bugün

tabela, reklam panosu görmemektir. beyniniz gereksiz bilgilerle kirlenmez.
olası bir zombi istilasında şehirden uzakta güvende olmanız.
trafik sorunu yok, mis gibi temiz hava daha ne olsun.
Açık büfe oksijen ve yer yer tezek kokusu olabılır.
'ndan bazılarıda tertemiz hava , gürültüsüz ortam gibi şeylerdir.
çeşme başında her daim güzel kızların olması.
elektrik su gibi faturaların daha ucuz olması.
geceleri gökyüzüne baktığında milyonlarca yıldız görebilemek. **
yediğin çileğin, domatesin, kayısının tüm tatlarını alabilmek.
sabah kalktığında kahvaltıdan önce bahçendeki meyvelerden sebzelerden yiyebimektir.
(bkz: organik yaşam)
domates çapalama konusunda bir söyleşi de söz sahibi olabilirsiniz.
bi kere özgürsün amına koyim. sokağa çıktığında terlikler attığında toprağa basıyosun lan daha ne. toprağı biliyosun aga tanıyosun onu. suyla karıştırıp çamur yapıyosun olmadı saçına başına döküyosun. sonra anneden bi kamyon sopa cabası.
daha sonra ağaçlar var aga köyün yanında içinde yan komşuda senin bahçende. her mevsim tam zamanında ağaçlara çeteler halinde dalmak suretiyle mevsiminde olgunlaşmış ticari kaygı olmadığı için olabildiğince doğal ve olabildiğince lezzetli meyveleri yiyosun.
benim çocukluğumda bizim köyde domatesler olurdu. dalından koparır yerdik. köyde büyümeyenler bilmez o domates bitkisi içine gireni belli eder. bitkiye temas eden bölgelerin bi acayip yeşil olur. ama o domatesi dalından koparır yersin domates kokar lan. mis gibi şimdilerde o domatesin kokusunu bile özler oldu.
daha sonra hayvan haşeratlada erken yaşta tanışıyosun. mesela biz küüçükken köyün deresindeki kurbağalarla oynardık akşam onların sesleriyle uyurduk. sonra yaz günlerinde o ağustos böceği denen ipnetor az beynimizi sikmedi. köpeği tavuğu eşeği.... eşek sikenlerde var ama bu konumuz değil.

hepsinden öte el değmemiş bir doğası ve kültürü varsa olduğunuz köyün insanı bilirsin insanı görürsün. cahildir belki ama çok iyi niyetlidir alayı. bundan sonrası anlatılmaz aga.

tanım: evet köyde büyümek güzel şeydir.
Kendi sütünü peynirini yoğurtunu kendin yapıyorsun ekmeğini bile kendin yapıyorsun güzel hormonsuz yiyeceklerle beslenip sessiz sakin huzurlu ve egzoz dumanı olmayan güzel bir ortamda yetişiyorsun.
kafa siken trafik yerine ay çiçeği tarlasında uzandığında yüzüne ahenkle değen rüzgarın bıraktığı his.
dağa, taşa, toprağa, suya doymaktır.

taze sıcak köy ekmeğiyle kahvaltı yapmaktır.

sütün hiç kimyasala bulanmadan, süte su katılmadan gözünüzün önünde sağılıp pişirilmesidir.

yoğurt, peynir taptaze ve yine katıksız.

domates, biber, çeşitli meyveler bahçedendir.

yumurtayı tavuğun altından alıp pişirmektir.

elektrik, su, yakıt parası ya çok asgari ödersin ya da hiç ödemezsin.

beton yığınlarından uzak, sesten, gürültüden, sisten pustan uzak yaşarsın.

insanların saf ve doğal,içten tavırlarıyla da ruhunu doyurursun.
başkalarına bağlı kalmadan özgürce organik takılabilmektir, özgür olmaktır. Şehire inildiğinde pısırık olmaktan uzak olunur.
organik besinlerin dibine vurmak.
Temiz havası, pınarlardan akan buz gibi tertemiz suyu (bizim köyde sular beleştir). Doğayla içiçe olması,insanların az olması, her yağmur sonrası toprak kokusu. Ve belki de en önemlisi güneşin doğuşuna ve batışına şahit olmak. Ufuktaki o muhteşem manzarayı ben istanbul'da hiç görmedim.
o köyden çıkmadığın sürece doyumsuzluk denilen olguyla asla tanışmazsın.
cahillik mutluluk getirir, doyumsuzluksa yalnızlık.
yasadisi kenevir yetistirdiginizde patlama ihtimaliniz cok daha azdir.
rahat 5-6 saatte uykunuzu tam olarak alarak kalkmak.
yiyecek olarak gdo'suz kendi ürettiğin sebze meyveleri tüketmek.
sakin stresten uzak sessiz bir ortam olduğundan kafa dinleyebilmek.
gürültüden rahatsız olup pencereyi kapatmak durumundan kurtuluştur.
bahçede gül ağaçlarının karşısında çay içmektir daha ne olsun.
taze köy yumurtasıyla yapılan enfes kahvaltı.