bugün

kadınların yemek yerken kraliyet ailesi gibi davranmalarından bıktım amk, yemin ediyorum bıktım!

daha yeni tanıştığım bi bayanla akşam yemeğine çıktım geçenlerde. pek bi sevimli olduğundan ne derse de tamam dedim. seçtiği restaurant ebesinin amında olmasına rağmen olumsuz yaklaşmadım, olur dedim. neyse gittik falan, mesleklerden konu açıldı; muhabbete heykeltraşların doğaya ve soyut kavramlara bakış açısını anlatarak başladı, sonrada milattan önceki seramik sanatını yorumlayarak devam ettirdi. sonra birden suratımdaki ifadeyi sonunda fark etmiş olsa gerek, "ya sen napıyosun peki anlat" dedi. ben de ''iyi işte nolsun'' falan dedim kısa cevaplar vererek, sustum sonra.

neyse menüyü eline aldı bu. o an işlerin pisleşeceğini adım gibi anlamıştım.

yemek seçimine geldi sıra; bugün bi film izledim annemle, fransız mutfağını deneyeceğim dedi. tamam dedim, tabiki dedim. tabi o an iş ayrı bir boyuta geçiyor. normal bir şey tercih edecek olsa, ne yiyeceğinize rahatça karar verebilirsiniz, ne bileyim sıradan herhangi bir şey söyleyebilirsiniz. ama karşıdaki tip bi yemek seçince insan ister istemez uyumlu bir şeyler düşünüyor. sonra garson geldi ve bizimki; "ben boeuf bourguignon istiyorum, yanında da x şarabı" dedi. o an, asıl yemeği fatura öderken yiyeceğimi anladım :/

sen ne yiyeceksin dedi. nedense o an canım lazanya istedi, söyledim. sonra tekrardan uzak doğu sanatlarına geçiş yaptı kalkana kadar da susmadı. en sonunda işin renkli kısmı geldi tabi, bugüne kadar ödediğim en anlamsız yemek faturasını ödedim. ödediğim parayla; fenerbahçe, cardozo'yu 4 kez satın alabilirdi. savaşsız, kavgasız, eşlerin birbirini sonsuza kadar sevdiği, anaya babaya saygının bitmediği bir dünya kurulabilirdi.. gerisini siz düşünün!

özetle; şu şu şu diziler yayından kalksın diye her yerde sesini çıkaran insanların, gossip girl'ün de kalkması için harekete geçmelerini talep ediyorum! etkileniyorlar etkileniyorlar gelip bizi mikiyorlar. sanki babasının evinde boeuf bourguignon yedi arkadaş, şaka gibi. ben yemeğin adını copy paste ile yazıyorum, kız bunu yiyor! sanırım doğru kadını falan bulamayacağım. boeuf bourguignon dedi ya, neyse sakinim. hıamına!
bir bireyin, bir topluluk gibi davranmaya çalışmasıdır.
özenti olduklarını belli etmeleridir.
faturayı kendisi ödemeyeceğini ve ayrıca belki hayatı boyunca bir daha o restauranta gidemeyeceğini bildiği için 1. sınıf titanik yolcusu moduna girmesidir. bu da sana ders olsun. doğru kadın, seninle "kebabcı" ahmet usta'daki iskemlelerde oturarak kaldırımda yemek yiyebilecek kadındır. buna evet diyen kadın senin gönlünün 1. sınıf yolcusudur. işte o zaman boeuf opskjfekansasdf dahil her türlü değişik yemeği yemeye götürebilirsin. böyle kadın, bu jesti hakeder! ilk seçimini yukarıda bahsettiğin restauranttan yana kullanan kadına, ayakta yenilen tavuk-pilav bile büyük lükstür aslında.
cidden inanılmaz boyutlardadır. balığı çatal bıçakla yemek ne kadar zor biliyormusun? onun yüzünden keyifle bir yemek yiyemiyorsunuz. hadi siktiret salağı elle yiyim desen bu sefer de surat yapıyor kalkıyor falan. ananın evinide biliyoruz elizabeth. sanki yemeği yemeye değilde diğer yemek yiyenlere ne kadar ingiliz olduğumuzu kanıtlamaya gelmişiz gibi davranan kadınlardır. hı hı.