bugün

o kadar sözde aydın, kültürlü, eğitimli insan oturmuş ayın yarılmasına kanıt yok ki diye entry dışkılamış. elbette fiziki olarak yarılmamıştır ay ikiye.

bakın peygamberler mucize gösterirler ama mucizelerin her zaman bir bilimsel açıklaması vardır. tabi bu bilimsel açıklamalar normalde bir araya gelmeyecek tesadüflerin yine allahın izni ile aynı ana denk gelmesiyle mucize olurlar.

örneğin hz. musa denizi yararken meşhurdur asasını vurduğu bilinir. işte o vurulan asa, yüzeye yakın bir fay hattını önce ufak ufak hareketlendirmiş, sonra da zaten kelebek etkisiyle denizde büyük bir gel git olmuştur. tsunami de diyebiliriz.

hz. isa'ya gelelim, ölüyü diriltme hadisesi. bugün artık çok rahat bildiğimiz acil servis müdaheleleri o zaman elbette bilinmiyordu. muhtemelen tam olarak ölmemiş adam da böyle bir müdaheleyle hayata döndü.

ve ayın yarılması... şahsi kanaatimdir, herhangi bir kaynakta okumadım, o sırada ayın ortasından bir göktaşı geçmiştir ve ay ikiye ayrık olarak görülmüştür. bu da mucizedir çünkü hz. muhammed o an bir kalabalığa karşı yaptı bunu ve tek başına o göktaşının oradan o an geçeceğini bilemezdi.
‘Dünyada Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar bu masala inanan ikinci bir millet yoktur.’ Her ne kadar doğa üstü bir olay olsa da bir Musa’nın kızıl denizi ikiye yarması değildir.
ziya..!
Konunun aslı kısaca şöyledir. Benim müminlerim ayı ikiye yardım desem bile bana sorgusuz inanırlar, inanmalıdırlar. Şeklinde özetlenebilir. Konunun dışına çıkarılmış asıl amacından Saptırılmıştır. Bana inanın gerçekleri söylüyorum amacında peygamber tarafından örneklendirmiştir. Fizik kuralları dışında bir mucize olamaz, bu allah’ı inkar olur.
Arapların çok içtikleri bir gece yaşanmış olabilir. Sarhoşken nesneleri çift görme çokça yaşanan bir durum çünkü. Eh geceleyin bir tek ayın ışığını görüyorlar. içip içip, "bu ikiye bölündü" demişlerdir.
1400 yıl önce bundan güzel hikaye olmazdı.
mekkeli müşriklerin bir çoğunun gözleriyle gördükleri hâlde “bize sihir yaptı” diyerek iman etmeyi reddettikleri hâdise:
bu mevzuda ilginç olan iki husus var bana kalırsa; birincisi, imanın, hidayetin blr “nasib” mevzuu olması ki, gözünün önünde allah’ın peygamberi var hâlâ “mucize göster” diye diretiyorsun, mucize vuku bulunca da “olamaz, sihir bu!” diyorsun! küfrün mantığı, diyalektiği her zaman bu şekilde ilerler; yani, inanmamak için bin türlü bahane türetir de, inanmaya bir bahane-sebeb bulamaz!

ikincisi,
bu mucize vuku bulunca “bizi sihir yaptı” dediler de “kamer ikiye bölünmedi” demediler! demek ki vakanın kendisini değil, oluş biçimini inkar etmeye kalktılar. mekkeli müşriklerin inkarı hadiseye değil oluş biçimine dair oldu, çünkü hepsi birden ayan beyan gördüklerinden “böyle bir şey olmadı” demediler, diyemediler!
şu halde, inkarcılar, eğer inkarlarında samimi iseler, hiç olmazsa mekkeli müşriklerin yani inkarcıların dediğine de inanabillr: aynı zihniyette olduğun birisine inanmazsın, zıddına inanmazsın:
demek ki, sen, bir mesele, ilim, dava, hakikat, gerçek, bilgi peşinde değilsin de goy goy peşinde boş beleşe yaşayansın; he, o zaman sana ne bölündü mü bölünmedi mi? senin kategorini balzac belirlemiş:
“allah’ın, sırf kalabalık etsin diye yarattığı insanlar vardır”

vesselam.
Ondan sonra diyorlar millet neden ateist oldu?

