bugün

kişiliğin gel ve gitlerden artık vazgeçmeye ve oturmaya başladığı süreç..
Bir sarayı döşeyebilecek kadar çok eşyayı, kıçı kırık bir gecekonduya sığdırmaya çalışmak. Adına olgunlaşmak denilen lavuklaşmanın, herkes gibileşmenin, toplumsal kurallara körü körüne biat etmenin ve iyi bir vatandaş olmanın sırrına ermek. Ölçüp biçme, istikbalin dudaklarına yapışma ve totemlerin yatağına girme yolunda ilk adımı atmak.
aşkın bitmesidir.
kalbe tasfiye nedeniyle zararına satışlar yazılır, içerde ne var ne yok tez elde elden çıkartılır. çıkmadan kalbin kapısına yeni bir yapılanmayla, yaklaşık 50cm yukarıdayız diye belirtilir. böylece kalple akıl arasında ast-üst ilişkisi kurulur. Kalbe ulaşmak isteyen, aklın en az üç aşamalı mülakatıyla karşı karşıya kalır. Sık sık hırsızların dadandığı kalbe, aklın güvenlik kameraları yerleştirilir. Hız sınırı kontrol altına alınır, doz aşımına dikkat edilir, nabız normal seviyesinde seyreder...
bazen zorunlu göçtür. kalbin içinde barınılacak hali kalmamamıştır. çelik kapısının anahtarına sizden başka kimsenin erişemediği kalenize taşınma yolculuğunda kanayan dizleriniz olabilir, ama kabuk bağlar geçer, ruh sızısı gibi öğle ortalarında gece yarılarında kıvrandırıp durmaz. çünkü akıl kürkçü dükkanımızdır dönüp dolanıp geldiğimiz,avcılardan her yara alışımızda...
kalbin sesini dinlemekle kaybedilenlerin farkına varmaktır. bakmışsınızdır ki, giden koca bir hayattır. içinde yıllardır ne varsa, toparlayıp, akıl denilen yeni mekana taşınırsınız. taşınırken de, her taşınmada olduğu gibi eskileri atarak.