bugün

karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
aşklarım, inançlarım işgal altındadır
tabutumun üstünde zar atıyorlar
cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır
toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar
denize yaklaşınca kumlar ve çakıl tasları
geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.

karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını
kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar
bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden
çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar
denizin satırları arasında.
gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin
küfre yaklaştıkça inancım artıyor.

karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
ve simdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabin
başından başlayabilirim.

ismet özel
tekrar tekrar okunup doyulmayan ismet özel klasiği. tam bir ismet özel şiiri. işte şiir budur diye gösterilebilcek kadar iyi şiir.
(bkz: kufre yaklastikca inancim artiyor)
yaşamayı beceremeyen aykırı ruhların şiiri.
(bkz: the ex files)*
1972(sessizlik). kanla kirlenmiş evrak (sessizlik). ismet özel kendi sesi ile söylediği destanına böyle başlıyor. sonra yavaş yavaş içimize işliyor sözleri kendi sesi ile. öyle güzel söylüyor ki karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında diye diye insanın hayatın suratına tüküresini getiriyor.

küfre yaklaştıkça inancım artıyor dizesinde artık düşünme melekelerimizi elimizden alıyor ismet özel. şiirin başındaki sessizlik oluveriyorsunuz. kime gitseniz artık hep sesiniz kısık/kim size gelse hep sessizlik.

altında ezildiğimiz bir taşı sırtımıza yüklüyor ismet özel. haydi bakalım, ha gayret deyip sessizce gidiyor bize kalan boşlukları nasıl dolduracağımızla ilgili soruları aklımıza bırakıp. işte bu noktada aklımda dönüyor girdap;

öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda

sonra bir başka girdap yüreğimde beliriyor;

acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.

nihayetinde öldürücü darbeyi indiriyor ismet özel hem kalemi/hem sesi ile...

ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
başından başlayabilirim.
son merhalesi yağmurun. sağnak sürüyor. ismet özel bir çağlayan, yağmur yağdıkça çoğalıyor/çağlıyor. şiiri şelale olup yüreğimize dökülüyor. işte kanla kirlenmiş evrak bu mecradaki bir çakıl taşı/bir damla/bir yağmur damlası belki. ama o damla bir okyanusu bile delirtebilir yeri geldiğinde. yeri gelmişken karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında....
yeni bir altıncı nesil yazar. koştursun efenim sözlükte. *
(bkz: borç senedi)
fazlasıyla olumlu düşündüren yazardır. "ruhdaş" lık kavramına yakın durmuştur fazlasıyla mutlu etmiştir beni kaan ince' yi sol framede görmeme sebep olarak.

sağolsundur.
insanın canını yakan bir şiir. ama çok yakan bir şiir. *
http://tinyurl.com/cwucue3
yorgunluğumu bağıran şiirdir.

karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
ve simdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabin
başından başlayabilirim.
ismet Özel’in şaheser şiirlerindendir. 1972 yılında yazılmıştır. Ne zaman okusam
"öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan" dizesi içimi ürpertir.
“kanla kirlenmiş evrak" yaşadığı dönüşümün, kimlik bunalımının yansıdığı şiirdir. sosyalist pencereden müslümanca yaşamaya geçişin sancılarıdır. Şu mısralar bunun yansımasıdır:

"karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
aşklarım, inançlarım işgal altındadır
tabutumun üstünde zar atıyorlar
cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır.
toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar
denize yaklaşınca kumlar ve çakıl tasları
geçmiş günlerimi aşağılamaktadır. "

"gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin
"küfre yaklaştıkça inancım artıyor. "

"ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
başından başlayabilirim."

tüm hayatının koca bir hiç bir olduğunu anlamak, kabuk değiştirmenin ötesinde bir iç değişim... sorular, sorular... hiç bitmeyen bir hesaplaşma.

bu şiiri okurken necip fazıl'ın "çile" şiiri gelir aklıma. benzer bir sancıdır:
"kustum öz ağzımdan kafatasımı."

"bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
yepyeni bir dünya etti hediye.

bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;
mekânı bir satıh, zamanı vehim.
bütün bir kâinat muşamba dekor,
bütün bir insanlık yalana teslim."

"bir fikir ki, sıcak yarada kezzab,
bir fikir ki, beyin zarında sülük.
selâm, selâm sana haşmetli azâb;
yandıkça gelişen tılsımlı kütük."
ismet özel'in kendini bir nevi özetlediği; pişmanlıklarını, yeni adımlarını, dünyaya bakışını ve onda çırpınışını anlattığı şiiri.

ve ayrıca şu dizeleri ezberimde kalmış güzelim şiir.

"...
karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim."
güncel Önemli Başlıklar