bugün

atatürk ve inkilap tarihiyle ilgili olarak ele alınmış hemen hemen her muhalif kitapların kemalist tayfalarca yasaklanması sonucu vardığım sonuç. nerede atatürk'ü eleştiren ve devrimlerle yüzleşmemiz gerektiğini savunan bir kitap basılmışsa sonu yasaklanmak ya da kısmen sansürlenmek olmuştur. bir örneği için (bkz: hayat ve hatıratım) (bkz: hayat ve hatıratım 2) (bkz: hayat ve hatıratım 3)
(bkz: islamcılar ın allah tan çok amerika dan korkmaları)
muhalif kitaplar dönemin şartlarına göre tek kurtuluş yolu olarak manda veya boyunduruk altına girme hayalinde olan ve bunu özendiren kitaplardı. bu yüzden tarih sahnesinde yasaklanmışlardı. tabi hala boyunduruk ve manda hayalleri olan atatürkçülük karşıtları tarafından okunmak ve araştırılmak istenen bu kitaplar; tüm bölücü örgüt kitap evlerinde. edininiz!
bu ülkenin tek derdini kemalistler zannedenlerin varolduğunu zannettiği korkudur efenim. öncelikle belirtmek gerekir ki kemalizm daima ileriye bakmayı, dogmalarda sıkışıp kalmamayı, türkiye cumhuriyeti için varını yoğunu ortaya koymayı ifade eder. amerikan mandasını bu ülke için tek kurtuluş yolu olarak gören, türk milliyetçiliğinden çok arap milliyetçiliğini benimseyen ve destekleyenlerin kemalizmle olan derdi de budur. mustafa kemal atatürk kurduğu sistemle türkiye cumhuriyeti'ni 85 yıl bu vatan hainlerinden koruyabilmiştir. şimdi bu sistemi eleştirenlerin sarf ettiği çaba şeriat ve mandacılık rüyasının gerçeğe dönüşmesi mücadelesinden başka bir şey değildir.
sansür ve eleştiriye tahammülsüzlük terimlerini mustafa kemal atatürk'ün ideolojisiyle bağdaştıran da, kendisine ve desteklediği siyasi ideolojiye bakmayıp bu terimleri en çok kimlerin hakettiğini göremeyen de benim gözümde kördür, kara cahildir.

ya da işine öyle geliyordur.
doğru olmayan bir iddiadır. böyle görkemli bir zafer, dünyaya örnek olmuş anti-emperyalist bir devrim, ve insanlarını tamamiyle hür bırakan* bir özgür ve modern, gelişime dönük bir cumhuriyet, nasıl olur da tarihte yazılı olurmuş da o rejime bağlı olanlar korkarmış okumaktan? olsa olsa kör testeresi bir tarafına girmiş dedelerinden dolayı birkaç yobaz torununun sağda solda fısıldadığı bir iddiadır bu.
"sayin onermeci, ilk once "kemalist tayfa" derken ne demek istiyorsun, onu ogrenelim, tatmin edici bir cevabin olursa cumlenin geri kalanini da kaale alir, zaman buldukca cay esliginde cevabini veririz" diye cevaplanmasi gereken agzi olan konusuyor onermesidir.
doğru valla tarihimle yüzleşmekten bir kemalist olarak korkuyorum kardeşim. ama sadece bir kemalist olarak değil bazen sadece bir türk olarak da korkuyorum. ama en çok bir müslüman olarak tarihle yüzleşmekten korkuyorum kardeşim. çünkü dinimin tarihi din, cihat vb adına adam kesen, kadınları din adına taşlayarak öldüren, kafa kol uçuranlarla dolu. hele ki kemalizm den önceki tarihimden derin utanç duyuyorum alevileri sunni olmadıkları için kesen padişahlar, tahta çıkar çıkmaz ilk iş kardeşlerini öldüren sultanlar, müslümanım deyip 500 çocuktan harem kuran imparatorlar, kıçları sıkışınca koca devleti ingilize, fransıza satıp gemiyle istanbuldan ayrılanlar, işgal güçlerine karşı koymayın fetvasını şeyhulislama yazdıran halifeler, hamidiye alaylarını kurdurup yüzbinlerce ermeniyi öldüren hamitler falan ooo ne şanlı tarih kişisel olarak bunlarla yüzleşmekten korkuyorum doğru.
kemalizm'in ideolojik yeterliliğinin artık kendisini kemalist olarak adlandıranlar tarafından dahi sorgulanır olması ve bu ideolojinin çağın gereksinimlerini karşılayamaması sonucu içine düşülen korku halidir.

