bugün

bazı seks ticareti yapan hanım ablaların çocuklarının diline doladığı rahatça atıp tuttuğu, bir kadını korurken ölüme sebebiyet verip tutuklanan genç kardeşimizdir. adalet çarpık işliyor naparsın.
adaletinizi sikeyim dedirtendir.
romantik, düşük zekalı, gözlem ve analiz yeteneğinden uzak fakat iyi niyetli olduklarına kefil olduğum romantik kitle tarafından "ama o doktor olacaktı, kadına yardım etti" diye savunuluyor.

bunların babaları da 15 sene önce güneş k olayında metin kaçanı savunuyorlardı "ama metin entel biri leman falan" diyerek.

(bkz: cinsini siktiğim cinsine çeker)

kadir şeker adlı kişi bir kadını korumaya çalıştığı için değil, bir kadını korumaya çalışırken birini kalbinden bıçaklayıp öldürdüğü için ceza aldı.

hani taşıdığı bıçak da polisin üzerinizde yakalarsa at hırsızına benzemiyorsanız pek tepki vermediği, maksimum el koyduğu manuel çakılardan da değil. herif direkt "adam öldürme" maksatlı satılan bir bıçak(silah) taşıyor. o bıçaklarla değil öldürmek, çıkartıp birinin önünde sallasanız mahkeme yollarında ananız sikilir.

gelelim "kadir orada kendini de korumaya çalıştı meşru müdafaa" meselesine. bu kısımda eğer yanılıyorsam hukukçuların düzeltmesini isterim.

karşıdaki kişinin elinde herhangi bir alet yok. adam yanlışlıkla da öldürülmedi. hadi yanlışlıkla kalbinden bıçaklandı desek ee, adam kadirin taşıdığı, bizzat kadirin cebinden çıkan bir silahla öldürüldü.

benim bildiğim meşru müdafaa kişilerin arasındaki güç orantısına bakar. örnek veriyorum biri size bıçakla saldırdı ve siz cebinizdeki silahı çıkartıp adamı vurdunuz. eğer adam ölürse direkt cinayetten yargılanacaksınız. çünkü biri bıçak, diğeri silah.
adam size bıçak çekse, siz de hızlı davranıp kendi bıçağınızı çekip öldürdünüz, yine meşru müdafaadan yararlanamıyorsunuz. savcılık senin bıçakladığın bölgeden tut bıçak kullanmadan olay yerinden kaçma ihtimalini bile soruşturuyor. bin tane prosedür var. "bıçaklamak gerçekten son çare miydi" diye bakıyorlar.

bu örnekler bile meşru müdafaa kapsamına alınamazken kadirin durumuna meşru müdafaa demek biraz komik.

son mesele. "ümitler vb. serbestse kadir de serbest olmalı."

yanlış: kadir serbestse diğerleri de serbest olmalı
doğru: kadir doğal olarak hapise giriyorsa diğerle x2 girmeli.

bizim sorunumuz kadirin hapiste olması değil, diğerlerinin dışarda olması. tepkiler kadirin serbest olmasına yönelik değil, bürokraside gücü olanların özgür olmasına yönelik olmalı.

yanlış yanlışla örtülmez. 2 yanlış 1 doğru etmez. suçluların dışarda olması kadirin bir katil olduğu gerçeğinin üzerini örtemez. örterse eğer zaten konuşulmaya bile değmeyecek olan adalet sistemini bir de biz öpmüş oluruz.

biraz "aynısını anana bacına yapsalar hoşuna gider mi" gibi olacak fakat yine de söyleyeyim. bambaşka bir durumda babanız öldürülse ve internette katil için "ee onca katil serbest bari bu da serbest olsun" denilerek babanızı öldüren kişinin beraati istense ne dersiniz?

