ve daha bir çok şeyin artık farkına varmaktır...

rakamsal olarak yaklaşık 30'lu yaşlarınızdır net.
kendini tanımak konusunu en veciz biçimde anlatan yunus emredir:

Beni bende demen, ben de değilim
Bir ben vardır bende, benden içeru
Kalbinin içinde kaybolmaktır karanlıkta,
Sonra umutlara dolanmaktır yalnızlığında..
ilerlerken kaçmaktır dünyadan..
Yorgun düşünce üşümektir yalandan..

Ama Anlamaktır sonunda,
Aranan cevapların icinde bulunduğunu..

Durmadan solduğunu..
delfi kahinlerinin dediği gibi kendini tanı.
Çok önemlidir. Çünkü insan, işe herşeyden önce kendinden başlamalıdır. Aksi takdirde doğru seçimler yapamaz ve hayallerinde kaybolur.
Daha kendisini tanımayan, keşfetmeyen insanların başkalarını tanımaya çalışmasının doğru olduğunu düşünmüyorum.
Ne kadar zor da olsa herkes kendini tanımalı.
iyi bir seydir.etrafinizdaki insanlarin dırdırıni dinlemeden kendi kendinizi elestirebilirsiniz.
bir insan aynaya bakarak kendini ne kadar görürse, kendine bakarak da o kadar tanıyabilir.
bizi, bize tanıtacak insanlara mahkumuz, onun için birey tek değildir. yaşam denen seyahat, aslında kendini tanıma yolculuğudur ve bir çok rehber yol gösterir.
(bkz: içgörü)
zaman alır.
ben bi insanın kendini iyi tanıyabileceği fikrine pek katılmıyorum. çünkü zaman geçiyor ve sürekli değişiyoruz tüm çevremizle birlikte. sürekli yeni fikirler ediniyoruz, yeni alışkanlıklar ediniyoruz. demeyin öyle, evet sürekli değişiyor gelişiyoruz, ancak ben yine aynı benim, kendi inancımla kendi karakterimle yaşıyorum. öyle olsa hiç bi adaptasyonumuz olmaz, yapayalnız kalır, kendimizi sorgulardık 'ben nerde hata yaptım' diye. hem insan diyoruz bir nesne değil ki! geçmişimize bakıp 'a nolmuşuz biz hacı' demiyo muyuz? bazen. elbette öz diye bir şey var. hani emin olduğumuz şeyler; 'ben katil olamam' 'merhametsiz olamam' 'ben sabırlıyımdır' vs. öyle anlar gelir tanıyamazsınız kendinizi. o halde durumlar hiç bir koşulda değiştirmemeli tavrımızı asla. bu ne kadar mümkündür? ama kötü bir şey değil bu kanımca. gayet olağan. böyle söylerken radikal değişimleri kastetmiyorum. sadece hayatta her şey olabilir diyorum. kötü olan şu bence; insanın kendini mutlak bir inançla tanımlaması, tereddüt etmeden inanması. ne dürüsttür ne de akıllıdır bu çeşitleri. bu yüzden kimse kendini tanıma ve tanımlama mecburiyeti ve gayreti içinde olmamalı. bu beyhude bir çabadır. üstelik önemli ve gerekli değil. kendini tanımlayamayanlar olarak hiç bir eksiğimiz yok. hani o erdem dedikleri belki de budur. bir de götünden haberi olmayan tipler vardır. ama o konuya şimdilik hiç girmiyorum. had bilmek ise tamamen farklı bi konudur.
bir insanın ne olduğunun farkında olmasıdır. insan kendini tanımadan başkasını tanıyamaz hayatını kuramaz. (bkz: sen seni bil sen seni, sen seni bilmezsen patlatırlar enseni) şeklindeki atasözünde olduğu gibi bir insan kendini bilmezse başkaları haddini bildirir ki bu durumda pek hoş değildir.
yapabileceklerinizin ya da yapamayacaklarınızın tamamı hakkında hiçbir fikriniz yok... tahminleriniz sadece baskın benliğinize bakarak yürüttüğünüz taraflı fiikirlerden ibaret...

sesinizi bile tanımıyorsunuz siz, onun her bir olayda değğişen tınılarına yabancısınız ki bu, belki de size en çok ait olan , sizi en iyi tanımlayan şey, sesiniz...

yüzünüzü bilmiyorsunuz, bazen hiç olmadığınız gibi göründüğünüzü anlamıyorsunuz siz... daha önce hiç karşılaşmadığınız biri, herhangi biri, önemsiz bir yabancı, karşınızda bir saat oturduktan sonra yüzünüzü sizden daha iyi tanıyor, bunu fark etmiyorsunuz....

baktığınız aynalar size görünmek istediğiniz kişiyi veriyor, neşeli halinizi, durgun görünüşünüzü, anlamını kavrayamadıüınız şeylerle karşılaştığınızda silikleşen ifadelerinizi ama mutlaka her daim haberli olduklarınızı gösteriyor aynalar size...

aynalara bakarak, kendi sesinize odaklanarak yanılıyorsunuz siz...

içinizde bilmediğiniz, sizden apayrı bir başkası duruyor, sadece an'ların içine ortaya çıkmak içinde pusuda bekliyor...

bu yüzden, başka zamanlarda aşşağılayacağınız, nefret ya da tiksintiyle, hoşgörü ya da kibirlikle bakacağınız şeyler yapıyorsunuz; asla yapmayacağınızı sandığınız şeyler onlar; oolup bittikten sonra uydurduğunuz kılıflarla mazur göstermeye ve bu şekilde katlanılabilir kılmaya çalıştığınız şeyler... anlık şeyler... size, aslında her zaman bildiğiniz, sandığınız o kişi olmadığınızı ispatlıyorlar!...

insansınız çamurdan yaratımışsınız, kaygansınız aslında bildiğinizden çok daha fazla; akışkansınız, her duruma uyum sağlamaya meyyalsiniz; hayatta kalma iç güdüsüyle lanetlenmişsiniz...

aynlar size kim olduğunuzu söylemezler, sizin kim olduğunuzu, kimliğinizin içinde pusuya yatmış diğer benliklerinizi en açık biçimde ancak bir başkası bilebilir, sizi gören, sizi duyan ve bu sayede tüm benliğinizi kesintisiz olarak algılama şansına sahip biri...
(bkz: bir ben vardir bende benden iceru)

Burda ben yani self insanın bilincini, nefsini, bencilliğini anlatırken "benden iceru ben" insanın gönlünü, ruhunu, özünü timsal eder.
güncel Önemli Başlıklar