"muhafazakâr demokratların" yönünü batıya dönmesi de bu ideolojinin yıllarca üzerinde yükseldiği batı değerleriyle çelişmeye başlamasına vesile olmuştur. tabi bütün bunların nedenleri irdelemeye değerdir, ama temel nedenler, tarihte üstlendikleri rollerle bugünküler arasında derin uçurumlar olması gibi görünüyor.
yüzleşmekten korkmak ile karamalaya izin vermemek arasında dağlar kadar fark olduğunu bilen insanların yanlış anlaşılması durumu.

yoksa tarihten neden kaçsın ki kemalist?

salman rüşdi'ye ölüm cezası veren, uğur mumcu'yu öldüren zihniyetin, yasakçılığın tillahını yapan korkakların bu tarz söylemler içerisine girmesi ise komedidir.
böyle bir şey yok! sadece yancı tarihçiler denen şeyler var. yanlışları doğruları herkesin vardır: ama bunların içinde en iyisi denen şey vardır... atatürk ün de vardır belki hataları: ama bunlar için kemalistlikten cayacaksak, türk'lerin geleceğinin vay haline... amerika bilmem kim o bu şu, bizi bölmeye çalışıyor, ata'nın izinden gitmeyerek bizi zayıflatmaya çalışıyor. bizler de onların istediği gibi davranıyoruz ben buna deli oluyorum!

zamanında bu kemalist olmayanlardan biriyle bir diyalogumuz oldu paylaşmak isterim:

yenidunya atlasi: y
kendini bilmez: k

k: atatürk atatürk diyorsunuz yavuz sultan selim i, kanuni sultan süleyman ın adını duymuyorsunuz bile okullarda!
y: o nerden çıktı hiç okul okumadınız herhalde. hepsi bizim hükümdarımız, güçlü iyi hükümdarlar var aralarında. ama onlar güçlü bir devleti geliştirdiler. atatürk ün yaptığıysa, ölmekte olan bir devleti kurtarmaktı! arada büyük fark var!
k: bir kere ben hesapladım* kanuni sultan süleyman olmasaydı sen ermenistan vatandaşı olacaktın.
y: en azından bir devletin vatandaşı olacaktım; atatürk olmasaydı ingilizin bilmem kimin elinde onun bunun çocuğu olacaktım!
k: @>£##$½½??!

ama böyle. ırak a getirilen "özgürlük" ü gördük. şimdi de mi kemalist değilsiniz???
anayasa'ya, değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddeler koymakla; bir rejimi korumaya çalışmak günümüz düşüncesi ile gülünç ve dünyada eşi olmayan bir davranıştır. elbette, çok tanrılı dinlerin hüküm sürdüğü dünyada " ay tanrısı yoktur " söylemi ile ortaya çıkarsanız, belki de, ay tanrısı için kurban edilecekken bugün, bu durum herkesin kabul ettiği bir gerçek haline dönüşmüştür. ilelebet var olması düşünülen bir cumhuriyet anayasası'nda hangi ilahi öngörü, bu değişmez maddeleri zorunlu kılmıştır?

bence, kemalistlerin temel sorunu, hiç bir insanın; tüm düşünce ve eylemleriyle mükemmel olamayacağı gerçeğini kabul etmemeleri ve mustafa kemal'e sorgulanamaz, analizlenemez, ideal insan öngörüsü ile bakmalarıdır.

bu durum; o'na adeta dogmatik bir nitelik kazandırmakta, bir ucundan tutulup, zamana ve mekana göre revize edilmesini engellemekte ve doğal olarak da; akademisyenlerce, var olduğu dahi tartışılan kemalizm ideolojisi seksen senedir yerinde saymaktadır.
Cuma günü tatil olsun,

arap harfleriyle yazalım,

kadınların seçme, seçilme hakkı ellerinden alınsın,

halifeliğe devam...

diye düşünmek,

değiştirme imkanı varken:

şimdiki zamanla yüzleşmekten korkmak
değiştiremeyeceğimiz ''geçmiş zamana'' bakıp,
olayları bu günün şartlarına göre eleştirmek; atatürk devrimlerinde hata aramaktır.
sebebi geçmişimizin yobazlarından tiksinme olabilir. korkma değil, tiksinme. kocaman, güçlü bir imparatorluğu bile yıkabilecek güçte olan yobazlık, şahsen benim hala tiksindiğim bir olgudur. ben şimdi yakın geçmişle yüzleşmekten korkuyorum... 100 sene bile geçmeden hala atatürk'ün kendini halkına feda ederek, türk askeriyle beraber kazandığı zaferin ardından hala yobazların, böyle başlığa, böyle entry giren insanların olması ürkütücü gerçekten. beyni çamaşır makinesinde 90 derecede yıkanmış, fakat arıtılamamış insan söylemi olsa gerek, atatürk'ün devrimlerinin komik insanlarca yorumlanmasını doğru bulmak... ki atatürk size demedi ki ben mükemmelim. beni aşın demedi mi ey ata, gazi torunları? eleştirilerek bir yerlere gelinebileceğini bilen atatürk'ün devrimlerine boş insanların yorum yapmasına izin vermek sizce de vefasızca değil mi?
türk tarihini cumhuriyet`in kurulması sonrasında başlatan zihniyetten başka ne beklenebilirki. kurtuluş savaşında dahi manda propogandalarını yapanlar dedemdi zaten.
yobazların tarihle yüzleşmekten korkmalarından daha rafine bir durumdur. körü körüne, sorgulamadan kabullendikleri olaylarla ilgili önlerine kanıt sunulunca karalamak için yer arayanların ifadesidir.

yavrum bu cumhuriyeti mustafa kemal kurdu, kemalist devrim ile kuruldu, ortalarda ampullahlık taslayanların, "cumhur cumhur" nidalarıyla fink atanların devlet kademelerine gelmelerine de olanak sağladı.

ya padişah olmayı seçseydi mustafa kemal? tarihle yüzleşmekten korkacakların takip ettiği iddia edilen bir ideoloji bırakmak yerine, hanedanını yerleştirir, yüzlerce bayandan oluşan haremde her biri gemiciklere sahip olacak pek çok şehzade yetiştirirdi evelallah. kurtuluş savaşı'nı yaparken ne deniz feneriyle, ne gündüz feneriyle para toplamadı; halkına amacını bildirdi, halkından yardım istedi. türk halkı da bu yardım çağrısına cevap verdi, amacını bildiği bir çabaya katkısını esirgemedi.

olmadı ama; dilenen, önüne atılan üç beş parça kemiğe kul olan ayaktakımlarını yaratmak yerine özgür bireylerden oluşan bir cumhuriyetin kurulmasını sağladı.

ya şimdi 1400 sene önceki tarihle yüzleştirmeye kalksak bu yobazları? bir adamın dört eş almaya hakkı olmasına o zamanın şartları deniyor örneğin; ya cumhuriyetin kuruluş aşamasının şartları?

gerçekler acıdır; gerçekler acıtır.****
o kadar paranoyak bi korkudur ki bu, yeri gelir "izm"ini yarattıkları kişinin laflarını bile sansürlerler*.
doğrudur.

geçen 85 yıllık süreçte,

kemalist düşün üzerinde, çağın gereklerine uygun revizyonlar ve yenileme girişimleri gerçekleştirilememiştir. bu nedenle, özellikle, ekonomik anlamda köhneleşmiş ve çağın gereksinimlerini karşılayamayacak hale gelmiştir.

kemalizm eğer bir -izm olarak görülüyor ise temelde, siyasi bir ideoloji olmak durumundadır. siyasi ideolojiler ise; sosyal, kültürel ve ekonomik plan ve programlarla bir bütünlük içerisinde olmalıdırlar.

oysa,

onlar; ne akademisyenleri heyecanlandıracak ekonomik bir kalkınma modeli, ne doğru dürüst bir milli eğitim politikası ve ne de, sosyal altyapının kuvvetlendirilmesini amaçlayan dişe dokunur bir proje üretebilmişlerdir.

