bugün

karşınızdaki ingilizce konuşan insana tarzan ingilizcesiyle dert anlatmak.
(bkz: yes the patates)
(bkz: burdan cik go go go)
(bkz: what dedin gülüm)
(bkz: chicken translate)
turistik pasajlarda halı satan 50 yaşındaki amcaların süper yaptığı şey.
(bkz: to speak english smashing head and eye)
(bkz: kapalıçarşı ingilizcesi)
bu ingilizceyle asla bi yerde mevki sahibi bi is bulamazsiniz ancak ulkeye basbakan olursunuz. thank you demeyi basardiginizda da olay olur. bi acidan parlak bi geleceginiz vardir yani.
(bkz: head eye breach speak english) * * *
(bkz: one minutes)
ingilizce öğrenmek için; özellikle yurtdışına gittiğinizde ya da bir yabancı ile konuşurken, korkmadan yapılması gereken eylemdir. düşe kalka oluyo bu işler.

"yav komik duruma düşmiyim", "ulan burada ing olacak mıydı", "aktif mi kuracam cümleyi pasif mi" diye düşünürsen bi bok öğrenemezsin zira.

"denize girmeden yüzme öğrenilmez" (bkz: breh breh)

(bkz: ay em dozer ay em gıreyder)*
karşımdaki korkudan beni anlamış gözüksün diye yapılan eylemdir.