bugün

ölümü hatırlatan kardeş...

yan komşumuz rıfat'ın kardeşi tahsin. ağır hasta kendisi. allah düşmanımın başından eksik etsin. doktorlar bundan üç ay önce kendisine lenf kanseri yani lenfoma teşhisi koydu. sonrasında ailece hastahaneye taşındılar. hastahanede müşahede altındayken bugün tekrar eve döndü. doktorun dediğine göre hastahanede yapacakları bir şey kalmamış. rıfat benim liseden arkadaşım olur. tanırım iyi çocuktur. kardeşi tahsin de öyle. tahsin'i bugün gördüm de, erimiş bitmiş çocuk. adeta bir deri bir kemik kalmış. yazık. allah şifa versin. rıfatın göz altları çökmüş ağlamaktan. bilirim kardeşini ne kadar çok sevdiğini. tek canı var, elinde olsa onu da verir.

rıfat'ın anlattığına göre, doktora gitmekte geç kalmışlar o yüzden hastalık ilerlemiş yani kanser daha ciddi boyutlara ulaşmış. bu yazıyı da bu yüzden yazıyorum zaten, eğer vücudunuzda lenf kanserine dair belirtiler varsa geç kalınmadan doktora başvurulmalı. tahsin doktora gitmeden önce geceleyin çok sık terlermiş ama öyle böyle değil yatak sırılsıklam olurmuş. sonra sebebi bilinmeyen şiddetli ateş, baş dönmesi, sürekli halsizlik, yorgunluk hissedermiş. ayrıca boynun altında, kasıklarda yağ bezesi gibi küçük küçük yumrular oluşmuştu. onları ben de görmüştüm. hatta tahsin'e sorduğumda, tahsin bu boynundaki fındık tanesi büyüklüğünde şişlikler ne diye, ben de bilmiyorum abi demişti. meğerse lenfomanın emarelerindenmiş. tabi illa bunlar var diye kanser olacaksın diye bir şey yok ama atalarımız eşeğini sağlam kazığa bağla demiş.

işte buna rağmen geçer diye önem vermemişler ve doktora gitmemişler. şimdi ailesi neden erkenden doktora gitmedik diye perişan halde, kafalarını duvarlara vuruyorlar. sanki ölümü bekliyorlarmış gibi. evde çaresizlik içindeler.

düşünüyorum da benim küçük bir kardeşim olsa, ve kanser olsa ne yapardım. acılar içinde kıvranıyor. doğru dürüst yemek yiyemiyor ve yediğini de kusuyor. damardan serum bağlı koluna, tuvalete dahi çıkamıyor. bebekten de öte, acı içinde kıvranıyor tüm gün boyunca. doktor kanserin iç organlara sıçramasından korkuyor.

tahsin'in tedavi sürecinde kemoterapi ve radyoterapi her ikisi de uygulandı. bitkisel ilaçlara da başvuruldu ama değişen bir şey yok. şu an kaldığı oda bizim oturma odasına bitişik. geceleyin inlemeleri bizim eve bile ulaşıyor. o kadar bedbaht bir halde...
yaşatılması gereken kardeştir.
samimi bir yaklaşımla sonuna kadar yanında olacağım kardeşin kardeşidir.
allah acil şifa versin. bu insanın hayal bile edemeyeceği kadar acı ve zor bir durumdur. allah yardımcıları olsun.
eriyip bitmesini çaresizce izlemektir.
sapsarı kıskıvırcık saçları kesilirken yanında elini tutmaktır.
sen kan hastası değil lösemisin denirken ona gülümsemeye çalışmaktır.
hastanelerin duvarlarına lanet ede ede küfür ede ede gitmektir.
delik deşik olmuş koluna artık iğne vurulurmasına dayanamamaktır.
ağır ilaçların onda sinir yapınca sizin daha fazla sinirlenmenizdir.
en önemlisi hijyen ve moral diyen doktorlar yüzünden o gelmeden odasını ağlaya ağlaya temizlemektir.
yan odada ağlamaktan geberirken onun yanına kahkahalarla girmek maskelere komik suratlar çizmektir.
annenizi kendiniz bile inanamıyorken iyi olacak demektir.
Galatasaraylı futbolcularla tanıştırırken bi nebze olsa mutluluğunu hissetmektir.
ve sonra yavaş yavaş iyileşmesini saçlarının uzamasını izlemektir.
çikolataya ve sakıza izin verdiklerinde her tarafınızı çikolataya bulayarak beraber yemektir.
yeniden gülmenin tadını çıkarmaktır.
tekrardan ailece güzelce kahvaltı yapmak dışarı çıkmak ona 2.hayatını veren ALLAHA yeniden şükretmektir.
ne kansermiş bugün bi bitmediniz dedirtir.
(bkz: kanser olan sevgiliden bir türlü ayrılamamak)
allah kimseye yaşatmasın durumudur. en kötüsü kardeş acısıymış.