bugün

(bkz: kırbaçlı alayı) ile daha da bulaştırılan bir hastalık olduğu düşünülür.
insanlık tarihindeki en büyük salgındır.
Bulaşan kişi %95 ölüyordu. Vücutta kırmızı benekler, titreme, kusma, bayılma ve sonrası ölüm. Hekimler kargaburun maske takıp siyah kostüm giyerdi.
Evli çiftlerden birisi hasta olunca karı-koca demeden arkasına bakmadan kaçılırdı.
Herkesin kendi g*tünü kurtarmaya çalıştığı dönemdi. Bir süre sonra doktorlar bile s*kerm böyle işi deyip hastaları bırakıp kaçmıştı.
O günlerin yanında şu korona'nın esamesi okunmaz.

görsel
görsel
görsel
insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Avrasya ve Kuzey Afrika'da 75-200 milyon kadar insanın ölümüne yol açmıştır.
veba mikrobu, karaciğeri etkilediğinden vücutta siyahlıklar oluşmasına neden olduğu için bu şekilde adlandırılmıştır.
Kara Ölüm = Veba "...80 milyonluk Avrupa nüfusunun 50 milyonu vebadan dolayı hayatını kaybetmiştir."
vebanın neyden kaynaklandığı uzunca bir zaman bulunamamış bu yüzden hastalık yayılmıştır fakat daha sonra hastalığın evlere giren farelerden kaynaklandığı bulunmuştur ayrıca bu hastalık çok önceki tarihlerde silah olarak kullanılmış düşman ülkenin su kaynaklarına atılan veba hastalarıyla ülke kırılmıştır...
cadılar yakılınca hastalık bitmiş diyorlar.
nam-ı diğer
(bkz: the black death)
(bkz: bubonic plague) (hıyarcıklı veba)
(bkz: kara veba)

dünya tarihinin en ölümcül veba salgınlarından biri olarak tarihte yerini bulmuş. 14. yüzyılda görülmüş ve avrupanın neredeyse yarısı bu salgında ölmüştür.

ilginç ki hastalık tam da bugünkü salgının çıktığı yer olan wuhan'da ilk olarak görülüp, ipek yolundan;
- önce orta doğu'ya
- sonra ise istanbul üzerinden avrupa'ya yayılmıştır.
geçtiği her yol da ise binlerce insanı öldürmüştür.
toplamda ise 150 milyon kişinin ölümüne sebep olmuştur.

pireler ve fareler yoluyla bulaşan hastalık tabii ki ilk olarak alt gelir gruplarına vurmuş.
o dönemde ahlak yoksunluğu ve dini sapmalardan dolayı insanların sapkın halleri kaosu felakete çevirmiş.

- vebanın tanrının bir cezası olarak geldiğini düşünerek insanlar uzun yürüyüşler yapıp kendilerini kamçılamış,
- doktorların suları zehirlediği düşünülerek diri diri yakılmış,
- batıl inançlar, büyücülük, fuhuş olayları baş göstermiş,
- sanat anlayışı ise çürümüş et resimleri, ölüm dansı, şeytanın gazabı gibi resimlerden ibaretmiş.

son olarak tüm bunların sorumlusu kuyuları zehirledikleriyle suçlanan yahudiler gösterilmiş. o dönemde yahudilerin hemen hemen hepsi öldürülmüş ve sağ kalanlar ise polonya ve rusya'ya kaçmış.

"Decameron" adlı kitapta veba günleri şöyle anlatılıyor;

"Babalar, oğullarını; anneler, bebeklerini terk ediyor; hizmetçiler, hanımlarından kaçıyor, noterler ölülerin son arzularını kaydetmekten vazgeçiyor; doktorlar, rahipler ve rahibeler, hastaları ziyarete gitmiyorlardı. Kimse Hristiyan usullerine göre gömülemiyordu; evler birer mezarlığa dönüşmüştü."
kara ölüm veba değildir. bilimadamlarının yaptığı araştırmalar sonucu, vebanın yayılma hızı kağnı arabası gibiyken, kara ölümün yayılma hızı ışık hızına eşdeğerde.

Bilimadamları kara ölümün bu kadar hızlı yayılmasının sebebini kuyruklu yıldızdan atmosfere dağılan virüslere bağlıyorlar.
hititlerle mısırlılar arasında yapılan bir savaş sonucu ele geçirilen mısırlı esirlerin hitit ülkesine taşıdığı hastalık yani veba, geçmişi ortaçağlardan daha eskiye dayanmaktadır.
1300'lerde Avrupa

'Kara Ölüm' olarak bilinen veba salgını ilk olarak 1300'lerde Çin'de ortaya çıktı. Kurbanların şikayetleri ağrılar, ateş ve bulantıyla başlıyordu. insanların dirseklerinde ve kasıklarında mor kabarıklıklar oluşuyor ve kısa sürede yumurta büyüklüğüne ulaşıp sertleşiyordu. Bu yumurtalar patladığında içinden pis kokulu siyah bir madde fışkırıyordu ancak bu rahatlama kurban için çok geç oluyordu. Çünkü hasta beş gün içinde ölüyordu.

