bugün

work and travel'la kanada'ya gidip 3 ay boyunca balık tutmak pahabiçilemez.

türkiye'ye döndüğümde tonbalik kokuyordum lan. sonuç olarak kanada yaşanacak bir yer değil.
Çok para gerektirir. YÜz binlerce dolar. Hele de tıp okuyorsanız.
değişik bir şeydir. birçok şey hayal ettiğinizden farklıdır. anlatacaklarım toronto için geçerlidir.

türkiye'de bir vakıf üniversitesi okumayla aynı paraya gelebilir. paranız yoksa risk alarak gelmiş olursunuz. risk almak diyorum çünkü yapabilme şansınız da var yapamama şansınız da. şöyle ki: üniversite öğrencisi olarak part time bir işte çalışırsanız aldığınız para türkiye'deki bir öğretmenin maaşına kadar denkgelebilir. kaçak göçek çalışırsanız saatlik 8-9 dolar arası çalışırsınız ama vergi ödemezsiniz ve saat kısıtlamanız olmaz. yasal yolla çalışırsanız (study permit ile), saatlik asgari ücret 11 dolardır fakat vergi ödersiniz. çok şanslı iseniz saatik 15-20 dolar gibi bir paraya öğrenciyken part time çalışma şansınız var. gelir gelmez iş bulup çalışmaya başlamak sizin yeteneğinize kalmış. dil okuluna gelirseniz büyük ihtimalle study permitiniz olmaz, çalışmak isterseniz kaçak çalışırsınız. ve genellikle dil okulunda okuyanlara pek iş vermek istemiyorlarmış.

ders kitaplarına tonlarca para vermeniz gerekebilir çünkü türkiye'deki fotokopi anlayışı hem yok hem de hocalar ilk derste uyarısını yapıyor. yasadışı olduğunu ve bilmem kaç yüz dolar cezası olduğunu söylüyorlar.

kızların güzel olması konusunda bilmeniz gereken iki şey var: birincisi beyaz kanadalılar ve beyaz kanadalı olmayanlar. beyaz kanadalılar da şişman olanlar ve şişman olmayanlar olarak ikiye ayrılır. şişman olmayanlar sarı şaçlı mavi gözlü ve albinoya benzer şekilde beyaz tenlidir. ve götleri kalkıktır. bu gruba quebec fransızları dahildir fakat fransızlar daha rahattırlar. şişman olanlar da sizin tercihinize kalmış. beyaz kanadalı olmayanlar ise ikiye ayrılır: çekik gözlü olanlar ve ikinci dünya ülkelerinden gelmiş olanlar. çekik gözlü fetişiniz varsa sizin için iyi olabilir. çin, japon, kore, tayland, filipin, vietnam gibi ülkelerden gelenler bu gruptadır. ikinci dünya ülkelerinden gelenler ise ruslar, latin amerikalılar ve orta doğulular olarak sınıflandırılabilir. tercih size kalmış.

yeme içme konusunda: eğer dışarıdan yerseniz bir öğün için en az 7 cad harcarsınız. tabi bu paraya hayvan gibi doyma şansınız yok değil. mesela sobeys'ten 5.99 dolara sıcak yemek alabilirsiniz, acayip doyurucudur. okulumun yakınındaki yunan lokantasında (pezevenkler bizim döneri bize satıyo da neyse) 7 dolara hayvan gibi bir tavuk döner yemeniz mümkün. kanada'nın bir diğer güzel yanı ise; okul, kütüphane gibi yerlerde ''food court'' dedikleri bir yemek alanının bulunması. burada mikrodalga fırınlar olur (bazı yerlerde buzdolapları da vardır) ve evden getirdiğiniz yemeğinizi buzdolabında tutup öğlen vakti mikrodalgada ısıtıp yiyebilirsiniz. sefer tasınızı alıp okula gitseniz bile kimse yemeğinizi evden getirdiğiniz için sizi ayıplamaz. mutfak alışverişi yapma konusunda nofrills ve wallmart en uygunudur. chinatown ve kensington markette manavlar vardır. buralar genelde ucuzdur. bazen 30 cente 1 lb (450 gr civarı) muz alma şansınız olur. bir ara 1 dolara ananas satılıyordu. 4 kişi ikişer tane almıştık. aylık mutfak masrafınızı 50 dolar ile 350 dolar arasında tutmak alışveriş yeteneğinize bağlı.