"banane diğerlerinden amına koyayım. benim babam öldürülmüş lan diğer suçlular serbest diye babamın katilini mi salıcaz?" dersiniz di mi. bitti.
ben bu insanları anlamıyorum arkadaş. akıl mertebesinde bir durağanlık mı yaşıyorsunuz? beyniniz mi dondu?

duyar kasanlar ile cezayı az bulanlar saçma bir şekilde aynı yanılgıdalar.

duyar kasan kuş beyinliler! neden bir insan 2 tokat atıp caydırmaya çalışmak yerine bıçak çeker? bıçak çekmek basit bir karar değil. bir de o bıçağı kalbe saplamak hiç kolay bir iş değil. cezayı kesinlikle hak ediyor.

cezanın az olduğunu söyleyenler gitsin cezaevinde 1 ay kalsınlar bakalım dayanabilecekler mi! 12 yıl cezaevinde 12 yıl gibi olmaz, bir ömür gibi gelir adama. kaldı ki 12 yıl da cidden az bir zaman değil.

verilen ceza kesinlikle yerinde bir karar. cinayetten hüküm giyenlere denetim varsa eğer son 2 yılı da denetimli serbestlik ile geçirir, temizinden 10 yıl yatar.
aslında azdır.

ölen arkadaşda pek iş yokmuş.
ben manitamla kavga ederken bunun gibi dallamanın biri araya girmeye kalkarsa amel defterini kapatırdım.

bütün meriçlere ibret olsun.
adam olun...
öldürdüğü adamın ailesi cezaya itiraz etmiş, neyine itiraz ediyorlarsa. sen kadına el kaldırma cürretinde bulunuyorsan senin o kalbine bıçak da girer dötüne kazık da.
verilen ceza bence kararında bir cezadır ilerleyen dönemlerde düşebilir.

ama buradan çıkarılması gerek önemli bir ders var hepiniz atlıyorsunuz.

olay bıçaklamaya kadar ilerlediyse hayati organa denk gelmesin gelirse bitersin.

adamın taşıdığı bıçak normal bıçak değil.

neden bıçak taşıyorum göz yaşartıcı sprey taşırım.

şimdi iki üç tane dallama çıkıp "erkek adam göz yaşartıcı sprey taşırmı aq"

mal adam bıçaklarsan bu sefer mapusa düştüğünde içerde milletin karılığını yapacaksın bunu hesaba kattınmı lan denyo. burada yapacağın iki dakikalık erkeklik içerde 20 yıl karılık yapmana neden olur.
Öldürdüğü kişinin ailesi cezayı az bularak itiraz etmiş. Haklılar. Sosyal medyadaki ılık götlüler yüzünden utanmasalar bu katili ödüllendirecekler. En az 30 yıl alması lazım.
Katildir ve az bile almıştır. Ben görsem böyle bir durum ararım polisi uğraşmam. Polis uğraşsın değil mi? Mantıklı olan da bu. Cinayet işlemiştir ve cezasını çekecek bakalım.
ceza verilmemeliydi diyenler ne dusunuyor, neyin kafasiyla bunlari yaziyor anlamiyorum.

bu ulkede kolluk kuvveti denen bir sey var. baktin kavga ediliyor ararsin polisi, oyalarsin adami, max 10 dk istigal ediyorlar zaten.
neyin kahramanligi? yaralama maksatli bir insan bir insani kalbinden nasil bicaklayabilir?
bu tarz olaylar mesrulasirsa herkes öldürür, bu sebebi ortaya atar kurtulur.

12 yil 6 ay tartisilir, olayin ic yuzunu tamamen bilmiyoruz. ama tıp okuyacakti yia gencligi soldu cocugun beraat istiyoruz diyenleri anlamak mumkun degil.
Doğruysa maktul özgür duran 19 suç kaydı olan, uyuşturucu kullanan ve satan, alkolik, şiddet eğilimli biri. Eşi ise bununla evlenmek için 3 çocuğunu bıraktığını söyleyen annelikten nasibini almamış biri. Ayrıca darp raporu alıp sonra darp etmedi diye çelişkili açıklamaları var. Katil kadir şeker ise bıçak taşıdığı için eleştiriliyor ama kimse kusura bakmasın bu kadar şiddet eğilimli çakalın kol gezdiği ülkemizde her türlü savunma ekipmanını taşımak gerektiğini düşünüyorum. Olayı görmedik tabi ama şahsen kadirin masum olduğunu düşünüyor ve hukuki kararın vicdanımızı yaraladığını belirtmek istiyorum...
eksici kardeş, önce bir dinle. beğenmezsen yine ver eksini, başımla beraber.

öncelikle biz her şeyde olduğu gibi olayı medyanın bize verdiği şekliyle öğrenmekteyiz.

dosyaya hakim olan çok kişi olmadığı bir gerçek.

dolayısıyla, bu konuyu ceza hukukçularına bırakmalıyız. her konuyu duygu sömürüsü, ajitasyon gibi kavramlar eşliğinde değerlendirmemeliyiz. ceza hukuku kendi dinamikleri olan bir hukuk dalı. yani bıçağın vuruluş şekli, darbe sayısı vs. bir sürü detayı var.

öte yandan, ülkemizde hukuka güvenin aşırı derecede sarsıldığı bu ortamda mahkemelere güvenmemek de normal, ancak bu olay siyasi bir dava olmadığından mahkeme tarafından doğru bir değerlendirme yapıldığına inanmak istiyorum.

velhasılı kelam, birine yardım ederken de saldırganı öldürmemeye yönelik tedbirleri almamız gerektiğini gösteren bir cezadır.
Diyecek söz bulamıyorum. Çok üzgünüm çokk.
Olayın başını da sonunu da biliyoruz. Kadında herhangi bir darp izi yok. Zaten ifadeleri de bu durumu doğruluyor.

Sokakta eşiyle tartışan her adama bıçakla saldırıp sonra mağdur edebiyatı yapmak öyle kolay olmamalı.

Ayrıca yumruğa karşı bıçak nefsi müdafaa değildir. En fazla birkaç yumruk yiyecekti, gözü moraracaktı. iki hafta sonra o da geçerdi. şimdi bir insan öldürülmüş oldu.
Beraat etmesini isteyen ve bu olasılığı düşünen insanlara hayret ediyorum.

2 nokta var:
1- cebinde bıçakla ortada rambo gibi dolaşmazsın.
2- adalet sağlamak insanın inisiyatifine kalmış olsa hiçbirimiz sokakta özgürce dolaşamazdık.
Ben de kendimce yanlış gördüğüm bir olaya silahla müdahale edeyim o zaman.
Olayın olduğu esnada bir kavga var mıydı bilmiyorum? Milletin kavgasına karışmak doğru ya da yanlıştır diyemem. Herkes kendi davranışlarından mesuldür. Ben de şiddete maruz kalan birini görsem kadın, erkek, çocuk, hayvan fark etmeksizin kayıtsız kalamam. Ama müdahale yöntemim de bu olmaz.

Bugün instagram'da birisi, kadir'e verilen cezadan sonra sokakta artık kadınların can güvenliğinin korunamayacağını yazmış.

Ağzım açık kaldı. Bazı Kadınların bu romantizmini anlamlandıramıyorum. Sürekli kendilerini kurtaracak bir beyaz atlı prens beklentisi ile yaşamak nasıl bir yük, aklım hayalim almıyor. Bu ülkede kadınların ayaklarının yere basmasından başka bir kurtuluşu yoktur. Kadir'i savunan kadınların Bunu görememeleri şaşırtıcı.

Özetle, bana göre alması gereken cezayı almıştır.

Ayrıca, Kadir'in savunulmasını feminizme bağlayan olmuş. Feminist değilim. Arkadaş, git 2 kaynak oku, feminizm ne önce bir onu öğren, sonra cümle içinde kullanırsın.
vicdani olarak adaletsizlik gibi görünse de, aslında adaletin tecellisidir.