Bunun bilinen bir tedavisi yoktu ve alınan hiçbir önlem işe yaramıyordu. Seksen yıl içinde hastalık Çin nüfusunu üçte bir oranında azaltmıştı. iyi işleyen ticaret yolları aracılığıyla da salgın batıya doğru, Hindistan ve Ortadoğu'ya ilerliyor, her gün binlerce insanın ölümüne neden oluyordu.

Hastalığa neyin sebep olduğu bulunamıyordu. 1347'de bozkır savaşçıları bir Ceneviz şehrini kuşatıp mancınıkla hastalıktan ölmüş cesetleri şehre fırlattılar. Böylece şehrin çoğunluğu hastalığa yakalandı. Bu cesetler toplanıp yakıldı ve ardından da gömüldü ancak hastalığın yayılması engellenemedi. Şehir mahvolduğu için Cenevizliler Sicilya'ya geri döndü ve hastalığı orada da yaydılar. Hastalık, yeni ve kendisiyle ilgili hiç bilgisi olmayan bir nüfusa yayılacaktı. Sicilya üzerinden Avrupa ve Kuzey Amerika da hastalıkla tanıştı ve milyonlarca insan öldü.

Bu salgına hastanın derisinin son aşamalarda koyu mor bir renge dönmesinden dolayı "Kara Ölüm" adı verildi. Derinin bu renge dönüşmesi, soluma sorunları yüzünden kanda oksijenin azalmasından kaynaklanıyordu. Hastalık bir kere bedene girdikten sonra o günün hiçbir tıp tekniği tedavi edemiyordu. Kara ölüm şehirlerin tümünü darmadağın ederken Avrupa uygarlığının da paniğe kapılmasına yol açtı

Doktorlar salgını durdurmanın yollarını aradılar. Hastalar evlerinde karantina altına alındılar ancak hastalık yine de bir orman yangını hızıyla yayıldı. Birçok insan kara ölümün, Tanrının onlara günahkar yaşamları yüzünden gönderdiği bir ceza olduğuna inandı. Tanrının öfkesini yatıştırmak için insanlar günah keçileri aramaya koyuldu.

Bazı dindarlar Tanrının öfkesini kendi üzerlerine çekip insanları kurtarmak için kendilerini kırbaçladı. Özellikle Brüksel ve Strasburg'da bazıları olanları Musevilerin varlığına bağladı.

Bu panik döneminde binlerce insan öldü. Salgının cadılar yüzünden ortaya çıktığı da söylendi. Zararsız erkek ve kadınlar evlerinden alınıp hastalığın yayılmasını önleme amacıyla yakıldı. Kedilerin ise parlayan gözleri ve geceleri dışarıda çok dolaşmaları yüzünden bu "cadıların" büyülü hayvanları olduğu düşünülüyordu. Binlerce kedi katledildi.

Aslında Avrupalılar kedileri öldürerek salgına karşı en birinci savunma hatlarını kaybetmiş oluyorlardı. Çünkü veba salgını, öteki adıyla Yersinia Pesüs yaygın bir fare biti tarafından taşınıyordu. Ortaçağda her yer fare doluydu. Kanalizasyon ilkeldi. Caddeler insan dışkısı, çöp ve ölü hayvan artıklarıyla doluydu. Kara veba, hastalığı taşıyan bitlerin fareler yoluyla yayılması sonucu artmıştı.

Cenevizlileri Avrupa'ya geri getiren gemide insanlarla birlikte karaya çıkan fareler hastalığı taşımışlardı. Limanda yaşayan bir sürü kedi öldürülmemiş olsaydı fareleri yiyeceklerdi ve hastalık yayılmayacaktı. Ancak bu kemirgenler kontrolsüz kaldı ve getirdikleri hastalığı korumasız binlerce eve yaydı.

14. yüzyılda salgın hastalık Avrupa'da beş kez daha baş gösterdi. Salgın sona erdiğinde nüfusun üçte birinden fazlası ölmüştü. Kediler öldürülmemiş olsaydı ölüm oranı çok daha az olurdu.

-alıntı.
(bkz: veba)

mistik güçlerin oyunu sanıldığı için tüm avrupada veba hastalığına lanet gözüyle bakıldı.
sezercik'in okulda geçen bir filminde arkadaşıyla birlikte öğretmenini korkutmak için okuduğu kitabın adı.
(bkz: fil hafızası)*
istediğim durumdur.

yolla panpa.

yolladı beyler.
güncel Önemli Başlıklar