bugün

(bkz: stres)
(bkz: depresyon)
kendimi çok bahtiyar hissediyorum monşer.
(bkz: yorgunluk)
(bkz: monotonluk)
kazanmak mı kaybetmek mi sen düşün artık.
insanlara dogrudan "ne manyak, ne gerizekali bi' seymissin sen ya" dememek, bunun yerine "bi' saniye" diyerek, dosya karistirir gibi yaparak, dosyanin sayfalarina nefretini kusmak.

edit: türkçe karakter kullanın lütfen diye rötüş isteği gelmiş, eğer türkçe karakter kullanabilecek durumda olsaydım, türkçe karakter kullanırdım. bakın mesela şimdi o durumdayım ve kullanıyorum. adamın asabını bozmak için mi varsınız hayatta?
çaycıyla iyi geçinmeyi öğrenme, böylelikle şirketin gizli ve en son haberlerine sahip olma.
disiplin ve uyku düzenidir.
göte giren ve çıkmayan (çıkarılamayan) kazıklar neticesinde hafızalarda yer edinen bilgilerdir. özel bir okulda öğretmen olduğum için benim açımdan şunlardır:
- iş ortamındaki hiç kimseye güvenme.
- yöneticilerin allah birdir dese de inanma, şüphe et.
- yöneticilerinin söylediklerini ciddiye alma, zira tam bir gün sonra söylediğinin tam tersini söyleyebilir ve eski söylediğini inkar edebilir.
- sözleşme imzalanırken seni ikna etmek için söyledikleri "kendi isteğinle ayrılsan bile bu kurum sana tazminatını verir" benzeri sözlere kesinlikle itimat etme. ellerinden gelse götünü skerler.
- tam anlamıyla tanımadığın, kişiliğinden emin olmadığın insanlara özel hayatından kesitler sunma. manşetlerden düşmeyebilirsin, hiç umulmadık bir anda özel hayatınla ilgili bu sözleri yöneticilerinden duyabilirsin.
- her zaman soğukkanlı ol. özellikle yöneticin, gerginleştiğinde eli ayağına dolaşan, iki lafı bir araya getiremeyen birisiyse alabildiğine soğukkanlı ol, herifi çıldırt.
- her zaman herkese karşı politik ol. hakkını savun ama bazı isteklere de "hı hı, tamam o zaman" demekten geri durma.
- salaklık etme, gerekirse iki yüzlü ol (politik olmanın bir parçası aslında bu da). çevrendeki herkes riyakarlık yapıyorsa sen de bu anlamda küçük kaçamaklar yapmayı ihmal etme. şu bir gerçek ki, para kazanman lazım işte ak yaa...
- seni çileden çıkaran insanlara karşı sert çıkışlar yapıp iş arkadaşlarının antipatisini kazanma. düşman edindiğin kişinin ağına düşmesini bekle. er ya da geç düşecektir.
- kovulmaktan korkma. zira tazminatını almanın tek yolu bu olabilir.
- bir anlamda ekmek kapın olan anne babalara karşı dik dur. bilgi her şeydir. senin alanınla ilgili karşına geçip ahkam kesmelerine izin verme. gerekirse tatlı sert çıkışlar yapmaktan kaçınma.
- sosyal psikolojiye inan. karşına alıp konuştuğun insanlar sana bire bir görüşmelerde söyleyemeyeceği, söylemeye cesaret edemeyeceği sözleri bir veli toplantısında ansızın dile getirebilirler. bunu, diğerlerinin de desteğini alacaklarını umarak yaparlar. böyle durumlarda hiçbir zaman boyun eğme. ortamın gerilmesinden korkma (hayatın gerginlikle geçti zaten ak. daha ne kadar gerilebilir ki).
- öğrencilerinin anne babalarına zerre kadar güvenme. zira onların sana iyi davranmalarının belki de tek sebebi çocuklarının seni sevmesi hatta sana tapmasıdır. kimin ne zaman nasıl bir çıkış yapacağını bilemezsin. çok iyi dediğin kişi bir bakmışsın ki yaratığa dönmüş. "lan ne yapacam ben bu baş belasıyla" diye seni kara kara düşündürten kişi de bir bakmışsın ki en yırtık savunucun olmuş.
- ayrıca bir daha öğrencine çiçek verme. verirsen de "çocuklar bir tane çiçek var. bu çiçeği ezgi'ye veriyorum çünkü annesi yakında doğum yapacak. ezgicim bu çiçeği annene götür." deme. dersen de o günün sevgililer günü olmamasına dikkat et. kocası yanlış anlayabilir.
- duygusal olma, kuruma bağlanma, yöneticilerinin seni sevdiğini falan zannetme, ayrılacağımı nasıl söylesem ki diye düşünme. daha iyi bir teklif gelirse zerre kadar tereddüt etme ve arkanı dön, git. çünkü onlar yeri geldiğinde, adının önce altını çizer sonra üstünü çizerler.
(bkz: mide ağrısı)
1) kimseye güvenme.
2) kimsenin dedikodusunu yapma.
3) birbirlerinin arkasından atıp tutarlar iki gün sonra can ciğer arkadaş olurlar.
4) ne kadar samimi olursan ol patron patrondur.
5) herkes herkesi satar.
6) biranda işinden olabilirsin.
7) hiçbir şekilde siyasi konulardan konuşma.
8) kadınlara karşı dikkatli olmak gerekli; olaylardan çok farklı sonuçlar çıkarırlar.
9) çalışan kadınlar birbirlerini kıskanmaya yatkındırlar.
10) kadın olan müdür ya da yetkili birisi varsa, diğer kadınlar tarafından kıskanılır.
11) belirli bir yaşa gelmiş bekar bir kadın varsa, çalışan ve yeni işe giren erkeklere evlilik gözüyle bakarlar.
12) bir kadına yüz vermezsen arkadaşlarını sana karşı düşman edebilir.
13) işverenin mutlaka bir yalakası vardır.
14) para ayıdadır; ne kadar çalışırsan çalış bu ayının kazandığı kadar kazanamazsın.
15) parayla görgü olmaz; görgü meselesi başka bir konudur.
16) işveren çoğunlukla görgüsüzdür.
17) cumartesi günü izniniz yoksa cumartesi gününün değerini anlıyorsunuz; çünkü pazar günü sosyalleşmek için yetmiyor.
18) devlette çalışmanın avantajlarını ve rahatlığını anlıyorsunuz, özel sektörde çalışıyorsanız.
19) öğrencilik yıllarının rahatlığını özlüyorsunuz...
''sivil'' hayatta selam bile vermeyeceğiniz insanlara tahammül etme gücü.
Sabır ve erken uyanma yeteneği.
çok net:

