bugün

insanı derin düşüncelere sokan, oy vermekten soğutan bir durumdur.

türkiye'nin tüm aydınları birleşin!

tehlikenin farkında mısınız?

kara çarşaflılar recm edilmelidir...
bu nasıl bir gericiliktir.

(bkz: dağdaki çobanla benim oyum bir mi) ile aynı zihniyet.

aydınların işi bu zihniyeti kırmaktır. kara çarşaflıları recm etmek değil.

insanlar kıyafetlerine göre ayrılıp, ona göre mi muamele edilecek bu ülkede?

herkes dil, din, ırk gözetmeksizin eşittir. eşit kalacaktır.
(bkz: kara çarşaflı yazar istemiyoruz kampanyası)
ironik şakası şey etmişliğin ürünü. gaza gelmeye gerek yok.
(bkz: sakin ol şaban ironi var)
yahu adam aydın aydınlar birleşin demiş, haberi yok ki çarşaflıların nurundan. aydınlık istiyorsan git yanlarına nurları gözünü aydınlatsın, gözünün önündeki kara perde kalksın.
anlaşılır şey değildir.

bu cahillerle oyumuzuzn bir sayılması demokrasiye aykırıdır.
yazık la onlara ne alakası var. zaten hayatı sikilmiş. sırf bir götveren yüzünden mumya gibi geziyorlar. senden ne farkları var.
kara çarşafın içindekinin de bir birey olduğu düşünüldüğünde şaşırılmayacak durumdur.
Ancak yazar yazmaz yazanların kendilerini insandan saymamalarından olsa gerek bir türlü oylarını kara çarşaflılarınki kadar değerli görememişlerdir.
Senin oyun da kabul oluyo lan sıkma canını.
Aysun Kayacıyla bir olmasından daha iyidir.
Olmaması gereken durumdur. Çoğu evde eşlerinin şu partiye vereceksin lafından ötürü bilinçsizce oy vermektedir.
hayatın tadını almak için illaki kıçının ayazda kalması gerektiğini sanan andavalların eziklediği kişiler olan çarşaflı müslümanların hakarete maruz kaldığı söylem.

aslında sizin gibi sığ görüşlü dine diyanete kem gözle bakan düşüklerin oyuyla bizim oyumuzun bir olması büyük bir skandal.
kabul edilemez durumdur.
demokrasinin altın kuralının bir gerekliliğidir. bunu hazmedemeyen adam alsın kendi demokrasi anlayışını bir tarafına soksun. demokrasi ne akıllıların, ne aydınların, ne zenginlerin, ne fakirlerin, ne işçinin, ne iş adamının, ne dindarın, ne de dinsizlerin tekelinde değildir. öyleyse eğer, bunun adı demokrasi değildir. eski yunan demokrasisini bugünkü demokrasiden ayırmamızın da en temel sebeplerinden birisi budur. orada oy vermek belirli şartlara bağlıydı çünkü ve halkın üçte birinden daha az bir kısmı oy kullanabiliyordu.

demokrasiyi hazmedemiyor bizim milletimiz. çünkü bizde uzlaşma değil, emretme esastır. biz de bir iş beraber, omuz omuza, yardımlaşmayla yapılmaz; birilerine yaptırılır. işte bu saçma kültür yüzünden bir türlü demokrasiyi anlayamıyoruz, anlasak da hazmedemiyoruz. toplumun önemli bir kesimi tarafından benimsenmiş olan bir hareket, fikir, ideoloji ya da bir kimlik mecliste hiç bir şekilde temsil edilmiyorsa, onun temsiliyet hakkı halkın elinden alınıyorsa o zaman o ülkede demokrasi olgunlaşamamış demektir. demokrasi mantıklı bulduğun, mantıklı gördüğün fikirlerin temsil edilmesi değildir. belirli bir çokluğun tatbik ettiği bütün fikirlerin temsiliyetidir.

zaten şu ülkede yüzde onluk baraj gibi, tek başına demokrasiyi darma duman eden bir engel var. bunun üstüne bir de kafanıza göre engeller koyacaksanız hiç oynamayalım bu oyunu. onun yerine bir padişah gelsin, 40 tane de kadın verelim buna ki bol bol çocukları olsun. sonra o çocuklardan hangisi güçlüyse o geçsin tahta, ülkeyi de kafasına estiği gibi yönetsin. ama yok bunu istemiyorum ben diyorsanız eğer, o zaman demokrasinin en temel ilkesi olan bütün insanların sırf var oluşlarıyla eşit değere sahip olduğu anlayışını artık kafanıza yerleştirmeniz gerekiyor.
güncel Önemli Başlıklar