bugün

cemal süreyya'nın muhteşem şiirinden bir dize.
gerçekten de öyle değil midir? mükellef bir kahvaltı sofrasında, sevdiğinle, boğazın eşsiz manzarasında, kahvaltı yapmak. bundan daha büyük mutluluk mu olur?
*
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
cemal süreya yaptın yapacağını dedirten en bi güzel şiirlerden.
(bkz: çokokrem)
(bkz: pazar kahvaltısı)
kim olduğunu hatırlayamadığım bir şair yazısının birinde: ' şair herşeyi önceden yaşamış olandır' der. işte cemal süreya, bu şairlerin en başında gelenlerinden biridir. o öncesinden herşeyi yaşamış ve yazmıştır. biz sonradan gelenler ise, onun/onların yazdıklarını yaşayarak geçiririz şu hayatımızı. yaşadığımız bir olay olsa, onu cümlelerle ifade edebilmeye uğraşsak bir türlü gelmez aklımaza gelmez onu ifade edebileceğimiz cümleler. sonra günün birinde bir dizeyle karşılaşırız ve 'işte bu. işte bende tam bunu yaşamıştım, ben de düşünmüştüm bunu, neden aklıma gelmedi ki bu dize' deriz. işte burada şairlik devreye girer. o sıradan görünen şeyleri alıp, bize olağanüstü dizelerle anlatır bunları.

uzun zamandır uykusuzluk çektiğim, gecemin gündüzler olduğu, gündüzlerimiz geceler olduğu, hayatımın karmakarışık olduğu bir dönemde tanımıştım bu dizeyi. bu dizeyi okuduğum an işte özledğim şeyin, beni mutsuz eden şeyin, hayatımı alt üst eden şeyin bir sabah kahvaltısı olduğunu anladım. ve o an düşündüm bir sabah kahvaltısını nasıl özlediğimi. o buğulu gözlerle, esneye esneye, sıcacık bir çay eşliğinde o muhteşem kahvaltı sofrasının verdiği huzur ve sofrasında balkona çıkıp o sabah sessizliğinde bir sigara yakıp, yeni yeni belini doğrultmaya başlayan aydınlığı seyretmenin erdirdiği muhteşem haz. sonrasında gün içerisinde rastlaşılan olumsuzluklara bile hep iyimser bir şekilde bakar insan nedense. en azından benim için hep böyle olmuştur.

söylemek istediğim bir kahvaltı sofrasının sıcaklığını özledim. gözlerim uzun zamandır ilk kez uyku istiyor. zor açıp kapatıyorum. ve yarın sabah yapacağım o kahvaltının eriştireceği mutluluğun heyecanı her tarafamı kuşatmış durumda. ve o halde şu dize bir kez daha yürürlüğe giriyor:

yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
(bkz: bu sabahların bir anlamı olmalı)*
hele ki bokuyla püsürüğüyle tüm sofra donatılıp bütün aile bir arada saat 11 civarındaysa değmeyin keyfime.
5. element bulundu dediğimiz durumdur.
yalnızlık durumunda bi sike yaramayan ilişkidir.
güzel bir kadın ve güzel bir manzara ile kombine edilmişse mutluluktan uçuran kahvaltıdır.
iç ısıtan başlık. gerçekten de mutlu eder kahvaltı, kalabalıksa.
kahvaltıyı mutlu kılan masadaki 2. bardaktır.
Alınan protein ve kalsiyumun vücuda verdiği enerji ile ilgilidir. Hele ki 7 kişilik arkadaş grubuyla yapıldığında mutluluğun dibine vurulabilir.