bugün

çakal kitabının yazarı ve polisiye-macera kitaplarının en buyuk yazarlarından frederick forsty nin varisi fransız yazardır. kopeklerden korkar ve bunu bir kaç kitabına da yansıtmıstır. bir filmi film yapan yonetmen, senaryo ve oyuncular ise eşsiz bir senaryo olacak kitaplarının unlu oyuncularca canlandırıldıgını düşünürsek kötü yönetmenler yuzunden rezalete cevrildigini pekala soylebildigimiz yazardır. eger 70 lerde yasaydı heralde oscar torenlerinde sık sık adı gecerdi
sinematografik yazıyor. kurtlar imparatorluğu adlı romanı ne kadar eksikler olsa da filminden daha iyidir. Kurgusu, peripetisi beğeni toplamıştır.
çoğu kitabı filme uyarlanan fransız yazar. filmlerin ise kitaplardan hep daha geride olduğuna inanılmıştır.kızıl nehirler ve kurtlar imparatorluğu filmlerinde ise jean reno oynamiştir.
grange, polisiyenin 21. yüzyıldaki nefesidir. hayalgücü ile gerçeklik arasındaki ince çizgiden can verdiği nefes kesen yapıtları, her defasında polisiye edebiyatına derin bir nefes aldırmıştır.
grange, yıllarını patlayan bombalara ve cesetlere çok yakın geçirmiş bir gazetecidir. savaşlarda ve gezilerinde gördüğü her şey, yapıtlarında okuyucunun gözlerinin önüne dökülür. sadece fransa değil gezip gördüğü her yer, grange' nin kaleminden edebiyatta yeni bir renk kazanır, gerçekçi bir renk.
polisiyenin en önemli unsuru bitmek bilmeyen heyecan ve gerilimdir, grange' nin ilk kahramanı sempatik niemans bile bu gerilimden nasibini alır. niemans değil sadece, her karakteri bitmek bilmez bir gerilimin içinde sayfaları aşar. yaptıkları espriler bile bu elektrikli kurguda askılı kalır.
özellikle bölüm sonlarında grange' nin yazdığı eserlere ara vermek isteyenleri büyük bir sürpriz beklemekte. çünkü grange yeni bölümle birlikte artacak elektriği, bitmekte olan bölümün son satırlarına sığdırmayı her daim bilir. onun yazarlık anlayışında, gerçek önemli bir hakimdir, elbette hayalgücünün yolunu kesmedikçe.
yeni keşfettiğim; "neden daha önce keşfedemedim?" diye homurdandığım, kitabını okurken başka alemlere sürükleyebilecek, yazılarını güzel kurgularla süsleyebilen yazar.
eserlerinin üçü ** * biraz kırpılıp biraz da değiştiririlerek senaryolaştırılıp film yapılmış dahi fransız. zannımca birçok alakasız "yazarımsı"ya, kendini otorite sanan birçokları tarafından sakız gibi yapıştırılan usta kalem tanımını da en çok hakeden yazarlardandır. ayrıca la malediction de zener tome 1 sybille adında bir çizgi romanı da türkçe'ye çevrilmiştir. fransa'da le serment des limbes adlı yeni eseri mart ayı itibariyle piyasaya sürülmüştür. dilimize şeytan yemini olarak çevrilen bu kitap yakında satışa sunulacaktır.
son romanı les serment des limbes türkiye' de piyasaya çıkan polisiye üstadı.
edit: yahu yalan söyleyeyim çıkmadı mı diyeyim? bursa d&r' a gidin ve gözlerinizle görün, piyasaya çıktı!
kitapları sürükleyici, gerçektende güzel kurgulanmıştır. Onun yazdığı kitapları elinizden bırakamıyorsunuz. Ta ki artık herşeyin çözüleceği çözüm bölümüne kadar. Kitapları öyle saçma bitiyor ki ben bu kitabı bunun için mi okudum diyorsunuz.
şeytan yemini adlı yeni kitabı piyasaya çıkmış, 3 günde 30bin satmıştır.
şeytan yemini kitabını okumaya başladığım, artık resmen bir fenomen haline gelmiş yazar.
şeytan yemini dışındaki tüm kitaplarını okuduğum, en çok siyah kan isimli romanını beğendiğim yazar. ayrıca pek çok eserinde ufacık da olsa türkiye'nin sözünü eder. nedenini bilmiyorum tabii.
kitapları bir türlü düzgün şekilde sinemaya aktarılamamış olan yazar. *
maxime chattam adlı yeniyetmeye 10 metrelik kanatlı ilham meleği olabilen, kitabına 22 yahut 25 ytl verilmesini hakeden, şeytan yemini adlı yeni kitabıyla "olmaz o kadar" dedirten ve gayet tabii anglosaksonları k.ç üstü oturtabilen yazardır.
1961 fransa dogumludur. kariyerinin baslarinda gazeteci olarak paris match ve le figaro magazine de yazmistir.. ozellikle kizil nehirler ve kurtlar imparatorlugu kitaplari heyecan verici bir dussel zeka urunudur..sinemaya en uygun yazarlardan biri olsa da eserlerinin sinema versiyonlari kitaplarinin fanatiklerince cokca elestirilmistir..eserlerinin sonunun zayif oldugu elestirisinin, eserlerinin basinin ve ortasinin cok iyi olmasindan, ve beklentiyi yukseltmesinden dolayi yapildigi olasilik dahilindedir..
Son kitabı şeytanın yemininde bilinen çizgisinden taşmamayı başarmış harika bir yazar.
şeytan yemini isimli kitabını ilk defa olayı tek kahraman üzerinden ilerletmiş yazardır. diğer romanlarında dikkat ederseniz hep iki ayrı olay birbirinden bagımsız olarak ilerler en sonunda akla hayale gelmeyecek bir şekilde birleşirdi. ama bu son romanında bir değişiklik yapmıştır. son romanında satanizm ve psikoloji hakkın geniş bilgi veren yazar, çıktığı gün 30 bin satarak türkler tarafından ne kadar cok sevildiğini kanıtlamıştır. en guzel romanı açık arayla siyah kan'DIr.
Romanlarının sonu bir tokat gibi biten yazardır. Her an her şey olabilir. Hiç beklemediğinz bir karakter ölebilir, her şey olabilir kısacası.
her romanında ayrı bir tat olan mükemmel bir hayal gücü olan ve onları satırlara dökme kabiliyeti olan okunası fransız yazardır.
okumadığım bir yazardır kendisi o yüzden eserleriyle alakalı bir yorum yapmayacağım fakat dikkatimi çeken şey, her yaz tatilinde kumsalda güneşlenirken hatunların elinden bu adamın kitaplarını düşürmediği gerçeğidir.
en iyi polisiye gerilim yazarı.aynı zamanda çok da zeki olsa gerek,o kadar kurguyu ancak üstün zekalı bi insan yapabilir.
türkçeye altı kitabı çevrilen(kızıl nehirler, taş meclisi,leyleklerin uçuşu,kurtlar imparatorlluğu,siyah kan,şeytan yemini)fransız yazar. inanılmaz kurgular hikayeyi okuyucuyu kitabın içine alır, müthiş kurgu yeteneğinin yanında tasvirleride çok başarılıdır. roman yazmadan önce bir bilim dergisine araştırma yazıları yazmıştır ki bunun etkileri kitabına olumlu şekilde yansır. insan anatomisi konusunda çok yetkin olduğu kitaplarında açıkça görülür. final konusunda eleştirilir. kanımca taş meclis ve kurtlar imparatorluğunda çuvallasa da diğer kitaplarında başarılıdır.
kitapları bir solukta okunan yazar. bana göre en iyi kitabı kızıl nehirler.
adini sol frame'de gorunce yeni kitap yazdigini sandigim yazardir.en iyi kitabi gercekten de leyleklerin ucusu'ndan sonra siyah kan'dir.
ilk kitapları soluksuz bırakan, sonrasında bu hazzı zamana yayayım derken kopukluğa uğrayıp, kafanızda oluşturduğunuz sinema atmosferinden çıkınca okuduğunuzun büyüsünden çıktığınız kitapların yazarıdır.
bu hissi toplu olarak lost izleyenlerin de, prısıon break izleyenlerin de ara ara yaşadığı bir gerçektir. bir koparsanız geri dönüş yaşamakta zorlanabilirsiniz.
sephen king'in mistizmin tam tersine gerçek olayları inanılmaz bir kurgu ve yorumları dünyanın hemen her ülkesini gezmiş olmanın verdiği kültür birikimi ile harika bir şekilde harmanlayan büyük insan. özellikle siyah kandan sonra şeytan yemini ile devam eden üslup farkı gözden kaçmamışır kaçırılmamalıdır. zira siyah kan grange'nin diğer kitaplarından konunun işleniş tarzı açısından oldukça farklıdır.