(bkz: kalp damar tıkanıklığı)
Yoktur. Sadece iş hayatında para kazandıran şeydir. Evet.
dostluk kardeşlik. hiç tanımadan biri ile bir süre sonra aynı ortam da çalıştığın için samimi olursun. sadece is yerinde değil dışarı da görüşür konuşursun. bir de sevgili bulma açısından olanak ve şansın çoktur.
insan çeşitliliği. Böyle insanlar varmıymış dedirtir.
Hiç kimseye güvenmemeniz gerektiğini, insanların ancak işlerine yaradığınız kadar size saygı duyduğunu, anlayışlı ve yardımsever bir kişiliğiniz varsa bir süre sonra bunun enayilik kategorisine alındığını, tamam dedikçe sorumluluklarınızın katlanarak arttığını iş hayatınız boyunca bir güzel keşfedersiniz.
(bkz: özgüven)
malesef kaybettirdiklerinin yanında çok fazla olan şeyler değildir. işsizlik de ayrı zordur ama bu iş hayatının cennet olduğu anlamına gelmez. karşıdaki insan bikbik konuşurken huzurlu bi gülümsemeyle dinleyip kafa sallarken içinizden küfredebilme yeteneği kazandırır mesela.
uyanık olmak.
pratik olmak.
aç gözlülük.
hayata sövme
Tecrübe.
sabırdır.
maddi olarak çok fazla bir şey değildir. para dediğimiz şey özellikle son 15 yılda iyice pula döndü. hiçbir değeri yok ne kadar kazanırsan kazan ( öyle ayda 10 bin ve üzeri kazanan insan sayısı toplam çalışanların yüzde 20 si bile değildir ) illa ki yetmiyor bu hayat şartlarında.

ancak manevi olarak çok şey kazandırdı. yukarıda çoğu yazılmıştır zaten en başta sabretmeyi öğretiyor. insanları tanıyorsun hemde ne tanıma.. insanoğlunun ne kadar aç gözlü ne kadar üçkağıtçı ne kadar yalancı ve çıkarcı olduğunu güzelce öğreniyorsun. iş dışı hayatında çok faydası oluyor çünkü kek gibi herkese güvenmeyi bırakıyorsun gözün açılıyor. disiplin kazandırıyor. sabah hemen hemen aynı saatte kalkıp akşamları hemen hemen aynı saatte uyuma düzenin oluyor. bu kimilerine göre kötü bir şey olsa bile aslında iyi bir şey. düzenli bir hayat yaşamayan insan belki anlık olarak eğlenebilir ama herşeyden çok çabuk sıkılır farkında olmadan. o yüzden iş harici zamanın belli bir süreler içerisinde kalırsa tek bir şey yapıp çok eğlendiğini veya dinlendiğini zannetmek yerine pek çok şey yapıp gerçekten vaktini iyi harcayabiliyorsun.
maaşlı çalışan iseniz bağımsızlığınız elden gidiyor.
ya bağımsızlığı elde etmek için kurtuluş mücadelesi içine giriyorsunuz ya da karakterinizden ödün verip sabır taşı oluyorsunuz.
- zararını ödeyemeyeceğin riskin altına girme.
- kefillik rus ruletidir, sakın !
- muhasebecini hanımlardan seç.
- mutlaka bir hedefin olsun.
sorumluluk alanının dışında kalan hiçbir iş için inisiyatif alma. iş çözülsün, iş yürüsün diye iyi niyetle yardımcı olduğun her konu, bir sonraki seferde "geçen sefer sen yapmıştın" bunu denilerek üzerine kalır.
düzen kazandırmıştır.
güncel Önemli Başlıklar