bugün

türk sinemasının büyük bir kaybı daha. allah rahmet eylesin.
eski erkek sinemacılardan bir o kalmıştı a plus seviyede. o da ölmüş allah rahmet eylesin.
hala yaşıyormuymuş ben bayadır öldü sanıyordum ve filmlerini hep izlesemde kartal tibeti hep yeşilçam yönetmeni olarak tanıyordum meğerse tarkanmış. tarkan rolü efsanedir ayrıca.
Allah rağmet eğlesin
Altarın Oğlu Tarkan..
Güzel işler çıkaran kaliteli bir adamdı Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun..
tarkan... atilla’nın fedaisi.

allah rahmet eylesin.
Allah rahmet eylesin.
Işıklar içinde uyusun nedir ya? Nurlar içinde yatsın demek çok mu zor. Malsınız, mal.

Allah rahmet eylesin kartal ağabey. Yeşilçam her geçen gün gözümüzün önünde bitiyor maalesef...
mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın büyük usta.
Şu an aşka tövbe adlı filmini izliyorum.isiklar içinde uyu.
BUGÜN 83 yaşında vefat etmiştir.

allah rahmet eylesin.

https://tr.sputniknews.co...l-tibet-yasamini-yitirdi/
Allah rahmet eylesin.. hepimizin hayatında filmlerinden birisiyle etkisi vardir.. tosun paşa’nin yönetmeni, altarin oğlu Tarkan..
hain kostok alçak camoka göbek atıyor. hunlar ve uygurlar yasta.
Çok yaşlanmıştı. Yüzü harita gibiydi zaten. Allah taksiratını affetsin.
Oynadığı, yönetmenliğini yaptığı, senaryosunu yazdığı filmlerle bir kuşağa Türk olmanın ve cumhuriyetin kıymetini aşılamış insandı. severdik tini kut bulsun.
görsel
en uzun otobüs hattı. 134tk. *
134tk. en uzun otobüs hattı. *
Çok sevdiğim saygılı filmleri muhteşem usta yönetmen ve oyuncu. Mekanı cennet olsun
Saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
1 temmuz 2021'de hayatını kaybetmiş olan bir aktör.
Konservatuar mezunu yetenekli bir aktördu.
bu yazıyı yazdığımda ölüm yıl dönümünden iki gün geçmişti fakat ancak şimdi paylaşabiliyorum.
ona atfen, vefatının ardından bu kubbede hoş bir seda da biz bırakalım.

5-6'lı yaşlarımda, televizyonda onun filmlerine rastladığım günleri hiç unutamıyorum. köye babamla; dedem, babaannem ve akrabalarını ziyarete gittiğimizde babam ''bizimkilerle harman yerine gideceğiz, harman yeri sıcaktır, sen orada sıcakta kalma ben onlarla gidip akşama doğru geleceğim, sen burada onlarla kal tamam mı '' dedikten sonra pek gönülsüz tamam baba deyip birkaç saati saymaya başladığımı, en sonunda birkaç saat doldu babam nerede kaldı diye hüngür hüngür ağlamamı ve evdeki kalabalık zümrenin beni sakinleştirmesini, şefkatli davranışlarını, beni teskin etmek için televizyon açmalarını ve eskaza açılan show tv'de kartal tibet filmi çıkınca ''baba'' diye sevinçle bağırıp, televizyona doğru koşup televizyona sarılmamı hiç unutamıyorum ki o zamanlarda çocuk aklıyla onu kartal tibet sanmakta haksız da sayılmazmışım, o dönemlerde ve gençliğinde birçok kişi kartal tibet'e benzetirdi. bilhassa göz, saç yapıları-renk skalası, çene ve dudak yapıları, fizikleri, keskin kartal ve şefkatli bakışları hatta yürüyüşleri bile birbirine çok benzerdi. karakter olarak biraz da izzet günay'ın vesikalı yarim'deki gözünü daldan budaktan sakınmayan, ketum, bakışlarıyla konuşan, ağır ve her zorluğa göğüs geren haline benziyor. görünüşü biraz izzet günay, daha çok kartal tibet. sahiden eski adamlar ve eski kadınlar bambaşkaymış...

rahmetli ninem ömrünün son yıllarını yaşarken, alzheimer olduğu dönemde birkaç hafta boyunca bizde kalmıştı. akşamüstü televizyonda kartal tibet'in filmi çıkınca, anneme bu senin eşin değil mi o sana işteyim diyor ama başka bir yerde üniformasını çıkarmış da takım elbiseyle geziniyor deyince annem de çok gülmüştü.

