bugün

temelde yalnızlığı dayanır.
kediler varolduklarından beri yalnız yaşamaya, avlanmaya ve av olmamaya çalışmaya odaklı yaşamışlardır.
20 yıldır evde yaşayan bir ev kedisi dahi her an bir düşman gelecek diye hazır bekler. en ufak hareketli şeyi takip eder.
kedilerin tüm davranışları bu noktadan yola çıkılarak açıklanabilir.
kediler gene yalnıztan ileri gelen güvensizlik duygusu ile donanmışlardır. istediğiniz kadar mama verin sevin, size güvenmeleri zaman alır ve en ufak harekette güvenlerini yitirebilirsiniz.
eğer kediyi evden atarsanız çok üzülür ve depresyona girer. ancak bunu çabuk atlatarak vahşi yaşama adapte olur.
yıllar sonra tekrar onu bulursanız ne olur bilmiyoruz ama bir evden biri uzun süre ayrıldıktan sonra(askerlik olabilir, okul olabilir) geri dönünce evdeki kedinin onu "görmemezlikten" geldiğini biliyoruz. sanırım tamamen siliyorlar o kişiyi, bir hain gibi görüyorlar.
bununla birlikte sokağa atılan kediyi başka bir aile sahiplenirse kedi tekrar eski evcil haline dönse de, yaşadığı tecrübeyi unutmaz ve asla çok sevecen bir kucak kedisi olmaz. hep şüpheyle yaklaşır insanlara.
Garip bir piskolojiye sahip hayvanlardır. Tanık olunan bir olayda iki kedicik arabanın üstüne yatmış gayette sahiplenmişlerdir.

-Kediciiiik bu araba bizim hadi kalk gidicez
-ya kalksana kardeşim yaaa
-ya şundaki rahatlığa bak
-birde poz veriyor fotoğraf çekerken

Sonunda araba çalıştırılır kedi şöfor koltuğundaki kişiye küçümseyerek bakar yavaşca ayağı kalkar tekrar küçümseyen bakışlar atar. biraz yürür gerilir ve arabadan diğer kediyle iner.

garip hayvanlar.
tam anladiginizi sandiginiz anda aslinda yakinindan bile gecmediginizi farketmenizin bir oldugu psikolojidir. tipki kadinlarinki gibi...
ancak kedilerin anlayacağı psikolojidir.
sosyal varlıklar olmadıklarından çok hassas psikolojiye sahiplerdir.
onlardaki depresyon şu şekildedir;
-sakinlik,
-yere işeme veya kusma,
-durup dururken pati atma,
-ve genellikle uyuma..

evde uzun süre yalnız kalması bile tüm bunlara sebep verebilir.
tedavisi vardır.
yemek yemeye dayanır. yemek verirsen dünyanın en iyi sahibisindir, mırr mırr bacağına dolanır. yemek vermezsen yüzüne bakmaz, küçümser, ezer ve de tırmıklar.
anlaşılmak için değil miyavlamak için yaratılmıştır.
Oncelikle vahsilerdir ve ne kadar uysal gözukselerde avcidirlar bundan dolayi insanlar onlari nankor zanneder.
Ne kadar verirsen ver nimetlerinin allahtan geldigini bilirler o yuzden insanlara sadik kalamazlar bu yuzden nankor derler.
evlerini sahiplendikleri ve yabancıya tahammüllerinin olmadığı kesin olan canlılardır. öpüşüp sarılmaktan haz etmemeleri onlara eşya gözüyle bakmayı haklı göstermez. ev konforuna alıştırılan kedinin sokağa ve soğuğa atılınca etkilenmeyeceğini ummak bile ne mallıktır, kelimeler kifayetsiz.
asalet sergileyici delilik ötesi ruh anlayışında olup, zıplayan varlıkların psikolojisidir.
siz onun değil de o sizin sahibinizmiş psikolojisidir.
Gece uyumak icin kafanizin ustune yerlesmeye calisinca siz kulagindan tutup yere indirirsiniz. Size yerden dik dik bakar sonra gozunu hih der gibi kaydirir. 2 dakika bekledikten sonra lap diye ayakucunuza atlar. Ve sabah bir bakarsiniz burnunuza yumusak bir seyler deyiyor; kediniz kafanizin ustunde.
ibneliktir.
kedilerde zaman zaman değişiklik gösteren ruhsal durumlar.

havalar güzelken sürekli dışarı çıkan, gezen, aralarına kabul etmek istemeyen diğer arkadaşları tarafından dayak yiyen sevgili kedim pıtır, kış ayları gelmesi sebebiyle dışarı çıkmaya yeltendiği sırada camdan havanın soğukluğunu gösterince bir daha dışarı çıkma eğilimi olmaz. olmaz ama evde zannedersiniz ki havayı siz soğuttunuz, yağmuru durduramıyorsunuz diye bütün tribi size atar. miyavlamaz, miyavlaması gereken durumlarda bile sessizce ağlamaklı bir miyav atar, bütün gün uyur, oyun oynamak istemez.

bildiğin yavrunun psikolojisi gitti. aşkım dön.