kalacak yer konusunda aylık en az 600 cad (yaklaşık 1300 tl) gibi bir parayı gözden çıkarın. homestay tavsiye edilmez paranıza yazık. homestay tecrübesine sahip onlarca kişi gördüm, istisnasız hepsi kötü anılara sahip. mesela bir arkadaşa 15 dk duş aldı diye bağırıp çağırmış ev sahibi ve 10 dk dan uzun süre duş almamasını söylemişler. ulan hem çuvalla para ödeyeceksin hem de 5 dk için azar işiteceksin. ben olsam siker atardım desem de inanmayın burada yasalar insanları koruyor. ama en azından laf dalaşına girerdim. en olmadı oda kiralayın. o da olmazsa hostelde kalırsınız. hostel fiyatları değişken olabilir. genellikle geceliği 20 dolar civarıdır ama anlaşıp 1 ay için 500 dolar verip kalanlar varmış diye duydum.

gece hayatından bahsedersek: düzgün bir mekana girmek için en az 30 doları gözden çıkarmanız lazım. şöyle ki; giriş 20 dolardır, içeride 8 dolara bir bardak bira alıp 4-5 saat o birayla takılırsınız. benim bildiğim cube isminde bir mekan var. mekanda dijeylik yapan kişi türk. biraz atılgan bir adamsanız ''sneaky dee's'' isimli mekana mutlaka gidin, mümkünse tek gidin. boş masa olmadığı bir güne denkgetirin gittiğiniz zamanı (ki genelde boş masa pek bulunmaz). boş masa olmadığı zaman 3 kızın oturduğu masaya boş yer yok bahanesiyle ilişebilirsiniz. aslında o mekanın amacı da odur. genellikle toronto'daki üniversite öğrencileri takılır, fiyatlar ucuzdur biraz. momentus diye bir mekan vardır, giriş 10 dolar, biralar 7-8 dolardır. genellikle latinler burada takılır. crocodile diye bir mekan vardır, giriş 5 dolar, biralar 2-3 dolardır. burada genellikle kanadalılar takılır. madison avenue pub diye bir yer vardır, giriş 10 dolar, biralar 6-7 dolardır. burada genellikle çekik gözlüler takılır. benim bildiğim mekanlar bunlar. çok fazla dışarı çıkan birisi olmadığım için.

ulaşım konusunda aylık 112 dolara metropass alacaksınız. bu kartla metro, tramway ve otobüse bir ay boyunca sınırsız binilebilir. yetişkinler için metropass 140 dolar. 112 dolarlık olan kartı alabilmeniz için ''shobourne'' metro durağına gidip ttc ıd kartı çıkartmanız lazım. ttc ne diye soranlar için: ttc toronto'nun iett'sidir.

iletişimin burada pahalı olduğunu bilin. fido'nun 500dk+750mb internet tarifesi 45 dolar. türkiye'yi aramak için iki seçeneğiniz var. ya calling card kullanırsınız ya da fido'nun 5 dolarlık yurtdışı tarifesini alırsınız. fido'nun tarifesiyle dakikası 13 cente konuşursunuz. calling kartlar ise ev telefonunu aramak için ucuzdur, cep telefonu aramalarında ucuz olmaz. sonuç olarak aylık 60 doları gözden çıkarın. wifi olarak toronto iyi bir yer çünkü bloor ve union arasındaki metro duraklarının hepsinde bedava wifi var. alışveriş merkezlerinin hepsi bedava wifi içerir. apartmanda kalıyorsanız, çoğu apartmanın lobisinde ve çamaşır hanesinde bedava wifi bulunur. yolda kalsanız herhangi bir starbucks gibi bir dükkanın önünde bekleyip wifi kullanabilirsiniz.

toronto'da hayat yavaştır, istanbul'daki telaş burada yoktur fakat zaman çok hızlı geçer. türkiye'deki gibi hergün arkadaşlarla dışarı çıkmak diye bir şey yoktur. burada insanlar soğuktur, herkesin işi gücü vardır. öğrenci olup da part time bir işte çalışmamak aşırı lüks bir durumdur burada. ailelerinin durumu iyi olsa bile herkes part time iş yapar. herkesin planı programı vardır. mesela 1 yıldır görüşemediğim arkadaşa mesaj attım bi kahve içmek için, bir türlü boş zaman denkgetiremedik.

dipnot: zamanında ulaşamadığımız ve burada yaşayarak düşe kalka edindiğimiz bilgileri aktarmak istedik. tek isteğimiz, gelecek nesillerin bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmemesi. ''kanada'da okuyorsun diye niye görgüsüzlük yapıyorsun'' diyerek sik kadar aklıyla ayar vermeye yeltenenler oluyor. onların da şimdiden amk.
okullar hakkında araştırma yapmak için şu siteye göz atabilirsiniz:

https://www.schoolfinder.com

site aynı zamanda usa'daki okulları da listeliyor ama onun için ayrı ve geniş kapsamlı başka bir site var.
Fuzuli masraftır.