bugün

(bkz: sapasağlam kadınsın çalışsana)
En son kurstan hoslandigim kizin ileride evlenip koca parasi yemek istedigini öğrendiğimden beri kadinlardan tiksinir oldum.

Nedeni sikimde degil.
Çocuk dogurması beklenen günümüz calısma hayatında ücretsiz izinler dahil ancak toplam dogumdan bir ay once izne ayrilip cocugunu 8 aylık yaptiktan sonra isine dönmek zorundadir. Ayrica dogum yapan kadin genelde isten cikartilir döndüğünde bir isi olmaz.

Erkek hegemonyası altindaki çalışma hayatı nitelige degil cinsiyete bakmaktadır. Uzun süre is arayan kadinlarin cogu niteliklerine uygun is bulamamaktadir.Ayrica bulsa dahi yükselme sansi erkeklere göre oldukca azdir.

Kadinlar is hayatinda da sokakta oldugu gibi sapkin düşüncelere mağruz kalmaktadir. Bu da esler ve aile tarafinda kisinin calismamasi yönünde baskı görmesine neden olmaktadir.

Bunun disinda siradan beden isciliginde dahi kadinlar erkeklerdenndaha az ucret almaktadir. Manti yapan bir hanim cimento tasiyan erkekten oldukca dusuk bir gelir elde etmektedir.

Yine cinsiyetci yaklasimlar yuzunden bir cok sektor ve meslek kadinlara kapalidir. Hal böyleyken kadinlar zaten 10-0 geriden basladilari hayata ( kendi suclari degil toplumun cinsiyetci bakisi sebebiyle) is hayatinda da 1-0 geriden baslamaktadirlar.

Anlayacaginiz kadinsaniz ülkemizde hersey zordur. Calisma hayatinda kadin olmak cok daha zordur.

Oecd verilerine göre;  Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı dünyanın çok gerisinde. Fransa’da yüzde 51.6, isveç’te yüzde 69.5, Almanya’da yüzde 54.7 olan kadınların işgücüne katılım oranı, Türkiye’de sadece yüzde 31.5 düzeyinde.