tabi ki, şiddet gören birisine yardımcı olmaya çalışmak, zayıfın yanında olmak erdemdir. ama silah taşımak, ve bu silah ile silahsız birisini öldürmek de az buz bir iş değil ki be abi, yani "oh iyi yapmış" denilmemesi gerek kanaatindeyim. sonuçta bir insanın silah taşıması, bir olaya iyilik için dahi olsa müdahale etmesi ve bu taşıdığı silahla karşısındaki silahsız insanı öldürmek ile kadına şiddet birbirinden pek de farklı hareketler gibi gelmiyor bana.
Hakettiği cezayı almış am bekçisi katil köpek.
Karı ile kocanın ve ailenin arasına karışılmaz.
pabucumun adalet timsalleri - sözde eşitlikçi- feministlere göre suç değil ise umarım bir gün kendilerini de böyle savunan bir 'delikanlı' çıkar.
‘birini bıçakladığı için’ diye küçük(!) bir detay eklemek istiyorum. bu memleket kendi kafasına uyan her şeyi meşru gören cahillerle dolu. ayrıca beraat fikrini hastalıklı buluyorum.
"ortada bıçaklamayı gerektirecek bir durum yoktu. karı-koca arasında yaşanabilecek bir tartışmaydı bizimki. olaydan sonra polis eşliğinde hastaneden darp raporu aldım. ancak vücudumda herhangi bir darp söz konusu değil. dayak yemiş olsam, özgür bana vurmuş olsa, illaki darp izi olurdu. kadir özgür'ün kendisini darp ettiğini söylüyor ama özgür de de darp izleri var. görünen o ki o da özgür'e vurmuş. özgür'ün yüzünde darp izleri vardı. ortada bıçak çekecek bir durum kesinlikle yoktu. üniversiteye hazırlanan bir çocuğun üzerinde bıçağın ne işi var? özgür ile çok güzel günlerimiz oldu. bir insanı geçmişiyle yargılamamak gerekir. 19 suç kaydı olması, bir insanı kötü yapmaz. ne yaptıysa uyuşturucu yüzünden yaptı. ama ben elimden geleni yapıp, onu bu durumdan kurtardım. bana bu konuda her zaman minnettardı. güzel bir birlikteliğimiz vardı."

Kadının ifadesi buydu. Ya ne olacağdı.
Olayın ilk günlerinde tahmin (#42842865) etmiş hesaplamasını dahi yapmıştım. Yaklaşık tuttu.

infaz artı iyi hal indirimi dahil ve Vukuat çıkartmazsa yada başına başka bir şey gelmezse içeride kaldığı süreyi de hesaba katarsak 4 sene yatar çıkar..
insanların tekrar tekrar bu kavgaya müdahil olmalı mıyım sorusunu kendilerine sormalarına sebep olacak ibretlik ceza.

Kimse çıkıp bir olay olduğunda, şimdi orada ben olacaktım var ya geyiği yapamaz artık.

Kadir şeker oradaydı, şimdi sorsalar eminim keşke orada olmasaydım der.
Neyse krallar gibi yatar en azından iyi ağırlanır bir af çıkartırlar 5 yıla çıkar.
(bkz: kadir şekerin öldürdüğü çocuğun annesinin feryadı)

Oğlu Özgür Duran'ın Ayşe Dırla ile tartıştığını ama herhangi bir şiddet olayının olmadığının altını çizen Güner, "Darp olmadığının raporu var. Ayşe Dırla, 'Beni darp etmiyordu, sadece tartışıyorduk, kendimi ifade etmek için ağlamıştım. Tartışmıyoruz, dememe rağmen Kadir Şeker gitmedi. Kameriyeye elinde bıçakla gelmişti." diyor. 32 yaşında oğlumu toprağa, kendini cezaevine soktu. Değer miydi?" dedi. "Oğlumun sabıkası olsa cezaevinde olurdu" diyen gözü yaşlı anne Güner, maktülün Konya'ya bir yuva hayali için yerleştiğini anımsattı.

"SURiYELi ŞAHiT, KORKTUĞU iÇiN KONUŞAMIYOR OLABiLiR"

Olay günü oğlu ile Ayşe Dırla'nın telefon yüzünden tartıştığını aktaran Güner, "Ayşe ağlayıp gidiyor. Oğlum almaya gidiyor, daha sonra bu başına geliyor. Ben adaletin yerini bulmasını istiyorum. Evlat benim, ölen benim çocuğum. Oğlumun katilinin hak ettiği cezayı almasını istiyorum. Suriyeli şahidin dinlenmesini istiyorum. Hakime yalvarıp yakaracağım Suriyeli şahidin dinlenmesi için. Belki bu şahidin gördükleri de var ama korkudan söyleyemiyordur. Çok şeyi değiştirebilir. O şahit dinlenmeden karar verilmesin. Adalet yerini bulsun." ifadelerine yer verdi.
(bkz: feminist medyanın bıçakçı katil kadiri savunması)