bugün
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır18
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- nervio'ya aşık olmak11
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası9
- evlilik15
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi14
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası26
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı16
- escort fiyatlarının güncellenmesi11
- karınıza range rover alır mısınız23
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
(herkes kendi icin yasar ve tanri, herkese karsidir)
1974 yılına ait asmiss bir werner herzog yapiti. filmin ingilizce adi, "the enigma of kaspar hauser" olarak da geciyor. kaspar hauser adinda bir genc 1800'lerin basinda almanya'da terk edilmis bir yerde bulunuyor ve hauser'in beldeye getirildikten sonra icinde bulundugu durumu anlatiliyor filmde. film, salt kendi gercekciligi ve akilciligiyla bir kult. herzog, modern toplumdaki insanlarin nasil da birbirlerine yabancilastigi ovgusunu yapiyor. hauser'in ruya gormeye basladigi anda insanlarin tepeye ciktigini ve orada olumun oldugunu soylemesi de insanlarin hayat icerisindeki bosluklarini anlatir ki bu medeniyetlesme dedigimiz mefhum kendisine tabi olan bireyleri buyuk bir yabancilasmaya ve de tum bunlardan oturu bos bir ovaya suruklemektedir. muzikleri muhtesem, kendisi ayrı bir guzel, hikâyesi de gayet basarili.
1974 yılına ait asmiss bir werner herzog yapiti. filmin ingilizce adi, "the enigma of kaspar hauser" olarak da geciyor. kaspar hauser adinda bir genc 1800'lerin basinda almanya'da terk edilmis bir yerde bulunuyor ve hauser'in beldeye getirildikten sonra icinde bulundugu durumu anlatiliyor filmde. film, salt kendi gercekciligi ve akilciligiyla bir kult. herzog, modern toplumdaki insanlarin nasil da birbirlerine yabancilastigi ovgusunu yapiyor. hauser'in ruya gormeye basladigi anda insanlarin tepeye ciktigini ve orada olumun oldugunu soylemesi de insanlarin hayat icerisindeki bosluklarini anlatir ki bu medeniyetlesme dedigimiz mefhum kendisine tabi olan bireyleri buyuk bir yabancilasmaya ve de tum bunlardan oturu bos bir ovaya suruklemektedir. muzikleri muhtesem, kendisi ayrı bir guzel, hikâyesi de gayet basarili.
1974 yılında batı almanyadan çıkan ve werner herzogun ellerinde değer bulan ve az bilinen çok iyi filmlerden birisi : jeder für sich und gott gegen alle !
kaspar hauserin küçük hücresine şahitlik ederek başladığımız filmde, 17 yıl boyunca hücresinden dışarı çık(arıl)mamış bir insanın tahta at ve tekerlek ile yaptığı deneyselliğe yol alıyoruz ilk başta. werner herzog, bunu yaparken kaspar hauseri oynayacak olan bruno s.nin yaşamından da aslında dramatize sahneler kullanıyor. kaspar hauseri oynayan alman oyuncu bruno s. 3 yaşında ailesi tarafından terk ediliyor ve yıllarca çocuk bakım kurumları ve yetimhanelerde büyüyor. baktığımızda herzogun kullandığı küçük nesneler yetişkenler için uygun değil ama zıtlığın dibinden gelinerek kasparın vakit geçirdiği nesneler bize ağır betimlemelerle geliyor.
modern toplumdan uzakta bir seyir var. bu olurken, kaspar ve kendisine yabancılaşmanın bizim ona nasıl değer atfettiğimizle ilgili bir husus ön plana çıkıyor. herzogun bizi ekinlerin dalgalanışına dikkat çekmesi bir yandan absürd bir yandan manalı gelmekte. kaspar için modern toplumdaki yabancılaşma neyse bizim kendimize yabancılaşmamız da o derece önemlidir ki herzog bunu filmin sonunda verebilmektedir.
