bugün

sabahtan beri tv de ardı ardına dönen kadın şarkıcıların klipleri ve şarkılarının genelde hep tek bir sorundan yana dert yanmaları dikkatimi çekti. tüm bu isyankar, dertli, asi kadınların hepsininde sorunu bunları baştan sevmiş afedersin s.kmiş erkeklerin belli bir zaman sonra bunları postalayıp başka bir hatuna gitmesi durumudur. yok işte sen beni s.ktin ama ben güçlüyüm unuturum seni bebekte tur atarım falan. şimdi çok değerli bazı bayan sanatçılarımızı saymazsak hemen hemen hepsi bile bu durumdan yakınıyor diyebiliriz. fakat erkeklerde durum böyle değil erkek şarkıcılar tüm albümü baz alırsak bir kaç şarkı hariç genelde coşarım, gezerim, s.kerim, severim tribindeler. daha bir rahatlar, daha bir mutlular, daha az isyan var. belki bunu erkeklerin doğasındaki hayvanlığa bağlayabiliriz ama şimdi allah için bu kadınlarda çok dugusal be kardeşim. ne öyle aşk çiçeği hepsi laaaan..
(bkz: demek akalın)
(bkz: şebnem ferah)
(bkz: zeynep casalini)
(bkz: hepsi)
(bkz: nil karaibrahimgil)
dikkat edildiğinde sadece türkiye'de ki kadın şarkıcılara mahsus olmayan durumdur. birçok yabancı kadın şarkıcının klibinde bu olay daha çok irdelenir. klibin başlarında er kişi ile yatakta sevişilir, romantik aşk oyunları, cilveleşmeler falan hat safhadadır. sonra bir durum olur ve adam bu kadını terkeder. sonra kadınımız çoşar; vay efendim "ben özgürüm, güçlüyüm, çocuk da yaparım kariyer de, dağları aşarım tek başıma, erleri yenerim bir başıma, aşk sakızımısın" gibi binbür türlü işkence niteliğinde yapıtlar ortaya koyarlar. bu türkiye'de de böyle, farklı olan tek fark henüz türkiye'de çekilen kliplerde yatakta sevişilme mevzusuna girilememiştir.
kadınların aşkla yaşamasındandır. bir kadın için en güçlü duygu önce annelik, sonra aşktır. annelik de aşkla gelen bir hediyedir zaten...
naif canlılar olduğunun bir kanıtıdır.
erkek şarkılarının da pek doğa teması filan işlendiği söylenemez.