Ula olm bu kadar sallarsanız elbette olur. Az sallayın biraz.
Ayı ikiye bölmek, karıncalarla konuşmak, denizi asayla ikiye bölmek, beygire binip uçmak vs...
Ne ayaksınız olm siz.
hadis kaynaklı bir hurafedir. lütfen artık itibar etmeyin.
he amk he. bende megan foxla yatiyorum her gece zaten.
yine bir sürü kaynaksız bilgi verilmiş.

bu verilen bilgilerin hiçbiri doğru değil. maalesef bu çağda böyle bilgisizlik pes dedirtiyor.

edit: aya defalarca gidildi. nerede yarık ? hani nasanın açıklaması ? ayda ezan sesi duyulduğuna da inanıyor musunuz ?
“biz allah’ı binbir şekilde ispat ederiz” diye haber yollanan velî zat, “şüphemiz yok ki ispata uğraşalım” diye cevap vermişler. işin özü bu; teferruatına gelince, elimde bu mevzu ile alakalı bulunan notlar uzun ve teferruatlı olduğundan yazmaya üşendim. fakat şu bazı basit bilgileri önden paylaşayım:


“dhar şehri kralı raja bjor ve maiyetindekiler, chamai nehri kıyısındaki sarayın balkonundan hadiseye tanık olmuşlar ve bunu dünyanın sonu olarak yorumlamışlardır. bunun peygamberin bir mucizesi olduğunu öğrendiğinde raja bjor, vezirini mekke’ye göndererek ailesiyle beraber islamiyet’i seçmiştir.”

“hindistan’da yapılan bir kazı çalışmasında çıkarılan hey­kelin üzerinde: ”ay’ın ikiye yarıldığı senede ya­pılmıştır” ifadesinin yer alması da, hindistan halkının hadiseye yabancı olmadığının en somut göstergeleri arasındadır.”

“çin ve japonya gibi uzakdoğu ülkelerinde güneş yeni doğuyor, ingiltere ve ispanya gibi batı avrupa ülkelerinde yeni akşam oluyordu. amerika kıtasında ise gündüz saatleri yaşanıyordu. sis, bulutlanma ve mevsimsel etkenler de göz önünde bulundurulduğunda hadisenin kapalı kalması gayet doğaldır.”

“ayın yarılmış olduğundan bahseden ilk bilim insanı cassini olmuştur. modern astronominin en önemli isimlerinden birisi olan italyan gök bilimci cassini, günümüzden tam 320 yıl önce çizmiş olduğu ay haritasında, ay yüzeyinin tamamını kuşatan ve tesadüflerle meydana gelmeyecek muntazamlıkta olan bir yarığı açıkça göstermiştir.”

“Bilim insanları tarafından en önemli kaynaklardan birisi kabul edilen ve ilmî yönü tartışılmadığı için de her kitapta yer alan bu haritanın, günümüzde çekilen Ay fotoğraflarıyla da bire bir uyumlu olması dikkate şayan diğer bir husustur. Cassini’nin haritasında bahsettiği, yukarıdan aşağıya doğru Ayı ortalayan bu muazzam çatlak, ilk kez 4 Mayıs 1967 yılında ispat edilebilmiştir.”

“florida’daki cape kennedy uzay üssü’nden fırlatı­lan orbiter 4 uydusunun çekmiş olduğu fotoğraflar sayesinde ay yüzeyinin %95’lik bölümü incelene­bilmiştir. 3000 km. mesafe­den çekilen yakın plân fotoğraflar sayesinde ay’ın dünyamızdan görülmeyen arka yüzü de resimlenebilmiştir. şok eden gerçek de işte o zaman ortaya çıkmıştır. ay’ın arka yüzeyi, uzunluğu 240 km, genişliği ise 8 ki­lometreyi bulan bir yarık tarafından boylu boyunca kuşatılmaktadır. bu çatlağın merkezi, 65 derece güney ve 105 derece doğu olarak belirlenmiştir. işin çok daha ilginci ise, doğal sebeplerle meydana gelebilecek böylesi çatlakların düzensiz ve dalgalı bir çizgi oluşturması beklenirken, bu çatlak mükemmel bir düzlükte devam ediyor olmasıdır..”