bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu36
- evlilik10
- ali erbaş16
- demet akalın'ın zeka seviyesi9
- icardi190517
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü14
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
saddam hüzeyin'le abdullah öcalan'ı aynı kişi sanacak kadar çocuktum, saklambaç oynardık, hava kararmaya başlayınca kuytulara saklanmaya korkardım.
akşamları arkadaşlarla toplanır korku hikayeleri anlatırdık, herkesin bir akrabasının başından geçen bir üç harfli hikayesi olurdu. birinin bir tanıdığı gece mezarlığın yanında geçerken davul zurna sesleri duyardı ötekinin bir tanıdığı gece kendisine yol gösteren bir yabancının ayaklarının ters olduğunu farkederdi. sonra korkardık eve gitmeye bile korkardık, grubun en büyüğü en sona kalacak şekilde toplu evlerimize gider, kapı açılıncaya dek her an bir cinin arkadan ayağımızı tutacağını sanırdık.
bir de haberler vardı biz çocukkan trt'de, 1 saat sürerdi ve magazinden uzak "başbakan süleyman demirel bir dizi temasta bulunmak üzere bu sabah thy uçağıyla bişkek'e hareket etti" gibi ruhsuz haberler olurdu, ama itiraf etmeliyim bişkek kelimesi bana hep komik gelirdi.
haberlerin devamında bir grup teröristin askerlerimizi şehit ettiği, bölgede operasyon başlatıldığı ve terörist grubun çembere alındığı söylenirdi, ama sonra bir şey çıkmazdı bu çemberden.
o zamanlar çocuk aklımla teröre bir çözüm bulmuştum, devlet tüm kaynaklarını seferber edip voltran gibi bir robot yapacaktı ve o robatla tüm kötüleri öldürecekti. bu kadar insan ölürken devletin neden bir türlü voltran robotu fikrini düşünmediğine şaşardım.
aradan yıllar geçti ben büyüdüm, çok şey değişti, artık hiçbir çocuğun bissan ihlas bisikleti yok. saklambaçta oynamıyorlar pek, korku hikayeleri konusunda pek emin değilim tabi.
ama değişmeyen bir şey var, hala her gün şehit haberleri geliyor, gencecik insanlar hayallerini geride bırakıp bu dünyaya veda ediyorlar. bide* arkalarında ağlayan anneler, sinir krizi geçiren nişanlılar bırakarak.
evet artık büyüdüm ve terörü voltranla çözülemeyeceğini anladım ama anlamadığım şeyler de var, örneğin kandil.
nasıl bir dağdır, nasıl bir yerdir de dokunulamıyor, uzanılamıyor? gazetecilerin günü birlik turlar düzenlediği bu dağ, nasıl olur da bizi her gün pusularda, mayınlarla, bombalarla öldürenlerin güvenli evi oluyor?
akşamları arkadaşlarla toplanır korku hikayeleri anlatırdık, herkesin bir akrabasının başından geçen bir üç harfli hikayesi olurdu. birinin bir tanıdığı gece mezarlığın yanında geçerken davul zurna sesleri duyardı ötekinin bir tanıdığı gece kendisine yol gösteren bir yabancının ayaklarının ters olduğunu farkederdi. sonra korkardık eve gitmeye bile korkardık, grubun en büyüğü en sona kalacak şekilde toplu evlerimize gider, kapı açılıncaya dek her an bir cinin arkadan ayağımızı tutacağını sanırdık.
bir de haberler vardı biz çocukkan trt'de, 1 saat sürerdi ve magazinden uzak "başbakan süleyman demirel bir dizi temasta bulunmak üzere bu sabah thy uçağıyla bişkek'e hareket etti" gibi ruhsuz haberler olurdu, ama itiraf etmeliyim bişkek kelimesi bana hep komik gelirdi.
haberlerin devamında bir grup teröristin askerlerimizi şehit ettiği, bölgede operasyon başlatıldığı ve terörist grubun çembere alındığı söylenirdi, ama sonra bir şey çıkmazdı bu çemberden.
o zamanlar çocuk aklımla teröre bir çözüm bulmuştum, devlet tüm kaynaklarını seferber edip voltran gibi bir robot yapacaktı ve o robatla tüm kötüleri öldürecekti. bu kadar insan ölürken devletin neden bir türlü voltran robotu fikrini düşünmediğine şaşardım.
aradan yıllar geçti ben büyüdüm, çok şey değişti, artık hiçbir çocuğun bissan ihlas bisikleti yok. saklambaçta oynamıyorlar pek, korku hikayeleri konusunda pek emin değilim tabi.
ama değişmeyen bir şey var, hala her gün şehit haberleri geliyor, gencecik insanlar hayallerini geride bırakıp bu dünyaya veda ediyorlar. bide* arkalarında ağlayan anneler, sinir krizi geçiren nişanlılar bırakarak.
evet artık büyüdüm ve terörü voltranla çözülemeyeceğini anladım ama anlamadığım şeyler de var, örneğin kandil.
nasıl bir dağdır, nasıl bir yerdir de dokunulamıyor, uzanılamıyor? gazetecilerin günü birlik turlar düzenlediği bu dağ, nasıl olur da bizi her gün pusularda, mayınlarla, bombalarla öldürenlerin güvenli evi oluyor?
apo peygamber mi ki asılamıyor, ya da kandil'i neden alamıyoruz.
yanıt konjönktür hazretleri.
kandil'e de aynı nedenden dolayı hakim olamıyorsun.
buna göre tüm bunların sebebi strateji yoksunu idarecilere sahip oluşumuzdur, daha açıkçası baştakilerin beyinsiz oluşudur. bu iş ancak amerika eliyle olur, ama onun için desteği almak için strateji lazım, o da beyin gerektirir, yani baştakilerde olmayan şey.
ancak bu görünüşteki sebeptir, uygulamada da sıkıntı vardır.