yalnızca,

türkiye cumhuriyeti rejimi'nin kendilerine sağladığı; inanılmaz boyutlardaki kredileri, kadro hareketi gibi üst düzey bürokratik çöreklenme ve ne pahasına statukoyu koruma eylemleri ile heba etmişlerdir. günümüzün meşhur davası ergenekon'un baş mimarları da; işte! bu zihniyetteki üst düzey bürokratlar ve onların özel sektör uzantılarıdır.

sonuç olarak,

kemalist vizyon; üzerlerine yüklenen tarihi misyonun ağırlığını artık, her anlamda taşıyamaz haldedir.
(bkz: please kardeşim please)
ingilizler kurtuluş savaşı sırasında; osmanlı topraklarına girenlere karşı mücadele verenleri "kemalist" olarak adlandırıyorlardı. yani; kuvayi milliyenin tümüne kemalist demektelerdi ve bu sıfatı işbirlikçi gazeteler sayesinde aşağılama maksatlı olarak yaymaktaydılar.

kemalistlerin yazdıkları tarihten yüzleşmekten korkmaları ise mevzubahis değildir; ingilizlerin ardında bıraktıkları bir takım insan evlatlarının (burada yaşamaktansa ingiliz mandasını kabul eden türbanlı kız vb) kemalistlerden ve maksatlarından korkmaları ise mümkündür.

emperyalizmin uşakları, kemalistlerden ve destekçilerinden hayatları boyunca ürkmüştür, ürkecektir.
yüzleştirince ne olacak merak konusu. amaç nedir yani? atatürkçü olmayan ideolojileri de geçmişleriyle bir yüzleştirelim isterseniz.

akp tabanını oluşturan kitleyi, nur tarikatının ve said-i nursi'nin yaptıklarıyla bir yüzleştirelim. kurtuluş savaşı hakkında "mukavemete katılan kafirdir" açıklaması misalen...

liberal sağı geçmişiyle yüzleştirelim. adnan menderes'in bir an önce iktidara gelebilmek için rejim karşıtlarıyla işbirliği yapmasını ve türkiye'yi ilk kutuplaşmalara sevkedişini. süleyman demirel'in ecevit ile bir türlü uzlaşmaya gitmeyip, türkiye'yi 1980 darbesine sürükleyişini

merkez sağ ve ülkücülerin yurdun hemen hemen her köşesinde yaptığı kanlı eylemler ve katliamları otorup konuşalım. hangi siyasi örgütlenme yüzü ak çıkacak buradan.

atatürkçülük'Ün en azından elle tutulur gözle görülür bir icraatı var:

(bkz: türkiye cumhuriyeti)
atatürkçü insan tarihle yüzleşmekten korkmaz çünkü zaten tarihi bilir de atatürkçü düşünceye sahip olmuştur. ama şöyle bir şey vardır;
(bkz: yobazların tarihle yüzleşmekten korkmaları)
isterseniz arada bir korkunuzu yenip, sadece duyduklarınıza inanmayıp, arada bir atatürk'ün hayatını anlatan bir kitap ve ya ansiklopedi okuyun da, o zaman bakın; dışarıya belli edemeseniz de, kendi içinizde sorularla boğuşacaksınız, çelişeceksiniz. aslında atatürk'ün yanlış yaptığı hiçbir şey yokmuş diyeceksiniz. ama okursanız tabi.
edit:ne olur eksilemeyin karma puanım düşüyor geceleri kabus görüyorum *
yalanın dik alasıdır, ulan sivas katliamını, maraş katliamını yapan dangozlar gelmiş bana tarihle yüzleşmek diyor. faşist yavşak, en özgürlükçü 1961 anayasasını kim yaptı? aşağıladığın solcular-kemalistler değil mi? küfür ettiğin chp kürt açılımını bu ülkede ilk yapan parti değil mi? hala kimi kandırıyorsun? amacınız cumhuriyeti yıkıp yabancılarla ortak yeni bir hanedan kurmak biliyoruz. ama nah yaparsınız.
dersim katliamı ve ermeni tehciri sırasında gün yüzüne çıkan korkaklık.

(bkz: dersim katliamı)

(bkz: ermeni tehciri)
(bkz: korkmak)
(bkz: aşağılık kompleksi)