kasparın tepede ölüm vardı demesi, ve ağır işleyen rüyalı replikleri bize bir evren veriyor. orada uygarlaşma denilenin aslında ne kadar da salt bir yıkım olduğunu görebiliyoruz. florian frickenin muhteşem müzikleri bu evrenin daha da katlanılmaz yönüne işaret ediyor. toplumun kendi içinde oluşturduğu o müthiş boşluk ve kasparın hayal gücü ve anlamlandırma çabası insanın içinde bulunduğu acizliği de göndermede bulunuyor.
kaspar: zindanda hiçbir şey düşünmedim, ayrıca tanrının her şeyi yokluktan var etmiş olmasını hayal edemiyorum.
rahip: hayır kaspar! inancın olmak zorunda! dini kurallar fani şüphelerden üstündür!
kaspar: bunu anlamak için okuma yazmayı daha iyi öğrenmeliyim.
rahip: hayır kaspar! dini makaleler daha önemli. ayrıca konuşurken parmaklarını birbirine bastırmaktan vazgeç ve söylediğim duayı benden sonra tekrar et
batı toplumları logos merkezlidir. dolayımlı bir süreç kendini gösterir sanat ve edebiyatta. batılı modernistler bu dolayımve dolayımsızlık arasında gidip gelirken nesnelerin hakikatine, onlardan mana arayışına sokulmuşlardır ki herzogun kaspar hauser ve çevresini dolayımsızlık ile anlatmaya çalışması bir alt skaladır. batı uygarlığında düşünsel ve sanatsal alanlarda kavramların oluşturulması logos mefhumunun altını çizmekte ve bu baz alınarak ürünler ortaya konulmaktadır. kiyarüstemi, trier, khemir, majidi gibi dolayımsızlık ile meşgul olan yönetmenlere jeder für sich und gott gegen alle filmiyle herzogu da ekleyebilmemiz mümkündür. batı dile bağlıyken, doğu varlığa, varlığın kendisine, hakikate bağlıdır.
bugünden bağımsız bir sade dünya kaspar hauser ile vuku buluyor. biz filmdeki atmosferi gayet inanılır görüyoruz. insan potansiyelinin uygarlık çatısı altında nelere kadir olduğuna tanıklık ediyoruz. filmde hiçbir karakter ön plana çıkmıyor, kendi gerçeklikleriyle var ve herzog film boyunca romantizmden de yararlanarak filmin havasına kendi artılarını sunuyor ve de nihayetinde izlenmeye değer bir yapıt ortaya çıkıyor. herzog, kaspar hauser ile farklı bir evren, farklı bir figür ve de farklı bir şiir görselliği kazandırıyor. herzogun perspektifinden farklı olarak, uygarlığın parçası olan bireyler karşısında gizemli ve bir o kadar da septik bir algıya sahip oluyoruz zaman içerisinde. bizi biz yapan değerler ortadan kalktıkça kendimizin parçası olan uygarlık algısını itiyor, onu azılı bir düşman olarak görebiliyoruz.
jeder für sich und gott gegen alle, size satır aralarında kalan küçük izleri hatırlatacak, şiirsel senfonisiyle 19. yüzyıl avrupasına ve algısına yol almanızı sağlayacaktır.
http://www.sinemazingo.co...-und-gott-gegen-alle-1974
kaspar hauserin küçük hücresine şahitlik ederek başladığımız filmde, 17 yıl boyunca hücresinden dışarı çık(arıl)mamış bir insanın tahta at ve tekerlek ile yaptığı deneyselliğe yol alıyoruz ilk başta. werner herzog, bunu yaparken kaspar hauseri oynayacak olan bruno s.nin yaşamından da aslında dramatize sahneler kullanıyor. kaspar hauseri oynayan alman oyuncu bruno s. 3 yaşında ailesi tarafından terk ediliyor ve yıllarca çocuk bakım kurumları ve yetimhanelerde büyüyor. baktığımızda herzogun kullandığı küçük nesneler yetişkenler için uygun değil ama zıtlığın dibinden gelinerek kasparın vakit geçirdiği nesneler bize ağır betimlemelerle geliyor.
modern toplumdan uzakta bir seyir var. bu olurken, kaspar ve kendisine yabancılaşmanın bizim ona nasıl değer atfettiğimizle ilgili bir husus ön plana çıkıyor. herzogun bizi ekinlerin dalgalanışına dikkat çekmesi bir yandan absürd bir yandan manalı gelmekte. kaspar için modern toplumdaki yabancılaşma neyse bizim kendimize yabancılaşmamız da o derece önemlidir ki herzog bunu filmin sonunda verebilmektedir.
kasparın tepede ölüm vardı demesi, ve ağır işleyen rüyalı replikleri bize bir evren veriyor. orada uygarlaşma denilenin aslında ne kadar da salt bir yıkım olduğunu görebiliyoruz. florian frickenin muhteşem müzikleri bu evrenin daha da katlanılmaz yönüne işaret ediyor. toplumun kendi içinde oluşturduğu o müthiş boşluk ve kasparın hayal gücü ve anlamlandırma çabası insanın içinde bulunduğu acizliği de göndermede bulunuyor.
kaspar: zindanda hiçbir şey düşünmedim, ayrıca tanrının her şeyi yokluktan var etmiş olmasını hayal edemiyorum.
rahip: hayır kaspar! inancın olmak zorunda! dini kurallar fani şüphelerden üstündür!
kaspar: bunu anlamak için okuma yazmayı daha iyi öğrenmeliyim.
rahip: hayır kaspar! dini makaleler daha önemli. ayrıca konuşurken parmaklarını birbirine bastırmaktan vazgeç ve söylediğim duayı benden sonra tekrar et
batı toplumları logos merkezlidir. dolayımlı bir süreç kendini gösterir sanat ve edebiyatta. batılı modernistler bu dolayımve dolayımsızlık arasında gidip gelirken nesnelerin hakikatine, onlardan mana arayışına sokulmuşlardır ki herzogun kaspar hauser ve çevresini dolayımsızlık ile anlatmaya çalışması bir alt skaladır. batı uygarlığında düşünsel ve sanatsal alanlarda kavramların oluşturulması logos mefhumunun altını çizmekte ve bu baz alınarak ürünler ortaya konulmaktadır. kiyarüstemi, trier, khemir, majidi gibi dolayımsızlık ile meşgul olan yönetmenlere jeder für sich und gott gegen alle filmiyle herzogu da ekleyebilmemiz mümkündür. batı dile bağlıyken, doğu varlığa, varlığın kendisine, hakikate bağlıdır.
bugünden bağımsız bir sade dünya kaspar hauser ile vuku buluyor. biz filmdeki atmosferi gayet inanılır görüyoruz. insan potansiyelinin uygarlık çatısı altında nelere kadir olduğuna tanıklık ediyoruz. filmde hiçbir karakter ön plana çıkmıyor, kendi gerçeklikleriyle var ve herzog film boyunca romantizmden de yararlanarak filmin havasına kendi artılarını sunuyor ve de nihayetinde izlenmeye değer bir yapıt ortaya çıkıyor. herzog, kaspar hauser ile farklı bir evren, farklı bir figür ve de farklı bir şiir görselliği kazandırıyor. herzogun perspektifinden farklı olarak, uygarlığın parçası olan bireyler karşısında gizemli ve bir o kadar da septik bir algıya sahip oluyoruz zaman içerisinde. bizi biz yapan değerler ortadan kalktıkça kendimizin parçası olan uygarlık algısını itiyor, onu azılı bir düşman olarak görebiliyoruz.
jeder für sich und gott gegen alle, size satır aralarında kalan küçük izleri hatırlatacak, şiirsel senfonisiyle 19. yüzyıl avrupasına ve algısına yol almanızı sağlayacaktır.
http://www.sinemazingo.co...-und-gott-gegen-alle-1974
(bkz: kaspar hauser)
güncel Önemli Başlıklar