bugün

sıkça duyduğumuz bir söz. ülkemiz birlik bütünlük içinde, doğuda bir kürt sorunu yok. hepimiz can güvenliği içinde doğuya gidip askerlik yapıyoruz zanneden deve kuşu gibi kafasını kuma gömen insanlarca bolca telaffuz ediliyor.

istanbul'u geçenlerde bir sel bastı. sel basmadan önce hiçbir sorun yoktu. dere yataklarına evler yaptık. bunlara tapu alabilmek için siyasilere oy baskısı yaptık. tapuları aldık. sonuçta olan bize oldu. aynı şekilde türkiye'de demokrasi dışı yaklaşımlar sizin işinize geliyor olabilir ama insanlık bunu gerektirmez. her insanın insan hakları evrensel beyannamesi'nde verilen hakları vardır. bunlar hiçbir sorun yok iken bile verilmesi gereken haklar. ki ülkemizde doğuda sel baskını gibi gözle görünen bir sorun varken bunu yok saymak, statükoya bağlı kalmak bize ne kazandırır?

insanlara haklarını vermek bir bağış değil bir insanlık gereğidir. bu tür şeylerde oylama yapılmaz, aksi fikir üretilemez. çoğunluğun azınlıkta kalanlara zulmü eski demokrasilerde kaldı.
(bkz: zırvalayan kapçık yazar) (bkz: kürtsüz bir türkiye) (bkz: kürtlerin insan olma ihtimali)
anlaşılamayan nokta neyi açtıklarıdır. kürt açılımı dediler, tamam dedim kürtlerin alayını açacaklar şimdi. sonra yan çizip işi demokratik açılıma getirdiler. bu seferde demokrasinin nesini açacaklar diye düşünmeye başladım. ya ülkücü filan değilim ama adamlar doğru söylüyor arkadaş. ya sev ya terk et. bu masumane olanı. bana kalsa ya sev ya siktir git derdim de işte benim gibi faşizanlara kalmadığı için şanslılar. ha bu arada sözüm pkk ya. zıplantı olmayın zıplaşmayalım beraber.
sanki birlik vardı olan giderek çığ gibi büyüyen (bkz: kürt antipatisi) ne oldu, hızla büyümekte.