bugün

karnı açtır cebi de boştur ne yapsın. taksim gibi yerde de en ucuz yemek hamburger. lokantaya gitsen dünya para.
sözleri ile eylemleri çelişen insan modelidir. bir defa yemek yememekle ya da yemeği geç yemekle ölünmez ama düşüncelerin yaşanaması ile ölmek arasına, nefes almaktan başka ne gibi fark var sorarım sözlük ahalisi.
aynı zamanda "kahrolsun kapitalizm, öl amerika, geber antarktika..." gibi pankartlarla taksim meydanlarında yahut istanbul dışı başka şehirlerde gösterilerde bulunan, gösteri esnasında sıcaklayınca bir koka kolayla kendine gelen, narin ayacıkları rahat etsin, pişmesin diye görebildiği en kimsede olmayan konverslerin üzerinde seyir eden kimsedir, tiptir. "kavramların, fikirlerin başına gelebilecek en kötü olgu, o kavramın anlamını bilmeyen, onu belleyememiş olan tarafından savunulmasıdır.". yazık ki kapitalizm karşıtlığının dahi düşmüş olduğu durum bu iken, nasıl şirketleri alt edebilir ki birey?
(bkz: liseli devrimci)
bir de (bkz: imf başkanına nike ile saldırmak)
Mc donalds'ın camını kırdığı zaman ise düzen tarafından terörist olarak lanse edilen tiptir. Ha gitmesindir ancak benim dikkatimi çeken başka bir şey var. Şimdi kahrolsun kapitalizm deyip mc donalds'a giden tipi eleştirdiğine göre kapitalizmin kötü bir şey olduğunu kabul ediyorsun ama sen neden gidiyorsun? Yani lafa geldiği zaman bu ülkenin tek sahibi olarak kendini görmüyor musun? Atatürk, laiklik, din, milliyetçilik denildiği zaman yakıp yıkıyorsun ortalığı ama sırf kahrolsun kapitalizm demediğin için mc donalds'a gitmen bu kadar normal yani öyle mi? Kızma güzel kardeşim olaya senin mantığın ile bakıyorum. Yani tuvallette g*tünü yıkamak için su akıttığın musluk bile kapitalizmin ürünüyken, ben kullanırım ama onlar kullanmasın mantığı ile hayata bu kadar boş mu bakıyorsun? Eee kapitalizm, amerika, avrupa senin ülkeni bölmeye çalışmıyor mu? Halkının elinden ekmeğini almıyor mu? Yoksulluğu getirmiyor mu? Sen neden kullanıyorsun, yapıyorsun o halde? illa kahrolsun kapitalizm deme kardeşim ama koysana ortana tepkini? yemiyor ama rahat yaşam bu değil mi... ayrıca taksim'de çok varmış bu tiplerden. evet oturup fincanına, bardağına 10 tl verdiğin kahveni yudumladığın cafelerden bu tipler hakkında iyi analizler yapıyorsun anlaşılan.*

Bu ülkenin tek suçlu insanlardır. hıh!*
kim ne derse desin kendisiyle çelişen tiptir. eğer bir şeyler başarmak istiyorsanız küçücük görünen eksiklerinizi de tamamlamalısınız, hele ki maksat rejimi değiştirmekse.
Hiç bi b*ktan çakmayan ergen yaratıkdır.
Ciddi anlamda bir çelişki yumağı oluşturmuş bireydir. nitekim ucuzluğu da yalandır. taksim'de en hoş cafelerden birisinde geçen gün kişibaşı 12.5 TL'ye yemek yemişliğim vardır.
maalesef kapitalizm o kadar çok bünyeye tesir etmiş ki siz istemeseniz bile arkadaş ortamında bu mekanlara gidilebiliyor. yani senin istememen yeterli değil çevrenin istememesi önemlidir.
işçi partisine üye olanları da var. Gördüm gözlerimle. Tanıyorum da. Ulan arkadaş şu 2020 dünyasında ne siyaseti lan. Siyaset kime doğru gelmiştir?

Bırakın arkadaş bu işleri. Sen işini düzgün yap, yastığa başını rahat koy. Gerisi boş. Gerçekten boş. Önemli olan kaliteli iş.