bugün

en büyük dezavantaji cocuk dogurmak tir. dokuz ayin büyük bir kisminda bir cok seyden mahrum kalmaktir.
hayatını fuhuş* yaparak kazanan birisi icin* belirli periyotlarla tanımadığı insanların altına yatmak, onların türlü fantazilerine sırf para için boyun eğmek.

imla dışında açıklama amacıyla yapılan 2. edit: yahu ülkemizde kadın'ı cinsel bir obje olarak görmedim diyen beri gelsin, gönül rahatlığıyla bassın eksi'yi ben razıyım ama kör olmadığım halde kimseyi neden göremiyorum bu kalabalıkta ?
En kültürlü , entellektüel , demokrat ve modern kabul edilen insanlar tarafından dahi cinsel bir obje olarak kabul edilmek , insan haklarına cinsiyet üzerinden layık görülebilmek ve biraz daha cahil - yoksul kesim tarafından bir doğum makinesi ve ev-çocuk işlerinde bir köle olarak kullanılmaktır.
topuklu ayakkabılar üstünde mecburen hokkabazlık yapmaktır.
her türlü erkeğin bakışlarına mağruz kalmak.
denize karşı ayakta işeyememektir.
basit cilt sorunlarını dert etmeleridir.
bu sıcak havada sütyen giymek zorunda olup, bir de üstüne regl olmaktır.
(bkz: kopartılan çiçekler)
görmüş geçirmiş bir abimiz 'kadın milleti değil mi aq ne akarı biter ne kokarı' demişti. sanırım bir dezavantajı da budur.
paranın büyük bir kısmını kıla tüye vermek.
Bayan olmanın verdiği dezavantajlardır.

* Çoğu yerde çok narin olarak görülmek.

- yavaş olun olm kız var
- Bak kızsın diye kavga etmiyorum!.... bikbikibkibkibk...

* Regl dönemi ara ara kurt bayana dönüşmek.


+ yahu seni de hiç anlamıyorum ayten!
- nneaa ddediion seeeann!! rrrooaaahrrhh!!
+ Eşşedüenlaa...

* çoğu zaman erkeklere kıyasla daha az fiziksel güce sahip olmak...

* Erkeklerin bıyıkları çıkınca normal karşılanması, ancak bir bayanın bıyıklarından utanması.

+bıyıkların çıkmış kızz!
-ya manyak mısın ya git başımdan!
+ nihahahahah

not: bayanım. Sadece birkaçını, güzel bir üslupla anlatmaya çalıştım. dalga geçiyor sanmayın hemen. *
erkek olmayı bilmeyen bünyelerce nasıl kıyaslanabildiğini anlayamadığım durumdur. belki erkeklerin daha dezavantajlı durumları vardır kimbilir...

(bkz: özgüven)
kadın olmanın kadın hayatına getirdiği dezavantajlardır. *
cins i latif olmalarıdır başta. avantaj da olur bu dezavantaj da haliyle.
her zaman korunmaya muhtaçmış gibi görülmeleri, kendisi için çizilmiş sınırların dışına çıkmamaları gerektiği yargısının ağırlığı ile yaşamak zorunda olmalarıdır.
erkeğin böyle bir zorunluluğu yokken, diğerleri gibi olmadığını kanıtlamak zorundadır nedense kadın.
içgüdüleri anne olmalısın derken sadece doğuran mahluk olarak görülmeleridir.

iş hayatında hiçbir yere kondurulamamaktır, erkekten fazla çalışmalıdır önemsiz bir başarıya bile erişebilmek için...

hele tacizcisini şikayet ettiği polise kuyruk sallamadığını izah ederken küçülmek zorunda kaldığı bir ülkede yaşıyorsa dezavantajın alası ile başbaşa bırakılmış olduğunu acıyla farketmektir...

kendi cinsinin sıkıntılı ve tehditkar hikayeleri ile büyümelerine rağmen beyaz atlı prensin hayalini kurmaktır yaradılışının getirdiği bir özellikle. gizli de olsa...

ince işlenmiş hayatını kimseye anlatamamaktır. yeri geldiğinde kendi cinsine bile...
onurlu bir yalnızlık sürmeye mahkum edilmektir nihayetinde...
erkek olarak gözlemlediğim en büyük dezavantajı bütün kadınların birbirlerine çok kötü davranmaları, ortada bir neden yokken kötülük yapmalarıdır.
erkekler kadar özgür olamamak.
cinsel istismar.
özellikle ergenlik yıllarında entrika, kin, haset, dedikodu dolu bir hayat yaşamak. sonrasında hiçbir şey olmamış gibi aynı insanlarla can ciğer olmak.
kendileri bile kadınları/kendilerini anlayamamışken erkeklerin onları anlamasını beklemeleri.
ayrımcılığa tabii tutulup hak ettikleri yerlere gelememek.

bilimsel araştırmalar erkekle kadının zekası arasında hiçbir farkın olmadığını hatta kimi kadınların kimi erkeklerden daha iyi düşünebildiğini kanıtlamış olmasına rağmen kadınlar fiziksel güçsüzlüklerinden ötürü hep ikinci planda değerlendirilmiştir.

istihdam politikaları olarak her zaman en son işe alınan ve ilk işten çıkarılan gözüyle bakılmıştır kendilerine.

oysa kadın hem annelik, hem karılık "hukuki terim olarak kullanıyorum" hem de evişi gibi model rolünün kendisine yüklediği görevleri yerine getirirken erkekle aynı performansı sergiler işte. ancak bunu anlayamaz bazı beyinler..
duygusal olunması,yuvayı dişi kuş yapar sözünde de anlattığı gibi sorumluluğu olduğu şeylerin fazla olması.evlenince ev,çocuk,kendisi...zaman zaman hormonların gazabına uğrayıp,fazla sinirli olunması.hem cinslerine(çok yakınların tabiki hariç)kıskançlık,dedikodu gibi şeylerden dolayı çabuk güvenilmemesi.ayakta durabilmek için kendi iş becerisini erkeklerden çok ortaya koymalarının gerekmesi,akşam 11-12 gibi dışarıda olduklarında sarhoş,kendini bilmez tiplerin saçma sapan sözlere mağruz kalmaları,güzelsen aptalsındır yaklaşımıyla karşılaşmaları..her kızın fazla duygusal olduğunu sanarak vıcık vıcık davranan insanlarla karşılaşmaları..
Tek bir avantaj söz konusudur oda sünnet.
mesela sanayiye fazla girememeleri, girselerde fazla kalamamaları, işleri bitinceye kadar erkekler gibi orda oturup çay içememeleri.
karın ağrıları,
gece tek başına sokaklarda elinde sigara içememeleri ve gezememeleri,
işçilerle muhattap olmak zorunda olupta erkeklere nazaran daha dikkatli davranmaları ve giyinmeleri,
her erkekle konuşamamaları çünkü yanlış anlaşılma olasılığı çok yüksektir.
kapıyı açarken üstleri uygun değilse aradaki bekletme süresinde mutlaka üste edepli birşeyler giymek.
arabası yolda kaldığında altındaki etek ve topuklu ayakkabıyla tekerleklerini değiştirememek. onun yerine yardım beklemek.
daha bunlar gibi birsürü aklıma geldikçe yazarım.
yatağa atılabilecek bir nesne zannedilme halidir.

(bkz: bir feministi yatağa atmak/#9167954)
isviçreli bilim adamları ile birlikte hareket eden çoğu tespit uzmanlarına göre; en hayati olanı "ayakta işeyememektir."