bugün

eksik bilgidir. paşa'nın bilinen en önemli özelliği günlük tutmasıydı. evine gelen sütçüyü bile günlüğe kaydederdi. öldüğünde günlük olarak tuttuğu küçük defterciklerin sayısı bini geçmişti. paşa bütün bu notlarını ve kaleme aldığı diğer yazılarını evin bir duvarını kırdırarak içine saklamıştı. erenköy'deki evin 1980'li yıllardaki bir tadilatı esnasında bu devar kazara delindi ve eserler ortaya çıktı. rahmetli uğur mumcu paşanın kızıyla samimi olduğu için büyük bölümünün fotokopisini aldı. Bunları Kazım Karabekir Anlatıyor ismiyle kitaplaştırdı. ancak paşa'nın damadı anıların sadece bir kısmının yayınlandığını görünce bu kez, islamcı kesimin tarihçilerinden vehbi vakkasoğlu'nu eve davet etti. vakkasoğlu'de ne bulduysa bazılarının orjinalini, bazılarının kopyasını aldı ve o da bir düello bir suikast adıyla kitaplaştırdı. daha sonra çok kötü bir olay daha yaşandı. karabekir'in kızı ve damadının bütün yalvarmalarına rağmen müze yahut kütüphane yapılmayan köşküne (içinde bizzat yazarları tarafından imzalanmış fransız ve alman eserler de vardı zira) hırsızlar girdi. geri zekalı olan hırsızlar dürbün, kasatura, madalya gibi şeyleri alıp götürürken bütün o defterleri ve kitapları yerlere saçtılar, evin yağmurdan su alması neticesinde notların çoğu okunmaz oldu. bir döneme damgasını vuran bir komutanın hatıratı da böylelikle tarih oldu.

edit: bilgi içerdiği için elbette okunmayacak bir entrydir.
(bkz: kadir mısıroglu nun yasaklanan kitabı)
milli mücadeleyi kendi eseri gibi göstermiştir.