bugün

aslında tüm kadınların bir tarafı acımasızlıkla işlenmiştir. arada meydana çıkartır, fakat çoğunlukla gizlemeyi başarabilme yeteneğine sahiptirler. en acımasız halleri de şöyledir örneğin.
ayrıldığı sevgilisini ayrılığın acısıyla boğuşurken, o elinde yedek tuttuğu yeni sevgilisyle gününü gün etmektedir. korkulur bu kadınlar, korkulur.
kadınlar hakkında yapılan ve gerçeği yansıtan bir tespittir.
en feci intikam planlarının kadın tarafından yapılması ve uygulanması(erkeğin pipisinin kesilmesi, üzerine kızgın yağ dökülmesi gibi), söylenen bir sözün ve yapılan davranışın sittin sene geçse de unutulmaması ve mutlaka rövanşının alınması, detaycılıkta sınır tanımama, affettiğini söyledikten sonra geberene kadar hatanın yüze vurulması, gösterip vermemesi, vb. durumlar göz önünde bulundurulduğunda tespitte yer alan gerçeklik kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
sanıldığının aksine, kadınların erkeklere oranla daha az duygusal ve daha gerçekçi olmalarından kaynaklanan durumdur. kadının bir erkekte asla affedemeyeceği zaaf, zayıflık ve iradesizliktir. kadın, içgüdüsel olarak, kendisini koruyabilecek, güçlü ve güvenilir bir erkek arayışındadır. erkekte bu niteliklerin yeterince bulunmadığını fark ettiği an sırtını döner ve gider. kişisel olarak almamak, bir dahaki ilişkide aynı hata ya da hataları yapmamak gerekir. kadın yalnızca artık sevmediği ya da güvenmediği erkeğe karşı acımasızdır ya da öyle görünmeyi tercih eder.
aldatıldığını öğrendiği andır. kaçılmalıdır. kadındır çok şey yapabilir ama işte ama orda dur.
kadın; acımasız olmazsa şayet, canını acıtacak insan sayısının daha da artacağını bildiğinden büründüğü kılıktır. aslında acımasız değildir ama öyle olmak zorundadır. bu bir korunma içgüdüsüdür.
aşkın metafiziği'nde konuyla alakalı olarak justice for ball şöyle diyor: kadın güce gider.

güce böylesine tapan, onu elde ettiğinde de tapınılmayı elbette isteyecektir. salya sümük vaziyetteki erkek, yenilgiyi çoktan haketmiştir. kadının daha çok ağlatması ise daha ne kadar küçüleceğini görmek içindir.

erkek dikliğiyle erkektir. ister baş dikliği, ister baş dikliği. nasıl anlarsan. söz sende bebek.
acımasızlık düzeyleri erkeklerden azdır.
(bkz: kadınların bitmek bilmeyen alışveriş çılgınlığı)

kadınlar alışverişten hiç bıkmaz,mango'dan,zara'dan,ipekyol'dan bıkmazlar. mağazaya ayak attıklarından itibaren delice para harcama gafletine düşüp,sizi ayakta saatlerce bekletme acımasızlığını bünyelerinde barındırırlar. gariban,masum erkek gün boyu, vahşi güzel dizisindeki şoför morgan gibi getir götür işlerinizi yapar,çantanızı,karton poşetlerinizi tutar,kabin önlerinde sürünür yok olup gider. hayat işte...

--spoiler--
- kaç gündür durgunsun,bir şey mi var ekrem?

-yardan kara haber geldi abi!

-neymiş?!

-geçen doğum günüydü de,teyzesi bir hırka almış ama beğenmemiş bizim ki,onu değiştirelim diyo. değişim kartı varmış...( ağlamaklı)

-ooo hırkanın fiyatına denk bir şey bulacaksınız, allah yardımcın olsun hacı..!!!

--spoiler--
büyük ihtimal başka bir yaşanmışlığın acısını çıkartıyorlardır. durduk yere acımasız olmaz bu tür. peki haklı mıdırlar bu tavırlarında, tabiki hayır. içgüdüsel olarak suçu günahı olmayan birinden o acılarını çıkartarak ruhlarını kendilerince azad ettirme cabasındadırlar.
erkek hegamonyasındaki bu acımasız dünyada olmaması imkansız durumdur.
siz biten ilişkinizin ardından bi kenara çöküp hüngür hüngür ağlarken, yanınıza gelip, alaycı bi ifade ile;
-istersen doktor çağırayım, sakinleştirici falan vursunlar he?

demesi buna en büyük örnektir.
erkeklerden göre göre edindikleri bir özelliktir.

(bkz: ilk onlar başlattı).
kesinlikle doğru bir teşhistir efendim. Gayet sakin uysal ve duygusal görünmelerinin aksine içlerinde birer canavar yetiştiriyor muşçasına sinsi planlar yapıp karşısındakini çok rahat üzebilir. kendisi üzülmez mi? tabi ki üzülür ama 1-2 gün karşısındakinin üzüntüsü ise 1-2 ay 1-2 yıl ya da bir ömürdür.
tartışmaya gerek bırakmayacak kadar gerçek ötesi gerçektir. bu gerçeği bilip ona göre hareket edin erkek milleti, sonra vay efendim ben niye üzüldüm diye dolanıp durmayın ortalıkta. erkekler ağlamaz diye yapılmış bir şarkı var ortalıkta daha ne diyelim yani.
kadınlar sadece canı yandığında acımasız olurlar. onun haricinde, tabi istisnalar kaideyi bozmaz, genelde merhametlidirler. ama erkekler her daim acımasızdır.
ellerinde "aşk" gibi bir silah olması hasebiyle katmerlenen acımasızlıktır kadınlardaki. burdan hemcinslerime sesleniyorum: oğlum gözünüzü dört açın, aşk meşk hep gevur icadı şeyler bize göre değil. bunlar birlik ve beraberliğimize yönelik dış güçlerin hain bir komplosudur.

zamane gençlerinden birkaçı erenlerden birine sormuşlar; "baba, aşk hakkında ne düşünüyorsun" diye...
üstad gençleri şöyle bir süzmüş, sonra müstehzi bir tavırlar kulaklarına küpe olacak cevabı yapıştırmış; "gençler.. boş konuşmayı ne kadar da çok seviyorsunuz"
hayat şartları. Kendisini koruması gerekiyor. (bkz: savunma)
eylem ve eylemler sonucunda oluşur. tabi bunun önüne geçmek her koşulda insanlık vazifesidir.
hayatın acımasız şartlarına daha iyi ayak uydurabildiğinin göstergesidir.
(bkz: küresel ıkınma) ile birlikte meydana gelen davranış şekli.
doğası gereğidir. ancak yavrusuna merhametlidir. doğaya bakın hep böyle. he erkekte öküzdür he.
keşke doğru olsaydı erkekler az adam olurdu dünyada .
kime gore neye gore.
siz erkekler...
yapmanız gerekenleri yapın, yapmamanız gerekenleri yapmayın, biraz ilgi, biraz şevkat gösterin... sahiplenildiğini ve kıymetini hissettirin... bunu yaparsanız o kadın acımasız olmaz... hele ki sizin gibi bir iki erkek yaşattıysa bunları ona en önemlisi kırdıysa umutlarını yapacak bir şey kalmamış demektir.
saygılar.
Kaç kadın tanıdın da konuşuyorsun? Üç beş kadına günaydın mesajı atarak olmuyor o işler. Derler adama.