ırak'da konumsal üstünlük ırak'lılara aittir, orayı işgal edebilmek için çok büyük sayıda asker lazım: 100.000-200.000 filan. o kadar masrafa giremiyoruz, devletin o kadar parası ya da gücü yok. ya da gücüne güvenmiyor, tanklarımız döküntü, silahlarımız dandik, askerimiz eğitimsiz...
yani; konjektür hazretleri türkiye'nin kandil'e sahip olmasına müsade etmiyor, girmesine müsade ediyor ama sahip olmasına müsade etmiyor. ediyor bile olsa, türkiye', kandil'i alacak güce sahip değildir. Geçenlerde iran girmişti, epeyi de elinde tuttu, karayılan'ı aldı hatta.
hatta adamlar kandil'de yönetim toplantısındayken binayı basıp pkk'lıları resmen tutukladılar. o kadar içlerine girdiler.
onlar yapıyor ama biz yapamıyoruz.
gücümüz bu kadar kardeş işin doğrusu bu.
türkiye gücünü amerika ve israil desteğinden alıyor. türkiye'de kuru kalabalık var, bunlar da teknolojik destek veriyor.
amerika seni desteklkediği kadar, adamsın!. desteklemezse türkiye iran gibi sıradan bir ülkedir.
amerika kandil'e girmene zaman zaman müsade ediyor ama almanı tasvip etmiyor, o yüzden de giremiyorsun çünkü gücün yetmiyor!. girsen de geri geleceksin çünkü barınacak imkan ve kabiliyete sahip değilsin; amerika uzaydan bakıp sana karşılaşacağın tehlikeleri haber verecek ki hayatta kalasın, yoksa bilmediğin dağlarda ölüp şehit olup gideceksin...
işin doğrusu bu işte...
gücün yetmiyor...
başlık trajik ama gerçek bir başlık. acı ama gerçek.
amerikadan rica edeceksin kandil'i almana yardım edecek ya da bombalayacak ve kaçacaksın. bu işte, gerçek bu.
kandil'i boşver genelkurmayın bugünkü açıklamasında çok ince bir detay var: güneydoğunun bazı bölgeleri pkk'nın elinde. alabiliyorsan oraları al önce, kandil'i ne yapacaksın.
alçak dağları kurtar da kardeşim, yüksekler sonraya kalsın.
yanıt konjönktür hazretleri.
kandil'e de aynı nedenden dolayı hakim olamıyorsun.
buna göre tüm bunların sebebi strateji yoksunu idarecilere sahip oluşumuzdur, daha açıkçası baştakilerin beyinsiz oluşudur. bu iş ancak amerika eliyle olur, ama onun için desteği almak için strateji lazım, o da beyin gerektirir, yani baştakilerde olmayan şey.
ancak bu görünüşteki sebeptir, uygulamada da sıkıntı vardır.
ırak'da konumsal üstünlük ırak'lılara aittir, orayı işgal edebilmek için çok büyük sayıda asker lazım: 100.000-200.000 filan. o kadar masrafa giremiyoruz, devletin o kadar parası ya da gücü yok. ya da gücüne güvenmiyor, tanklarımız döküntü, silahlarımız dandik, askerimiz eğitimsiz...
yani; konjektür hazretleri türkiye'nin kandil'e sahip olmasına müsade etmiyor, girmesine müsade ediyor ama sahip olmasına müsade etmiyor. ediyor bile olsa, türkiye', kandil'i alacak güce sahip değildir. Geçenlerde iran girmişti, epeyi de elinde tuttu, karayılan'ı aldı hatta.
hatta adamlar kandil'de yönetim toplantısındayken binayı basıp pkk'lıları resmen tutukladılar. o kadar içlerine girdiler.
onlar yapıyor ama biz yapamıyoruz.
gücümüz bu kadar kardeş işin doğrusu bu.
türkiye gücünü amerika ve israil desteğinden alıyor. türkiye'de kuru kalabalık var, bunlar da teknolojik destek veriyor.
amerika seni desteklkediği kadar, adamsın!. desteklemezse türkiye iran gibi sıradan bir ülkedir.
amerika kandil'e girmene zaman zaman müsade ediyor ama almanı tasvip etmiyor, o yüzden de giremiyorsun çünkü gücün yetmiyor!. girsen de geri geleceksin çünkü barınacak imkan ve kabiliyete sahip değilsin; amerika uzaydan bakıp sana karşılaşacağın tehlikeleri haber verecek ki hayatta kalasın, yoksa bilmediğin dağlarda ölüp şehit olup gideceksin...
işin doğrusu bu işte...
gücün yetmiyor...
başlık trajik ama gerçek bir başlık. acı ama gerçek.
amerikadan rica edeceksin kandil'i almana yardım edecek ya da bombalayacak ve kaçacaksın. bu işte, gerçek bu.
kandil'i boşver genelkurmayın bugünkü açıklamasında çok ince bir detay var: güneydoğunun bazı bölgeleri pkk'nın elinde. alabiliyorsan oraları al önce, kandil'i ne yapacaksın.
alçak dağları kurtar da kardeşim, yüksekler sonraya kalsın.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar