bugün

Gabriel peri

bir insan öldü başka silah bilmeden
hayata açılmış kollarından gayrı
bir insan öldü başka yol bilmeden
mavzerlerin kıpraştığı yollardan gayrı
bir insan öldü vazgeçmez hâlâ döğüşten
ölüme karşı o karanlığa karşı
madem onun istediği şeyleri
biz de istiyoruz
esenlik diyoruz ışısın bir
gözlerin gönüllerin derininde
adalet diyoruz ışısın yeryüzünde
insanı yaşatan kelimeler vardır
hani yunmuş arınmış sözler
sıcaklık diyelim güven diyelim
mesela aşk adalet hürriyet kelimesi
çocuk kelimesi insanlık kelimesi gibi
ve bazı çiçeklerin ülkelerin ismi
mesela yiğitlik kardeşlik arkadaşlık
çalışma kelimesi gibi
sonra bazı kadınların bazı dostların ismi
bizim peri de onların arasında
bizim dediysem boşuna değildi vurulduğu
peri öldüyse bu hayat yaşamaya değsin diyeydi
ondan öğrendik gücümüzün nelere yeteceğini
biz diyorsam onun umudu hâlâ harlı diyedir.

"paul eluard"

şiirinde bahsedilen nedenlerden ötürü, hakkın yerini bulması adına gerçkeleştirilmesi gereken durumdur. ama bu kadar faşistin bulunduğu bir ülkede bunun olmasının imkansızlığını görmemek için kör olmak gerek.
idama karşıyım, lakin iyi insanların idamına karşıyım ben. yüreğinde biraz iyilik, merhamet, insan sevgisi bulunan insanların idamına karşıyım. idamı geçtim, masum insanların yargılanmasına bile karşıyım ben. ama bu adam, bu adam ki onca insanı katlederken bir damla gözyaşı dökmeyen, gözyaşını bıraktım bir ufacık merhamet göstermeyen "adam" yargılansın. "ressam" diye anılmasın, "katil" diye anılsın. onun en büyük sanatı adam öldürmek, insan katletmek, insanları ilmekte sallandırırken haz duymak.

yargılanmalı;
yaşını büyütüp öldürdüğü çocuk için, dakikalarca ilmekte sallanan onca insan için, yusuf için, deniz için, mahir için, erdal için, mehmet için, ali için.
bu ülkede adaletin olduğuna bazı insanların insanması için.
katledilen gençlerin ruhları, yetim kalan çocuklar, sevgilisiz-eşsiz-evlatsız-yeğensiz-amcasız-dayısız kalan aileler için.
o çocukların analarının yüreğinin bir nebze hafiflemesi için.

be paşam!
seni ecel terleri dökerken görmek istiyorum idam sandalyesinde..
olmadı, yargılanırken korkan gözlerini göstersinler bana.
o da olmadı, erdal'ı, deniz'i, adını sayamadığım yoldaşlarımı geri getirsinler bana..

hem ne demiştin sen:

asmayalım da besleyelim mi seni paşam?!
turkiye'deki adalet mekanizmasinin kalitesini gosterecek eylem.
(bkz: #7938004)
nü resimlerin son bulması .
yargılanmalıdır efendim. neymiş yaşı kaç olmuşmuş. ne gerek varmışmış. ayıpmış. günahmış. 17 yaşında ki çocuğun yaşını büyütüp asan bir adamın yaşının ne olduğu önemli değildir. çok önemseyen varsa şöyle yaparız. ressam paşamız nasıl yaş büyüttüyse öldürmek için birileri de onun 90 larda ki yaşını küçültebilir yaptıklarının bedelini ödetmek için.
kara mizah olayına en iyi örnek. şuanda 82 anayasasını kullanıyoruz ve 15. madde hala yürürlekte ve aradan 30 yıl geçmiş ve zaman aşımı denilen bir şey var. şayet akp'nin doğmasına yardımcı olan bir darbeyi gerçekleşetiren bir adamı bu hükümet yargılamaz ödüllendirir. bakın 10 trilyon yürüten erbakan'a yazlıkta cezasını çekiyor(du).

http://www.haberturk.com/...94-darbecilere-yargi-yolu

yazarın notu: biraz düşününce aklıma bakın ne geldi. emniyet şubelerinde işkenceyi yapan o cellatlar. madem ki bir atılım yaptınız bari tam yapın şu işi. uğur mumcu'nun sesleniş yazısıyla noktalıyorum yazımı:

dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mum ışığında bitirirdik kitaplarımızı. kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. ecelsiz öldürüldük. dövüldük, vurulduk, asıldık.

vurulduk ey halkım, unutma bizi...

yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. ışkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. ısteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. yüreğimiz işçiyle birlikte attı. yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma. bizleri yok etmek istediler hep.

öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

fidan gibi genç kızlardık. hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden. yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.

hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...
kenan evren ne yargılanır ne de bir ceza alır. patlak fermuar bir entry yukarıda bunun sebebini pek bir güzel açıklamış. ama bunca zaman sadece bu madde için "evet" i bastıysanız yazık size... Kenan Evren, 12 Eylül döneminde çok sayıda berbat kanuna, karara imza atmış ve ülkeyi geriye çekmiştir. Lakin, 12 eylül öncesi de ülkede güllük gülistanlık bir durum sözkonusu değildi. gün geçmiyordu ki sağ ya da sol görüşlü üniversite öğrencileri birbirlerini katletmesin. Üniversite hocaları siyasi görüşleri göre öldürülüyordu. Sokaklar güvenli değildi. insanlar çocuklarını okula gönderemiyorlardı. 12 eylül'den sonra ise bir anda kesiliverdi tüm şiddet. Elbette bunların olması 12 eylül'de yapılanları haklı kılmıyor. Ama unutulmamalı ki bugün bu yasanın bayraktarlığını yapanlar o dönemde Evren yönetime gelince de alkışlayan isimlerdi. Hatta eminim başbakan ve kurmayları bile o dönem askeriyenin yönetime geçip hükümet kurmasına sevinmişlerdir. Halk yapılan referandumla % 92 kabul etmişti 12 eylül anayasasını... Halkı iradesine saygı gösterin diyenlere bunları da hatırlatmak lazım.
(bkz: kenan evrenden açık mektup)
akp'nin referandum sürecinde kullandığı bir diğer materyal.

chp sözkonusu yasayı meclise sunduğunda akp geri çevirmişti ancak, ancak...
anlamsızdır. günümüz askerlerine mesaj verme amacı taşır.
bir işe yaramayacaktır .

http://i56.tinypic.com/fyiejr.jpg
yargılanmalıdır, cezası yaş haddinden infaz olmayacaktır.önemli olan mahkeme karşısında hesap vermesidir.
hukukçuların büyük bölümünün yorumu yargılanamayacağı yönünde, bir bölümü ise zamanaşımının 13 eylül 2010 da başlayacağını belirtiyor. bu işin teknik kısmı...

diğer yandan kenan evren ve 12 eylül cuntacılarının yargılanamıyor oluşu bu teknik unsura takılan akp'nin suçu mudur, yoksa 30 senedir ülkeyi yönetip cuntacıları yargılayacak maddeyi zamanaşımından önce kaldırmayı beceremeyen dyp, dsp, anap, shp, chp, rp, mhp gibi partilerin denyoluğu mu, iyi düşünmek gerek. düşünmek zihin açar...

not: bunu propoganda amaçlı kullanmaktan değil bizzat yargılamaktan bahsediyorum, okuduğunuzu anlayınız. bana akp'li demeye kalkanın aklını alırım, bilen bilir...
şu saatten sonra gerçekleşir mi bir muamma gibi duruyor. yani hukuki açıdan bakıldığında pek mümkün değil gibi. ama eğer yargılanacaksa ya da yargılanacaktı ise geçmiş tüm yönetimler bu işin altına elini koymalıydı. bu saatten sonra zor görünüyor. olaya sadece son 25 yıllık siyasi tarihe bakarak bir cevap vermek mümkün. iyi bakın ama! boş bakınız olmasın!
yargılanabilecek bu konuda sıkıntı yok.
ama cezasını çekemez. hapse ehliyeti yok sağlık ve yaş gereği.
yani özel bakıma ihtiyaç duyduğu için ve bunuda hapishane koşullarında gerçekleştiremeyeceği için ilk verilen karar muhtemelen çift haneli bir sayıda hapis olacaktır ama daha sonra bozulacak ve 5 veya 6 haneli bir para cezasına çevrilecektir.
üzerinden toplumun kandırıldığı mevzu. olmayacağı zaten aşikardı, siyaset meydanı'nda burhan kuzu söyledi ama 1 milyon kişinin izlediği programda doğruyu söyleyip 20 milyon kişiye hitap ederken yalan söylemek abesle iştigal.
kenan evren'i yargılayacak ve caza almasını sağlayacak herhangi bir kanun değişikliği apo'nun da serbest kalmasına sebep olabilir.
demiştik.
yine tekrar ediyoruz;
(bkz: terörle mücadele yasa tasarısı madde 6/#9349814)
yargılanması mümkün değildir.
yargılayamazlar,
referandumda evet demeyin diye bık bık bık öten yurdum ulusalcılarının utanması gereken hadisedir.
yargılanacak. yaş haddine bakılmaksızın yargılanacak.
ve umarım astığı zavallı (sizlere benzemeyen) solcuların ve ülkücülerin hesabı kendisine sorulacak.
kenanistlerin canını çok yakacak olan yargılamadır.
kısa süre içerisinde olan olay.

bunlar da 12 eylül'ün takunyacıları diyen kemalist, sosyalist ve komünistleri şimdi kenan evren yargılanırken acaba tükürdüklerini dillerinin üstüyle yalayacaklar mı merak ediyorum açıkcası.

yargılanama diyordunuz hani? ne oldu, acıdı mı?
ifadesini alır bırakırlar. işkenceciler yargılanır, büyük balıklara dokunamazlar. kenan evren gerçek anlamda yargılanırsa boğazına yağlı ilmek geçirilir ancak bu adamı kendi yaptığı anayasayla 15. maddeye rağmen yargılayıp mahkum etmek hukuken de mümkün değildir. zaten darbe 30 yıl önce yapılmış, bunu kitabına nasıl uyduracakları da bir başka soru işareti. velhasıl o iş yaş.
(bkz: seçim yatırımı)
anti tayyipçilerin ağlama durumu yaratan söylem.

kenan evrenin yargılanması önemli değil önemli olan kenan evrenin temsil ettiği postalcı zihniyetin yargılanması ve Tayyip erdoğan bunu yerine getirmiştir.

şimdi %50 oyun nasıl alındığını idrak edersiniz inşallah.