bugün

ofsaytı öğretemediklerinden dolayı ümidini kaybetmiş olan erkeklerdir.
Kadın ile genelevde tanışmıştır, öteye gidememiştir.
aynaya baktıklarında kendi suretlerini görmeleri gibi bir şey. sonuçta bir bayanı insan olarak deilde mal olarak kabul edebiliyorsa kendiside malın önde gidenidir...
sarı banyo terliğinin tersiyle ağızlarına ağızlarına vurulası erkeklerdir.
aslında öyle görmek istemezler de, bar köşelerinde salya sümük ağlayıp, üstüne bir de kusan; ufacık sorunda aslan gibi kükreyip terkedilince haftasına barışalım diye mesaj atan; lv bir çanta için yanıp tutuşan, alınca bu sefer gucci için aynı duyguları yaşayan; kendince hovardalık yapıp sonra eşşeğim ben, eşşek diyen; erkeklere hödük derken bile erkeklerden daha da hödükleşen; kendini güçlü zanneden ama en ufak zorlukta herşey üzerime geliyor diyip iyi hissetmek için kendini kuaföre atan; çalışıyorum ayağına çocuğuna bakmaktan, yemek yapmaktan, kadın olduğunu kanıtlamaktan aciz o kadar saçma sapan kadın görmüştür ki bu erkekler, bu kadar mallıktan sonra başka çareleri kalmamıştır.
söz konusu evlilik ise, genelde okumamış kesime mensup erkeklerde görülen "mal olarak görme" durumudur. flört, aşk, seks * ise tam tersi durumun her iki cins için de geçerli olduğu aşikardır.
kendileri cok da bir dıdıymıs gibi davranan erkektir.
insan,akla sahip olan,düşünebilen ve duyguları olan bir varlıktır.
Bu sebeptendir ki erkek de kadın da saygı duyulması gereken canlılardır.
mala vurmak deyimini benimsemiş erkek biçimidir.
namusu iki bacak arasında görmek'le aynı kanaat.
(bkz: öküz)
Kendi mallığını örtbas etmek isteyen erkek modeli.
(bkz: kendini mal haline getiren kadinlar)

pesinen not: kizlar hic bosuna kizmayin.

(bkz: dogruya dogru)
malın önde gideni erkeklerdir !
kendini de mal sahibi olarak gören erkeklerdir.lakin "mal"ın önde gideni, arkasından da kimsenin gitmediği erkeklerdir.artık insanın "mal" olamayacağını,olmadığını bilmesi,öğrenmesi,özümsemesi,algılaması gereken kaptan mağara adamlarıdır.insan "mal" olmaz."mal" olan şeyler köprüler ve barajlardır.onlar da topluma "mal" olmuşlardır.
kadın erkek eşitliğini ileri derecede savunan erkeklerdir
sex and the city'de ''things, the beautiful things'' olarak tanımlaması geçen mevzu bahisin aslı vardır. bu tip erkekler için kadınlar lazım oldukları zamanda yanlarında olmalı; kafalarını dinlemek istedikleri zaman kenara çekilmeyi bilmelidirler. cinsel tatmin sağlamalı, hoş sohbet olup kafa dağıtabilmelidir. gerektiğinde de bir kokteyl ya da yemekte bayanın o erkeğe eşlik etmesi gerekiyorsa gösterişli olmalı ve onu gururlandırmalıdır.
çevremize -uzağa değil, kendi akrabalarımız da olur- şöyle bir baktığımız da, kim olduklarını görebileceğimiz erkeklerdir. kendilerini hemen belli ederler.

karşısındaki kadını "mal" yerine koyduğu anlaşılan bir özelliği de, uluorta karısını -belki çocuklarının annesini- aşağılamakta, küfür etmekte bir sakınca görmemesi (çünkü o kadın mal olduğu için bir kalbi, bir onuru, duyguları, sinirleri falan yoktur ona göre) aksine bu yaptığı şeyin, onu başkalarının gözünde yücelteceğini, "yiğide bak be! önüne soğuk yemek getiren karısının ağzına nasıl da sıçtı, helal olsun!" denilip, sırtının sıvazlacağını düşünmesidir (oysa kadını bu kadar güçsüz ve yetersiz görüp, onu yerince güç gösterisi yaptığını sanması da ayrı bir çelişkidir). gece olup, yatağa girildiğindeyse, gündüz ağzına sıçtığı, aşağıladığı, "bir boka yaramadığını" iddia ettiği o kadının yardımıyla "mutlu olmakta" da bir çelişki görmez kendisi. her şeyi kadından bekler; güzel, bakımlı, işveli, cilveli olmayı, onu baştan çıkarmayı. oysa kendisi en basitinden dişini bile haftada bir fırçalar. sonuçta kadın denen şey bir maldır ve kendisinin erkekten istekleri olamaz, ondan tiksinemez, ya da onu arzulamayaz.
erkekler tarafından mal olarak görülmeye meraklı kadınlarca çok sevilirler. fiziksel acizliğini ve kadın doğasının getirdiği güçsüzlüğü kabullenip geriye kalan her şeyini erkeğe dayayan bilinçsiz kadınlardan her zaman nefret etmişimdir. çaresizliği kabullenmişlik desem o da değil; çünkü çaresizlik içeren bir durum yok ortada. kolaya kaçma ve cehalet olarak adlandırıyorum.

bunun en büyük sebebi de her davranışta çevre tarafından dışlanma korkusu yaşamaktır. "bunu yaparsam o ne der, şunu yaparsam bu ne der?" diyerek yaşamak yaşamak değildir. başkalarının kölesi olursunuz, açık ve net. bir karakter olarak var olmak lazım bu dünyada. sadece çocuk üreten bir beden olarak değil.
belki de;
kadınların, erkekleri odun olarak gördüğünün farkında olan erkeklerdir.*
kadını mal olarak gösteren kadın karşısında erkeğin bakış açısıdır.
(bkz: erkekleri mal olarak goren kadinlar)
genel toplum görüşünün aynası olan erkeklerdir, bunların az bir kısmı fabrikasyon hatası olup geri kalan çoğunluğu ebeveynlerinin kullanıcı hatalarından dolayı bu görüşe sahip olur. * Allahtan kendilerini gizleyemezler böyle tipler, ne mal oldukları hemencik belli olur.
(bkz: yobaz)
obje olarak mi mal, zeka olarak mi? eğer ikincisiyse ben de öyle görüyorum kizlari. en azindan birçoğunu.
bamyasıyla bi yere geleceğini sanan, ataerkil p*çlerdir. beş para etmezler.
Edit. Eksileyen ataerkil düdükleri buradasınız demek.