bugün

modenitenin özü ölçülebilir, hesaplanabilir bir toplum oluşturmaktı ki milliyetçilik de buradan doğmuştur. politik ve ırk ulusçuluğuna hiç girmeyelim. bu noktada efendilerinden icazet alan sözde kurucu elit ülkeyi budamaya başlamıştır, ilk halkalar askeri bakımdan güçlü olduğu batı'da başlamıştır, yakılan yıkılanın hesabı yoktur zira girmeyelim...

1910 doğumlu ninemin mini etekli 1900 doğumlu dedemin fraklı ve parlamenter şapkalı fotoğrafı varsa bunu kime borçluyum acaba? kemalizm batıda islami kalplerden süngü zoruyla silmeyi başardı bugün meyvelerini topladığı coğrafyadan da bellidir. neyse gelelim bir başka insanımıza , kürtlere, onlar şafii olup hilafetin altında yaşamaktan mutluydu ta ki tagut gelip hilafeti kaldırana kadar...

cemiyet olmayı reddettikleri, homojen potada erimek istemedikleri için rus, ermeni işgalciden görmediği zulmü çeken müslümanlar da vardır, işte kart kurt dediği bu insanlara geçirmeli muamele yapılmıştır. rejim tehlikede yalanıyla şehri topa tutup hava kuvvetlerine bombardıman stajını tamamlatmak bu düşüncenin eseridir.

kemalizm yahudi'den araklama sözde milliyetçilik ilkesiyle moğallar ve haçlılara rahmet okutmuştur. müslümanlara türk diyerek her tür ibadetini engelleyen bu aklı evveller sözde rejimlerinin elden gitme bahanesiyle dünya üzerinde görülmemiş zulmü bu ülkenin, müslümanlarına reva görmüştür. batı'da lojistik desteğini sağlamış olan elit ideolojisi kalplerden islam'ı söküp atmaya çalışmıştır belki kısmi başarıları olsa da allah'ın dinini allah'a rağmen yeryüzünden silememiştir. bok attığı islam fetihlerinde bile görülmedik zulmü kürt milletine her saniye yaşatmıştır.

görsel

görsel
özünün ölçülebilmesi, hesaplanabilmesi için herkesin ortak mutabakata vardığı bir 'kaynak' olması gerekir. hiçbir beşeri sistemde böyle bir kaynak yoktur. dolayısıyla hepsi dogmatiktir. sorgulanamaz. çünkü herkesin anlayışı farklıdır. ancak islam'ın bu anlamda 'kuran' kaynağı vardır. dogmatik değildir. islam adına yapılan her şey kuran' ile sorgulanabilir, kuran ile tartışılabilir.
bir ideolojinin heterojen kalmak istemesi,herhalde dünya tarihinde görülmemiştir.öz benliğini yitirmiş bir topluluktan millet oluşturmuş,on türlü milletin askerinin sokaklarda cirit attığı bir ülkeyi zerresine kadar işgalden arındırmış,15 senede görülmemiş hızda reformlar yaparak köleleştirilmiş insanları yeniden birey,vatandaş yapan bir ideoloji,her yönetim gibi homojenleşmek ister,dahası bunu hakeder.Aksi düşüncelerin en büyük hatası,cebinde TC kimliğini rahatça taşıyabildiği 2000'li yıllarda sahip olunan konforla,geçtiğimiz yüzyılın llk çeyreğini yorumlama arzusudur.Keşke,tarih böyle anlaşılabilseydi.O günün koşullarını,dünyasını kavrayarak,eylem ve icraatların yorumlanması,düşünce konforumuzu bir miktar bozmamızı gerektirir.ama kimilerine bu iş zor gelir.

Diğer yandan yine düşünce bazında rahatına düşkün zihniyetler,Mustafa Kemal Paşa ile Müslümanlığı karşı karşıya konumlandırır.Hoş,herkesin müslümanlığa karşı olma hakkı vardır,her ideolojinin de elbet.Hak olmayan konu,saygısız olmaktır. ama bunu anlamak da zor gelir o zihniyete.bu da tarihin yorumlanmasını kolaylaştıran yaklaşımlardan biridir.Tabi bu zihniyetler şu soruyu soramazlar:Hangi müslümanlık ve hangi müslümanlar?En basiti Elmalı'ya yazdırılan meal,yahudiler için değildir;dini meseleleri, arapça yazıların arkasına sığınarak kimsenin anlamadığı şeyler olmaktan çıkarmaktan başka neye hizmet eder?Bu kadar mı peki?Mustafa Kemal Paşa'nın 70 sayfadan fazla kütahya konuşmasını bilir misiniz?bilemezsiniz,çünkü Söylev ve Demeçlerde 6 sayfasına yer verdirtilmişler...inanması kimilerine zor gelse de,Mustafa Kemal Paşa'nın özellikle islama yaklaşımı ile kayıtları,başta inönü olmak üzere,kendisinden sonra gelen yöneticiler tarafından sümen altı edilmiştir.Eskişehir,izmit ve izmir konuşmalarını okumadan hangi bilgiyle bu sonuca varılabilir?bunlar yaklaşık 200 sayfalık bir hacim kaplar.

Peki Kemalizm'in müslümanlarla mücadelesini görmezden mi geliyoruz?Tabiki hayır...ama hangi müslümanlarla mücadele ettiğinin altı neden çizilmez?O dönem anadolu'da müslümanlığa yön verenler kimler idi?Teal-i islam cemiyetinin kurtuluş savaşı ile ilgili bildirgesini bulmak çok da zor değildir. (bkz: teali islam cemiyeti)bu milletin kaderini o dönemki ''müslümanlar'' a teslim edilseydi,nereye varılacağını kestirmek basittir.bu basitçe ulaşabilinen sonuç göz önünde bulundurulursa,bugün kılınan namazlara,okunan ezanlara kim vesile olmuştur,kendileğinden su yüzüne çıkar adeta.Ya istiklal mahkemeleri,ya ''irtica'' tabiri?Kurucu ideoloji,isyan olduğunda istiklal mahkemesini kurmuştur,isyanın olmadığı bir dönemde böyle bir şey yoktur.irtica tabirinin ise kurucu ideoloji tarafından tek ve ilk zikr edildiği yer ingiliz destekli Şeyh Sait isyanıdır.Burada neden şeriat teriminin kullanılmayıp irtica kelimesinin kullanıldığını anlamak için ise epey okumak icap eder.lakin özetle şeriat fikrini güdenlere,bu hayallerinden ötürü müdahale edilmemiştir.ne zaman ki şeriat emperyalizm ile birleşip,bir isyan haraketi başlatmış,orda irticadan bahsilmiştir.ve o kişiler etkisiz hale karaklılıkla getirlmiştir.bu ince gibi görünen fark,kemalizm ve inanç dünyasını,kemalizm ve düşünce özgürlüğünü anlamak adına çıkış noktası olabilir.

Not:Kemalizm'i destekleyen ve karşısında duran düşüncelerin dikkat etmesi gereken en önemli konu,kemalizm'in ömrüdür.Mustafa Kemal Paşa'nın ölümüyle birlikte malasef kemalizm sona ermiştir.Devamında inönücülük başlar(buna çoğu insan atatürkçülük diyor)