bugün

19-28 Ekim'de yapılacak Altın Portakal Film Festivali'nde iki yeni paralı ödülle birlikte yaklaşık 700 bin YTL dağıtılacak. Genco Erkal'ın jüri başkanı olacağı festivalde DVD'si çıkan ve televizyonda gösterilen filmler yarışamıyor.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=224720
her yıl antalya'da gerçekleştirilen ve bu yıl 44. kez yapılacak olan festivaldir.
festival için harcanan paranın artmasına ve daha profesyenel işler yapılmasına rağmen antalya şehrine eski festival havasını veremeyecek bir festival olacağını düşünüyorum üzülerek. bir kaç yıldır süregelen örneklerine bakacak olursak halk ile bağlarını koparmış, sadece reklam peşinde koşmaya çalışan, biz şöyle büyük organizasyon yapıyoruz, biz böyle büyük organizasyon yapıyoruz, yurt dışından şunu getirdik, yurt dışından bunu getirdik diyen sanat organizatörlerinin ellerine bırakılmış olan hadisedir. geçen yıl sadece migros cinebonus salonlarında film gösterimi yapmasıyla halka ulaşamamıştır ama gözlemlerime göre davetli kişilere çok güzel bir festival olmuştur. festivalin asıl sahibi antalyalı'lar açılış kortejine katılmakla kalıp, festivalin herhangi başka bir aşamasında festivale dahil olmamış ve olamamışlardır. buna karşın özel davetli gazetici midir, sinema eleştirmeni midir, sinemacı mıdır? ne olduğu belirsiz bir çok insan benim parasını verip girdiğim salonlara ellerini kollarını sallayarak girmişler ve tercih hakkına sahip olmuşlardır.
antalya altın portakal film festivalinin asıl amacı; filmleri antalya halkına göstermektir, birilerini davet edip tek salonda tek seansta filmleri hiç etmek değildir. bu sene filmleri plaza, metropol, megapol, afm laura, prestij, deepo ve hatta manavgat, alanya ve diğer ilçe sinemalarında göstermek akıllarına gelecektir birilerinin, gelmelidir, yoksa bu festivalin anlamı kalmıycaktır benim gözümde.
ulusal uzun metrajlı film yarışmasındai yarışacak filmler şunlardır.

1
Töre, günah-sevap ve kadın-erkek ilişkileri üzerine farklı bir bakış açısı sunan, Türk Sineması'nın önemli senarist-yönetmenlerinden Barış Pirhasan'ın, altı sene sonra dönüş yaptığı filmi Adem'in Trenleri.

2
Farklı kişilikleri tesadüflerin gölgesinde bir araya getiren ve önce kendileriyle, ardından birbirleriyle iletişim kurmaya zorlayan olayların konu edildiği, Berkun Oya yönetmenliğindeki iyi Seneler Londra

3
Kasaba'nın genç delisi Jan Jan'ın naif aşk öyküsünün anlatıldığı yönetmenliğini Aydın Sayman'ın üstlendiği Janjan

4
Zülfü Livaneli'nin aynı isimli kitabından uyarlanan Abdullah Oğuz yönetmenliğindeki Mutluluk

5
Türk bir delikanlının, Alman sığınma sisteminin içine düşüp, o çarkın içinde eriyip gitmesini anlatan, Reis Çelik'in senaryosunu yazıp yönettiği Mülteci

6
Üç farklı gazete haberinden yola çıkılarak çekilen ve çağın çürüyen ruhunun resmini çizmeye çalışan, Yavuz Altun yönetmenliğindeki Münferit

7
Suç ve günah temalarını derinlemesine inceleyen, senaristliğini ve yönetmenliğini Tayfun Pirselimoğlu'nun yaptığı Rıza

8
Namus cinayetlerini konu alan, Handan ipekçi'nin senaryosunu yazıp, yapımcılığını ve yönetmenliğini de üstlendiği Saklı Yüzler

9
Turgut Yasalar'ın Ahmet Ümit'in romanından uyarladığı Sis ve Gece

10
Bu seneki Cannes Film Festivali'nde en iyi senaryo ödülünü kazanan, senaristliğini ve yönetmenliğini Fatih Akın'ın yaptığı Yaşamın Kıyısında

11
Şehir hayatı ile doğup büyüdüğü kasaba arasında sıkışıp kalmış bir karakterin işlendiği, Cannes Film Festivali'nde gösterilen, Semih Kaplanoğlu'nun senaryosunu yazıp yönettiği Yumurta

12
insanlar arasındaki yabancılaşma, çaresizlik ve aşk duygularını konu alan, Cemal Şan'ın senartistliğini ve yönetmenliğini yaptığı Zeynep'in Sekiz Günü