yine daha geçen günlerde rahmetli olan, jönler arasından en çok cüneyt arkın'ı seven ve en çok onu beğenen annem, çocukluk zamanlarıma denk gelen dönemde arkın'ı televizyonda görünce ''aa cüneyt arkın'' dediğinde, biraz izledikten sonra ''bu şişman yüzlü cırtlak gözlü adamı hiç sevmedim. o güzel yüzlü, çekik gözlü ve saçları kıvır kıvır olan babama benzeyen adam nerede, onun filmlerini aç derdim.'' hoşuna gider, gülerdi. şüphesiz ki babamla aralarında bir aşk olmasa da babamın görünüşüne, karakterine, duruşuna hayrandı.

yine bir keresinde, 12-13'lü yaşlarımda annemin iş yerine gittiğimizde babam, annemi iş arkadaşıyla konuşurken adamın, anneme samimi davranmaya çalıştığına dair bir hisse kapılınca aynı bu fotoğraftaki moda girdiğini görünce çok mutlu olmuştum. https://i.ytimg.com/vi/PXiXBELNwbY/maxresdefault.jpg
bu fotoğrafta tam belli olmasa da kartal tibet, eşinin yanında başka bir adamı görünce; karşıdaki adama türkan şoray'ın kendisinin eşi olduğunu, ondan başka hiçbir adamın onunla samimi olamayacağına dair ağırlığını ortaya koyma maksadıyla elini adama doğru uzatıyor ve yüzü görseldeki gibi bir hal alıyor. bu görsel, videodan alınmış bir kısım. tibet'in bakışları, öne doğru hafif eğilmesi ve karşıdaki adamın(selçuk ural) şaşkın bakışları her şeyi anlatıyor.
aralarında bir aşk olmasa da ikisi de birbirini kıskanmakta haklıydı. annem sanki yeşilçam filmlerinden fırlayıp gelmiş yüzü kalemle çizilmiş gibiydi. hülya koçyiğit, filiz akın, hale soygazi gibiydi, bir gören erkeğin defalarca dönüp dönüp baktığı türden bir güzelliğe sahipti.
babam da belki yeşilçam'a girseydi kartal tibet'ten daha çok sevilecek, daha çok beğenilecek bir tipti.
yıllar sonra kartal tibet'in gelin çiçeği filmini ikinci kez geçen aylarda izledim, bu sahnede direkt bu olay aklıma geldi ve tebessüm ettim. hayatımın birçok safhasında, fark etmeden birçok kartal tibet ile ilgili çağrışımlar oluşmuş, kimi anılarım tamamiyle onunla bütünleşmiş...
bu bütünleşmeyi fark ettikten sonra daha da merak saldım, hoşuma giden filmlerini seyreylemeye başladım.

keza kartal tibet sadece benimle bütünleşmekle kalmadı, benden sonra arkadaşlarımın da en çok sevdiği jön de kartal tibet oldu. tibet'i ve filmlerini, kartal tibet'i onlara öylesine sevdirdim ki vefatına çok üzüldüler. keza ben de babam rahmetli olmuşçasına üzüldüm.

ikisi de sanki kimi zaman altay'ın dağlarından, yenisey'in ırmağından yola çıkıp gelmiş; kimi zamansa batı oğuz elinin türkmen obasından ulu, alımlı, ışığa batmış atıyla çıkıp gelmiş bir yakışıklılık, yiğitlik timsali çağıldıyordu. geçmiş zamanlarda, en ihtişamlı dönemlerde sanki on binlerce kıl çadıra beylik eden yörük türkmen beyinin alabildiğine yakışıklı, temiz, nurlu, yiğit-güleç yüzlü, şefkatli, yiğit, mert ve sıcak sağlam iki oğlu gibiydi. sanki seneler önce babamla beraber gençliklerinde arkadaşlarıyla eğlenceden ya da uzaklardan ışıl ışıl, güleç ve yiğit yüzleriyle kah yürüyüp kah koşa koşa gelecekmiş gibiydi. senede bir gün filminde emin'in uzaklardan nazlı'ya doğru gülerek koşması gibi...

hoşça kal turan elinin, altay'dan çıkıp gelmiş tatar oğlu...
https://www.youtube.com/w...mp;ab_channel=GEYLANMUSIC
https://www.youtube.com/w...;ab_channel=carolpresents
https://i.pinimg.com/orig...3c8140028f44cbf48a2db.jpg
ilkokula giderken-1953--ankara radoyusunda çocuk saati temsillerinde adını duymuş ve ezberlemiştim. rahmetle anıyorum.
Çok başarılı bir aktör ve aynı zamanda çok başarılı bir yönetmen.