bugün
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü21
- bülent uygun13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- ismail kartal8
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı32
- akp seçmeni8
- sivasspor'a verilen penaltı25
- trollerin karışması8
- fenerbahçe13
- anın görüntüsü20
- sinemaların batma aşamasına gelmesi20
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- patiswiss15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı13
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği11
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük14
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
- bir kadına yaklaşıp adres sormak9
çocukluğumuzdaki efsane repliklerden biri...
az kişiyle oynanırdı o zamanlar futbol. aşağı mahallenin çocukları maç yapmazlardı bizimle, bunun üstüne bir de bizim mahallenin çocuklarının yaptıkları gıcıklıklar eklenince kaçınılmaz olurdu artık... varsa genişçe bir alanda(ki ben çok az rastladım), yoksa da tenha bir ara yolda iki tane taş koyulurdu orta yere. hatta bazen de iki taş üstüste koyulur *taşüstü* tartışmasından biraz da olsa kaçabilmek adına. takımların kurulması zor olmaz, az kişi vardır ve hemen başlanır maça... kaleye geçen kişi kesinlikle istekli değildir bizde.. herkes yırtıcı forvettir niyeyse(gerçi hala öyle). işte bu tür maçlarda söylenir bu replik; oyundan kopmamak adına, azlık bahanesiyle... kaleye gelen top alınır ele, bir süre bakılır birine atmak ister gibi, sonra da önünde şebek misali bekleyen rakip oyuncunun yanından yere doğru atılıverir top. ayağında krampon varmışcasına coşmuş giderken de bağırılır sanki şartmış gibi;
--- kaleci oyuncuyum haa!
gerçekten o zaman da anlamazdım, şimdi de anlamıyorum... kaleci-oyuncu olmak güzel olduğundan mı, yoksa kalecilerin de oyuna dahil olduğunu bilmememizden mi türedi bu replik? bana ikincisi gibi geliyor; öyle bir anlayış oluşmuş ki, 20 forvete karşılık bir kaleci yetişiyor ülkeden. o da olduğu kadar işte... bu kadar yasakçı zihniyet olur mu be? *
yıllar sonra ciddi şekilde maç izlemeye başlayınca hayallerim yıkıldı benim mesela. kaleciler diğer kaleye kadar gidiyolardı ama kimse de bişey demiyodu.. haksızlık bu ama!
(bkz: mahalle maçı replikleri)
az kişiyle oynanırdı o zamanlar futbol. aşağı mahallenin çocukları maç yapmazlardı bizimle, bunun üstüne bir de bizim mahallenin çocuklarının yaptıkları gıcıklıklar eklenince kaçınılmaz olurdu artık... varsa genişçe bir alanda(ki ben çok az rastladım), yoksa da tenha bir ara yolda iki tane taş koyulurdu orta yere. hatta bazen de iki taş üstüste koyulur *taşüstü* tartışmasından biraz da olsa kaçabilmek adına. takımların kurulması zor olmaz, az kişi vardır ve hemen başlanır maça... kaleye geçen kişi kesinlikle istekli değildir bizde.. herkes yırtıcı forvettir niyeyse(gerçi hala öyle). işte bu tür maçlarda söylenir bu replik; oyundan kopmamak adına, azlık bahanesiyle... kaleye gelen top alınır ele, bir süre bakılır birine atmak ister gibi, sonra da önünde şebek misali bekleyen rakip oyuncunun yanından yere doğru atılıverir top. ayağında krampon varmışcasına coşmuş giderken de bağırılır sanki şartmış gibi;
--- kaleci oyuncuyum haa!
gerçekten o zaman da anlamazdım, şimdi de anlamıyorum... kaleci-oyuncu olmak güzel olduğundan mı, yoksa kalecilerin de oyuna dahil olduğunu bilmememizden mi türedi bu replik? bana ikincisi gibi geliyor; öyle bir anlayış oluşmuş ki, 20 forvete karşılık bir kaleci yetişiyor ülkeden. o da olduğu kadar işte... bu kadar yasakçı zihniyet olur mu be? *
yıllar sonra ciddi şekilde maç izlemeye başlayınca hayallerim yıkıldı benim mesela. kaleciler diğer kaleye kadar gidiyolardı ama kimse de bişey demiyodu.. haksızlık bu ama!
(bkz: mahalle maçı replikleri)
(bkz: top benim oynatmıyorum)
on parmağımda on marifet cümlesinin mahale maçlarındaki söyleniş biçimi.
çocukluğumuzun vazgeçilmez kavga sebeplerinden biriyidi. ve bu kaleci oyuncu genlede topun sahibi olurdu. bir de kale direkleri olarak koyduğumuz taşların üstünden geçen toplara direkten döndü derdik. *
(bkz: olmayan direkten dönmek)
(bkz: olmayan direkten dönmek)
(bkz: daniel pancu)
dün eve doğru giderken sokakta maç yapan bir grup çocuğun arasından duyduğum, ne anlama geldiğini bir iki saniye düşündükten sonra hatırlayıp yarıldığım cümle. lafa bakar mısın. hakkaten türk aklı. müthiş birşey. çok iyi bir oyuncusun,şutların pasların süper. ama kalede duracak düzgün bi adam yok. o görev de senin oluyor.
bizim zamanımızda vardı bu laflar. ancak duyunca çok şaşırdım, hala devam ediyormuş arkadaş. görünen o ki bu sokak futbol kültürü hiç asimile olmayacak.
bizim zamanımızda vardı bu laflar. ancak duyunca çok şaşırdım, hala devam ediyormuş arkadaş. görünen o ki bu sokak futbol kültürü hiç asimile olmayacak.
mahalle maçı paradoksudur.sık sık yaşanır.
sadece oynayip ayni zaman da kaleci olamayanlari pek kabul gormez.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar