bugün

(bkz: kesmeşeker)

Nasılda korkmuştuk seninle
Zamansız bir kopuştan
Yolunda gider her şey,
Aydınlığa dönersen.

Bir gün, bir yer, unutulmuştur tüm yüzler,
Aklımda kalmış bu sözler,
Bizler, karanlıktan korkan bebekler,
Uyandık birden bire güzellik uykusundan
Sakin kurtulduk sanma geçmişin tortusundan.

Bir gün, bir yer, unutulmuştur tüm yüzler,
Aklımda kalmış bu sözler,
Bizler, karanlıktan korkan bebekler.
cenk taner'in ellerinden öpülesi güzellikteki şarkısı.
kesmeşeker in bir başka cenk taner harikası tadından doyulmaz şarkısıdır. bir de yanında eyersiz atlar varsa bonus olarak da eğ başını eğeceksen... yer bitirir adamı.
üstadın en sevdiğim şarkılarından biridir.nickimin ilhamıdır
6. nesil yazar. hoş gelmiş.
(bkz: #6697308)

kendisiyle ilgili yeni ipuçları, bütün uludağsözlük marketlerdedir.
kızıl saçlıymış.
(bkz: durun lan hemen saldırmayın)
sevgilisi de varmış.
haa bi' de lisedeyken çok popülermiş.
çocukluk bunaltıları ile alakalıdır.evebeyinlerin korkuları ile desteklenip oluşabilir.
(bkz: bunaltı bozuklukları)
gayet imgesel ve sembolizm yanlısı argümanlarla desteklenebilecek 2005 sonlarına gidiyorum. aynı mahalle, aynı sokak, aynı dersane derken mevzu benim karışık kaset doldurmalarıma kadar uzanıyor. binlercesinden bahsedilebilecek aynı'lar zamanla farkındalığa ve farklılığa yelken açıyor. etraftaki yüzlerce sıradanlıktan kopup birbirimizin dilini anlamaya başlamamız fazla da zaman almıyor. minimal sürprizler, ortak müzik zevki, fikirsel asgari müştereklerdeki konsensüs derken gayetten gizlice şehirlerarası bir tur yapalım istiyoruz. birden kendimizi hiç bilmediğimiz manisa'da buluyoruz. konu, şebnem ferah konseri. bu arada turner da bizim whısky elemanlarını yanına almış yaşına meydan okurcasına buram buram deep purple diyor. tel örgü, kapısı her daim açık otel odası, konserler dizisi derken heyecan silsilesi samimi ve duygusal tonda (isminin çok hisli ve manidar olduğunu tekrar ifadeleyeyim- hep ifadeliyorum zaten)peşimizi bırakmıyor. karikatürler, çizerler, eski yazdığın amatör ruh kokan şiirler ve minimal güzelliklerden keyif alan yapın ve utangaç tavırların esir alıyor bünyemi. o zamanlar duman dinliyordum değil mi ben? yok yok sadece duman değil aylin aslım (gelgit), cenk taner ve niceleri... bir radyo seansı niteliğinde kurduğumuz ve ısrarla mahalleliye konser verdiğimiz ve duygularımızın peşinden gittiğimiz balkonlararası aşk turları köprü üstü aşıklarını andırıyor. zamanla evrensel tınlıyor. sevgili olmak, eş ruh olmaktan öte birbirinin dilini anlamak, sağlıklı iletişim kurmak ve her şeyden öte bireysel farklılıkları tolere edebilmek, en sıkıntılı anlarda bile akılcı düşünceden bağımsız hareket etmemek farklılığımız simgeliyor. balkonlararası aşk trafiği sıklaştıkça, şirin ve samimi kovalamacalar da birbirinin izini sürüyor. yılmazyıldırım'ın konserde hüngür müngür ağlamasına birlikte iç geçiriyoruz. gene rüzgarlı deniz kıyısında peki ve mumlarla yaptığımız minimal keyifte sevginin küçük şeylerden çıkarılabilen anlamlı ve hisli mutluluklarla oluşuverdiğini hissettiriyor hep bana. çikolata kaplı mutlulukların silüetinde eşsiz bir dans diğer dansı izliyor. emeğin ve azınlıkların yanında kendimize yer açarken, o bilindik yapıt tınlıyor:

Seni hatırlarım
Başka bir sen ararım
Küçük odamda aşk için yaptıklarım
Akşam telefonları, gazete başlıkları
Geceleri televizyon
Açık kitap sayfaları
Düşününce... düşününce
Aşkın uçtuğu zamanları...

Aşk için tüm yaptıklarım senin için
Tüm zamanım tüm kavgalarım senin için...

Sessizliği seçerdim olsaydı eğer elimde
Ama konuşmam gerek eninde sonunda
Bugün her şey yolunda olabilir
Tüm aşıklar cennettedir
Ola ki gideriz bir gün biz de cennete
Eğer düşünürsen eğer düşünürsen, eğer

Aşk için tüm yaptıklarım senin için
Tüm zamanım tüm kavgalarım senin için...

evet, balkonlararası aşk trafiklerini meşrulaştıran şarkı. neyse ki mahalleli anlamıyor. kendi konserlerimiz itinayla bizi bize bağlıyor. bir gün radyoda da yapacağız programımızı. kaybedenlerin, yalnızlığın, samimiyetin, sevginin şarkıları çalacak. arka fonda eller daha da kenetlenecek birbirlerine gülümseyerek.
fularımı taktım ve sana sevgimi yolluyorum. çok uzaklara da bakalım derin sevgi dolu...
edit: aralık'ta burada uzun uzadıya görüşmek üzere... gayet sanatsal bir o kadar düşünsel, natural ve samimi anlara kaldırıyorum kadehimi. neye kaldıralım? mutluluğumuza!
bebeklerde korkma duygusu yoktur korku öğrenilerek gelişen bir duygudur.
edit: böyle bir yazar varmış yeni fark ettim geçte olsa hoşgelmiş diyorum.